'),t.viewport.prepend(t.loader),n.css({width:"horizontal"==t.settings.mode?100*t.children.length+215+"%":"auto",position:"relative"}),t.usingCSS&&t.settings.easing?n.css("-"+t.cssPrefix+"-transition-timing-function",t.settings.easing):t.settings.easing||(t.settings.easing="swing"),m(),t.viewport.css({width:"100%",overflow:"hidden",position:"relative"}),t.viewport.parent().css({maxWidth:h()}),t.settings.pager||t.viewport.parent().css({margin:"0 auto 0px"}),t.children.css({float:"horizontal"==t.settings.mode?"left":"none",listStyle:"none",position:"relative"}),t.children.css("width",g()),"horizontal"==t.settings.mode&&t.settings.slideMargin>0&&t.children.css("marginRight",t.settings.slideMargin),"vertical"==t.settings.mode&&t.settings.slideMargin>0&&t.children.css("marginBottom",t.settings.slideMargin),"fade"==t.settings.mode&&(t.children.css({position:"absolute",zIndex:0,display:"none"}),t.children.eq(t.settings.startSlide).css({zIndex:50,display:"block"})),t.controls.el=r('
'),t.settings.captions&&k(),t.active.last=t.settings.startSlide==v()-1,t.settings.video&&n.fitVids();var e=t.children.eq(t.settings.startSlide);"all"==t.settings.preloadImages&&(e=t.children),t.settings.ticker?t.settings.pager=!1:(t.settings.pager&&E(),t.settings.controls&&C(),t.settings.auto&&t.settings.autoControls&&T(),(t.settings.controls||t.settings.autoControls||t.settings.pager)&&t.viewport.after(t.controls.el)),d(e,f)},d=function(e,t){var n=e.find("img, iframe").length;if(0!=n){var i=0,o=function(){++i==n&&t()};e.find("img, iframe").each((function(){var e=r(this);if(e.is("img")){var t=new Image,n=!1;return r(t).on("load",(function(){n||(n=!0,setTimeout(o,0))})),t.src=e.attr("src"),void setTimeout((function(){t.width&&!n&&(n=!0,setTimeout(o,0))}),0)}e.on("load",(function(){setTimeout(o,0)}))}))}else t()},f=function(){if(t.settings.infiniteLoop&&"fade"!=t.settings.mode&&!t.settings.ticker){var e="vertical"==t.settings.mode?t.settings.minSlides:t.settings.maxSlides,i=t.children.slice(0,e).clone().addClass("bx-clone"),o=t.children.slice(-e).clone().addClass("bx-clone");n.append(i).prepend(o)}t.loader.remove(),b(),"vertical"==t.settings.mode&&(t.settings.adaptiveHeight=!0),t.viewport.height(p()),n.redrawSlider(),t.settings.onSliderLoad(t.active.index),t.initialized=!0,t.settings.responsive&&r(window).bind("resize",W),t.settings.auto&&t.settings.autoStart&&B(),t.settings.ticker&&H(),t.settings.pager&&L(t.settings.startSlide),t.settings.controls&&P(),t.settings.touchEnabled&&!t.settings.ticker&&I()},p=function(){var e=0,n=r();if("vertical"==t.settings.mode||t.settings.adaptiveHeight)if(t.carousel){var o=1==t.settings.moveSlides?t.active.index:t.active.index*y();for(n=t.children.eq(o),i=1;i<=t.settings.maxSlides-1;i++)n=o+i>=t.children.length?n.add(t.children.eq(i-1)):n.add(t.children.eq(o+i))}else n=t.children.eq(t.active.index);else n=t.children;return"vertical"==t.settings.mode?(n.each((function(t){e+=r(this).outerHeight()})),t.settings.slideMargin>0&&(e+=t.settings.slideMargin*(t.settings.minSlides-1))):e=Math.max.apply(Math,n.map((function(){return r(this).outerHeight(!1)})).get()),e},h=function(){var e="100%";return t.settings.slideWidth>0&&(e="horizontal"==t.settings.mode?t.settings.maxSlides*t.settings.slideWidth+(t.settings.maxSlides-1)*t.settings.slideMargin:t.settings.slideWidth),e},g=function(){var e=t.settings.slideWidth,n=t.viewport.width();return 0==t.settings.slideWidth||t.settings.slideWidth>n&&!t.carousel||"vertical"==t.settings.mode?e=n:t.settings.maxSlides>1&&"horizontal"==t.settings.mode&&(n>t.maxThreshold||nTÜRKİYE ekonomisinin kanayan yaralarından biri de sahte/taklitçilik. Yıllardır büyüyen bu yara özellikle ayakkabı sektörünü derinden etkiliyor. Kayıt dışı üretim hem ciddi bir vergi kaybına neden oluyor hem de üretim aşamasında kullanılan kanserojen kimyasallar yüzünden tüketicinin sağlığını tehlikeye atıyor. Şimdi ise bu konuda yeni adımlar geliyor. Taklit ve kaçak ayakkabı üretiminde daha önce atılmayan adımlarla yeni bir mücadele başlatılıyor. Amaç taklit üretimi en aza indirip yerli üreticileri güçlendirmek.
