Orams kararı geçiştirilemez

ORAMS davasıyla ilgili olarak İngiltere mahkemesinin verdiği karar Kıbrıs’ta bundan sonra Rum mahkemelerinin KKTC ile ilgili kararlarının da Avrupa Birliği tarafından tanınacağı anlamına geliyor.

Haberin Devamı

Bir daha tekrarlayalım, İngiliz Orams ailesinin Kuzey Kıbrıs’taki evlerinin eski sahibi, Kıbrıs Rum kesimindeki mahkemelere baş vurarak toprağın kendisine ait olduğunu ve iadesini istedi. Mahkeme isteği haklı buldu. İngiliz çiftin karara uymasını istedi. Uymazlarsa İngiltere’deki mal varlıklarına el konabileceği belirtildi.

Dava İngiltere mahkemesine taşındı. Mahkeme Avrupa Birliği Adalet Divanı’na baş vurdu ve görüş istedi. Avrupa Birliği Hukuku’na göre Rum mahkemelerinin kararı kuzeyde de geçerli sayılıyor muydu?


Uzun bir süre beklemeden sonra yanıt geldi.


Evet. Birleşik Krallık Mahkemeleri, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne ve egemenliğine” saygı göstermeliydi. Rum mahkemesinin kararını tanımalıydı.

Haberin Devamı


Dolayısıyla, Kıbrıs Rum Yönetimi mahkemelerinin verdiği kararlar kuzeyde de geçerliydi.


Bu karardan sonra Orams’lar birkaç gün önce Ada’ya geldiler. Çünkü İngiltere mahkemesi kendilerine evi yıkıp sahibine teslim etmeleri için belli bir süre verdi.


Şimdi ne olacak? Bu evin yıkılabilmesi için bölge belediyesinin izni gerekiyor. KKTC makamları buna izin vermeyebilirler.  


O zaman, ailenin İngiltere’deki mallarına el konabilir.


Bu durum, Rumların egemenliğinin ilk kez hukuki olarak kuzeye de yayılması anlamına geliyor. Siyasetle yapamadıklarını, hukuk yoluyla yapabilmenin kapısı açıldı.

İÇ POLİTİKA KAYGILARI PASİFLEŞTİRDİ

Annan Planı’ndan sonra ortaya çıkan uluslar arası durum ne Talat ne de AKP tarafından doğru bir biçimde değerlendirilebildi.


Uzun yıllar Türk tarafının ve Türkiye’nin uzlaşmaz politikalarına yönelik eleştirilerin ağırlığından sıyrılmak isteyen yeni AKP hükümeti ve Talat Yönetimi, ayaklarının altından zeminin kaymasına neden olacak pasif bir tutum içine girdiler.


Hak aramadılar.


AKP’nin, kapatılma davası öncesi ve sonrasında AB’nin desteğine fazla bel bağlamış olmasının da bu pasif tutumda etkisi oldu.

HATALAR YAPILDI

Orams davasıyla ilgili süreçte de aynı eğilim ağır bastı.

Haberin Devamı


İngiltere mahkemesinin konuyu Avrupa Topluluğu Adalet Divanı’na götüreceği dönemde ne KKTC’den ne de Türkiye’den itiraz geldi.


Yetkililerle yaptığım görüşmeleri anımsıyorum. Önce İngiltere mahkemelerinin Adalet Divanı’na başvuruda bulunmayacağı beklentisine sahiptiler. Başvuruyu bekletmenin onların elinde olduğu düşünülüyordu.


Avrupa’dan görüş alacağız dendiğinde itiraz etmemelerinin nedenini ise, “sorulacak soruları belirleme ihtimalimiz var” diyerek açıkladılar. O zaman itiraz etselerdi süreçte daha aktif biçimde etkili olabilirlerdi.


Sonuç, bu hesapların doğru olmadığını ortaya koydu.


Kıbrıs’ta işler karışıyor. Liderler arası görüşmeler de bugünkü haliyle pek umut vermiyor. Ama Ada’da kalıcı barışın sağlanması için her zamankinden daha fazla çözüme ihtiyaç var.

Haberin Devamı


Ama artık eski yöntemlerle bu iş yürümeyecek.


‘Başka seçeneğimiz de var’
diyerek KKTC’nin tanınması için atağa geçileceği tehditlerini ve iç politika kaygılarını bir kenara bırakıp, Kıbrıs meselesini öncelikli konular listesine alma zamanı geldi.

Yazarın Tüm Yazıları