Önce Washington DC sonra Çin’de üçüncü nokta

777 teslimatlarının başlamasıyla THY’nin ilk yeni uçuş noktası Washington DC olacak. Daha sonra Los Angeles yerine Çin’de üçüncü noktaya uçuş planlanıyor: Hat açılışlarının sıralamaları pazardaki yolcu yoğunluğuna göre ayarlanıyor

Bir dünya markası haline gelen uçak ikram pazarının yaratıcı şirketi Do&Co’nun İstanbul’daki ana üssündeyiz. THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu ile buluştuk.
Metabolizmanın en yavaş olduğu gece yarısında spor yaparak zayıflamaya başlayan Topçu, hayli kilo vermiş. O ölçülü, ben ölçüsüz yiyorum. Kuşkusuz ana konumuz Türk Hava Yolları...
Hamdi Topçu, bütün uçak alımlarında uçağın imalatçı firmasının imalat felsefesini göz önünde tuttuğunu söylüyor. Yani imalat için uçak fabrikasının önerdiği pazarları göz ardı etmiyor. Ama THY’nin büyüme felsefesiyle örtüşmeyen uçağı da almıyor. Yarattığı bu şablon sıradan gibi görünse de aslında gövde seçiminde yanılmaları en aza indiriyor. Alınan uçaklardaki doluluklar arttıkça daha büyük uçaklara geçişin yol haritasını çiziyor.
ÖNCE WASHINGTON DC
THY’nin satın aldığı Boeing 777-300ER uçaklarından ilki eylül ayında gelecek. Teslimat bir ay önceye çekilmiş. 777 teslimatlarının başlamasıyla ilk yeni uçuş noktası Washington DC olacak. Daha sonra Los Angeles yerine Çin’de üçüncü noktaya uçuş planlanıyor. Topçu, Los Angeles’tan vazgeçilmediğini ama pazardaki yolcu yoğunluğuna göre yeni hat açılışlarının sıralamalarında oynama yaptıklarını söylüyor.
Hayatına ait bütün zamanları THY’ye adamış bir adam Hamdi Topçu. Bütün konuşmaları mutlaka THY ile kesişiyor. Aklındaki bütün heyecanlar THY için yarışıyor. Yeni nesil koltuklardan ikrama, personel politikasından ve tabii mali yapının güçlüğüne kadar her dalda her şeyi saliselerle izliyor. Son dönemde takibe aldığı yeni heyecanı ise büyük yolcu uçakları. Pazardaki iki uçak, Airbus A380 ve Boeing 747’nin yeni modeli 8 serisini projeksiyona getirmiş. Bu uçaklardan birinden 5 ya da 4 tane almayı planlıyor. İki uçağı THY’nin uzak uçuş noktalarına, yolcu doluluk oranlarına göre yarıştırıyor. Zaman zaman Boeing ve Airbus ile pazarlığa oturuyor. İki uçak imalatçısı Topçu’nun maliyecilikten gelen geniş bilgisiyle yaptığı ‘çılgın’ pazarlıklardan yorulmuşlar. Korkarak geliyorlar. Masaya oturuyorlar. Topçu’nun güçlü eliyle yaptığı pazarlıklara çoğu zaman dayanamıyorlar.
Geçtiğimiz günlerde Amerikan Ulaştırma Bakanı pat diye ekibiyle THY’ye gelmiş. İlk sorusu “Havayolları dünyanın birçok yerinde batıyor. Siz nasıl büyüyorsunuz?” olmuş. THY bir gösteriyle büyümesinin hikâyesini Amerikalı bakanın gözleri önüne sermiş.
ESKİ GENEL MÜDÜRLER
