Şaşıran sen mi yoksa ben miyim bilemedim

Yahu, insan Orhan Gencebay’ın önünde biat etmez de ne yapar?

Kaçıranlar olduysa diye:

Álemlerin en Ordinaryus Prof. Editörü Emel’in (Armutçu) yayına hazırladığı ‘Türkiye Cinselliğini Konuşuyor’ dizisinin dün yayınlanan bölümünde Orhan Gencebay’ın röportajı yer alıyordu.

Okumuş olanlara ikinci baskı olacak ama kusura bakmayın, bir bölümü alıntılamadan, anmadan edemeyeceğim.

n Siz o çok sevilen şarkılarınızda hep kaderle cebelleştiniz. Araştırma da ‘cinsel mutsuzluğunu kadere bağlayan’ çok insan olduğunu gösteriyor.

Benim orada anlatmak istediğim kader, Big Bang teorisine göre, yani o patlamadan sonra etrafa yayılan yoğun kitlenin içindeki değerlerin evrene yayılması, her birinin bir yere gitmesi ve genetik olarak her parçaya intikal etmesidir. Tüm bunlar olması gereken şekilde olurlar. Kader ihtimalleri diyorum ben buna.

n Yani sizce de cinsel mutsuzluk kaderin bir oyunu mu?

Büyük üstad Einstein’a sorarlar, kader nedir, diye. ‘Hak edilendir’ diye cevap verir. Buradan yanlış yerlere de gitmemek lázım, illá ki kötü bir şey yapıp da kötü bir şey görür demek değil bu. Bir insanın doğumunda meselá 52. geninde bir şey varsa ve bu nedenle yıllar sonra bir hastalıkla karşılaşırsa ne yapsın! Bu onun kaderidir. Olması gereken ihtimallerden biridir. Neticede var olan şeyleri yaşamaya çalışıyoruz, güneşin altında yeni bir şey yok. İnsanın aramayı bilmesi lázım, arıyoruz, kendimizi aşırı da yoruyoruz. Bestemdeki gibi, ‘Bana kaderimin bir oyunu mu bu, aldı sevdiğimi verdi zulûmu, dünyaya doymadan göçüp gideceğim, yoksa yaşamanın kanunu mu bu?’ Evet, bence yaşamanın kanunu bu!

n Bu kanun değişmez mi?

Günümüze hitap etmeyen değerlerin değişmesi gerekiyor. Aydınlanmamız gerekiyor.

Aaah Orhan Bey ahhh...

Doritos’un ‘Asrın Geyiği’ sloganıyla başlattığı ‘Aşk mı para mı?’ anketinden haberdar mısınız bilmem?

Ankete katılanlar arasında parayı seçenler, açık ara önde gidiyorlar efen’im...

İnternet ve SMS yoluyla katılımda bulunan 100 bin kişinin yüzde 86’sı ‘para’ demiş.

Gerekçeler de şu şekilde:

n Parasız adama kim bakar, önce para, sonra aşk.

n Aşk zayıflıktır, para güç.

n Mutluluğa giden her yol paradan geçer.

n Kafede hesabı ‘Biz aşığız’ deyip mi ödeyeceğiz?..

Aaah Orhan Bey ahhh...

Günümüze hitap eden değerlerden mi bahsetmiştiniz?

Aydınlanmaydı, aşkla sevişmekti... Buraya kadarmış, krizlerden bitap düşmüş yoksul bir ırkın ahvadının aydınlanıp aydınlanacağı...

Einstein’ı geçiniz; ‘Para, para, para!’ Napolyon’un dediği gibi...

Rica etsem, İstanbul’dan Ebru Çapa için ‘Batsın Bu Dünya’yı söyler misiniz?

Hak edilendir, müstehaktır yani...
Yazarın Tüm Yazıları