Hamdi Topçu yine geçtiğimiz günlerde Türk Hava Yolları’nda daha önceki dönemlerde genel müdürlük yapanları şirkete davet etmiş ki bu THY’de bir ilktir. Hepsiyle oturup yemek yemiş, sohbet etmiş, önerilerini dinlemiş. Efsane pilot Genel Müdür Atilla Çelebi’den son Genel Müdür Yusuf Bolayırlı’ya kadar katılımcılar önerilerini söylemişler. Sonra Yusuf Bolayırlı’yı özellikle alıp THY Teknik hangarına götürmüş. Genel müdürlükten önce THY Teknik’in başında olan Bolayırlı hangara girince teknisyenlerin hepsi koşup çevresine toplanmış. Bir sevgi seli yaşanmış. Topçu bu resmi görmekten çok mutlu olduğunu söylüyor hatta “Allah bize de nasip etsin” diyor.
Topçu ile sohbetimiz, uçakların yeni boyalarından sponsorluklardaki başarılara kadar uzanıyor. Ve Hamdi Topçu yakın zamanda çok önemli bir sponsorluğa imza atacaklarını, bu imzanın Avrupa’dan başlayarak dünyada yankısının büyük olacağını söylüyor. Topçu sohbetimizi THY’nin büyüme ve mali gücünün sağlamlığının şirketi tam anlamıyla bir dünya markası haline getirdiğini anlatarak noktalıyor.
DOĞUDAN HATTIN KARŞISINDA
Hamdi Topçu ile sohbetten önce Do&Co’nun toplantı odasında Londra’ya görüntülü bağlanıyor. Karşı kameranın önünde Do&Co’nun patronu Attila Doğudan var. Avusturya’dan başlayıp, Amerika, Almanya, İngiltere ve Uzakdoğu’daki birçok ülkeye yayılan şirketin patronu yepyeni bir heyecan içinde Londra Heathrow Havalimanı yakınındaki yeni operasyon üssünde imalat bantları kuruyor. Emirates gibi titiz bir şirketin beş uçuşuna yemek yükleyecek. Sanki dün ikram pazarına girmiş gibi heyecanlı. Zaten hiperaktif olan Doğudan, hiç yerinde duramaz hale gelmiş. Oysa o artık bir dünya devi. Formula yarışlarından, BMW Münih binasındaki restorana, New York Plaza Oteli içindeki Demel’den Lufthansa Frankfurt Havalimanı’ndaki özel salona kadar yüzlerce yerde insanları çok mutlu eden yemekleri sunuyor. Büyüyor ama butik yapısını, amatör ruhunu kaybetmiyor.
Artık milyonlarca tepsi yemeği uçaklara yükleniyor. Ama her yemeği sanki evinin küçük mutfağında yapıyor. Bütün karışımlar, binlerce tepside aynı lezzetle sunuluyor. Patlıcanlar, salatalar, özel karışımlı yoğurtlar hepsi 10 bin metrede yerdeki yapıları bozulmadan taptaze yolcunun önüne çıkıyor. Uçan aşçılarından, troleyleri yükleyen personeline kadar herkes dünyanın en zor patronu için pürdikkat çalışıyor. Hata yapan Attila Doğudan’ın gözünden kaçmıyor ama herkes kendi cezasını kendisi veriyor. Doğudan aslında yarattığı sevgi yumağıyla gökyüzüne atılan mükemmel imzasının arkasında tek başına duruyor. Ekibi o imzanın yüksek kimliğini bozmamak için arı gibi çalışıyor. İstanbul’da Genel Müdür Yardımcısı Serdar Erden bize eşlik ediyor. Patronu ile görüşürken gözlerindeki ışıltı, sıradan bir işyerindeki gibi değil. Birlikte yaratılan heyecanı orada canlı yayında görebiliyorsunuz.
Hamdi Topçu ile Attila Doğudan’ın gıyabında yemeğini yiyoruz, tattığımız lezzetler ve mükemmel sunum için helalleşiyoruz....

TAV Passport ile yerde first class hizmet

İstanbul Atatürk Havalimanı başta olmak üzere TAV Havalimanları Holding tarafından işletilen tüm terminallerde yolculara CIP hizmeti için ‘TAV Passport’ kart üyelik sistemi başlatıldı. Yıllık 800-1000 lira arasında satışa sunulan kartta, yolcuların evden çıkıp uçağın kapısına kadar geçen sürede ayrı kontrol noktalarından geçiş, hızlı check-in, özel salonda bekleme, terminalde elektrikli araçla ulaşım ve duty free mağazalarında fiyat avantajları gibi hizmetler sunuluyor. TAV Passport hizmetinin Prime Class tarafından verildiğini söyleyen TAV İşletme Hizmetleri Genel Müdürü Eda Bildiricioğlu, ilk günden büyük ilgiyle karşılaştıklarını belirtti.

787 kompozit imalat hattına girdim
/images/100/0x0/55eaa83af018fbb8f88e5b21
İmalatçılar, yeni nesil uçakları daha uzağa, az yakıt harcayarak uçuracak teknolojilerin, havayolları da biletleri ucuzlatmanın peşinde. Ortak nokta, uçakların hafif yapılmasından geçiyor. Bu da kompozit teknolojisiyle gerçeğe yolculuk edecek

Yıl sonunda hizmete girmesi beklenen Boeing’in yeni yolcu uçağı 787 Dreamliner’ın tüm gövdesi kompozit. Böylece toplam ağırlık yüzde 30 oranında azaltılıyor. Projenin İtalyan ortağı Alenia, Grottaglie’deki fabrikasında uçağın 44 ve 46 numaralı parçaları yani orta ve arka gövdenin imalatını yapıyor. Burası sadece Boeing’e çalışan, 550 işçinin görev yaptığı, çizmenin ucunda Brindisi’de yer alan bir fabrika.
Korozyon derdi olmayan, yüksek dayanıklılığa sahip kompozit aslında 1920’lerde bulundu. Ama havacılığa girmesi için tam 50 yıl geçmesi gerekti. Dâhi uçak mühendisi Burt Rutan, kompozitin uçakların gövde ve kanat gibi ağır yüke maruz kalan parçalarında da kullanılabileceğini ispatladı. O günden bu yana kompozit uçakların vazgeçilmez malzemelerinden biri. Ama büyük bir yolcu uçağının tüm gövdesini kompozitten imal edebilmek, yüksek mühendislik ve özel imalat teknikleri gerektiriyor.

İPEKBÖCEĞİNİN KOZASI GİBİ

Grottaglie’deki fabrikada robot kollar, sanki ipekböceğinin kozasını örmesi gibi siyah kompozit bantları rezin yapıştırıcı kullanarak gövde kalıbının üzerinde defalarca dönerek sarıyor. Bu süreç, sürekli bilgisayar ve insan kontrolü altında yapılıyor.
Sonrasında parça basınçla pişirilmek için özel fırına konuluyor. Gövde parçası, 180 derecede, 6 atmosfer basınç altında yaklaşık 8 saat pişiriliyor. Ardından pencereler, bakım, kargo kapakları açılıyor. Son kontrolden sonra parçalar ABD’de Seattle-Everett’teki tesislere Boeing 747 Jumbo Jet’ten geliştirilen geniş gövdeli ‘Dreamliner’ uçağıyla götürülüyor.
Gövde, ikram kamyonu çarpması gibi dışarıdan gelen darbelere dayanıklı. Hasarlar, yüksek sıcaklıkla uygulanan özel yapıştırıcılarla tamir edilecek. Daha büyük hasarlarda uçağın hangara çekilmesi gerekiyor. Bu konuda Avrupalı imalatçı Airbus’ın Boeing’e itirazı var. 787’nin rakibi A350’de farklı bir teknoloji kullanılacak. Alüminyum ile kompozit sandviç metoduyla birbirine yüksek ısı ve basınçla yapıştırılacak. A350’nin gövdesi panel panel birleştirilerek imal edilecek. Hasar durumunda sadece o parça değiştirilecek.
Havacılık dünyası hangi teknolojinin kazanacağını merakla bekliyor. Bir tarafta üç parçadan oluşan gövde, diğerinde ise panel teknolojisi. Ama ortak nokta çok hafif ve dayanıklı olan kompozit.
Yazarın Tüm Yazıları