HER ALANDAN KATILIM
Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı ve Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) öncülüğünde, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Türk Patent ve Marka Kurumu ve Türk Standartları Enstitüsü’nün temsilcileri, ilgili yargı mensupları ve akademisyenler ile“Ayakkabı Sektöründe Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı” gerçekleştirildi.
ÜRÜNLER TOPLATILACAK
Sektörün uzun süredir mücadele ettiği bu konunun önemli bir aşamaya geldiğini vurgulayan TASD Başkanı Berke İçten, Hürriyet’e bundan sonra atılacak adımları anlattı: “Sahte ürünler yerli üretime zarar veriyor. Çok büyük bir vergi kaybı var. Ayrıca 30-40 yıl markalaşmak için emek harcayan yerli üreticilerin tüm emekleri boşa gidiyor. Kamu ve özel sektörden 100 temsilci bu Çalıştay’da atılacak adımları tartıştı. Uluslararası markalar Türkiye’de kendi ürünleri ile ilgili ‘sahtecilik’ şikâyeti yapmadıkça ürünleri toplatılamıyordu. Onlar bize “Bu sizin sorununuz” diyordu. Ancak artık öyle olmayacak. Kamu bu konuda harekete geçiyor. Uluslararası firmaların şikayeti olmasa da tüm ürünler toplatılacak” diye konuştu.
‘HEPSİ YERLİ VE KAYITLI OLSUN’
Taklit üretimin çok büyük bir istihdama da ev sahipliği yaptığına değinen İçten, “Ayakkabıda sahtecilikle ilgili tam bir abluka başlıyor. Ama bunlar yapılırken biz kimsenin hapse atılmasını istemiyoruz. Orada üretim yapanlar bir şekilde kayıtlı üretime geçsin istiyoruz ya da yerli firmalar için üretim yapsınlar” dedi.
EK VERGİ BEKLENTİSİ
GetirYemek CEO’su Yasemin Şişik Çelikboy, “Genel olarak değerlendirdiğimizde lahmacun siparişlerde hep üst sıralarda olurdu. Öyle bir konumu vardı. Artık lahmacunun yerini tavuk dürüm aldı. 5 yıllık verilere göre de tavuklu ürünler ve tavuk dürüm yükseliyor. Tavuk dürüm ve çiğköfteyi en fazla sipariş edilen ürünlerin başında görüyoruz” dedi. Kullanıcıların indirim sağlayan sadakat uygulamalarına çok fazla ilgi gösterdiğini anlatan Çelikboy, “2023’te ‘Müdavim’ avantajları sayesinde bir kullanıcımız 14 bin lira indirim kazandı. Bu sene, 5’inci yılımıza özel olarak 5 milyon TL indirim kampanyamızla her acıktıklarında kullanıcılarımızın yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Çelikboy, son zamanlarda esnafların da artan maliyetler yüzünden fiyatlama sorunu yaşadığını ifade etti. Değişken maliyetleri yönetmenin güçlüğüne vurgu yapan Çelikboy, “Esnafa ödemelerimizi ertesi gün yapıyoruz. Bu sayede onlar da rahatlıyor” şeklinde konuştu.
YÜZDE 20 BÜYÜME HEDEFİ
Beşinci yılını kutlayan GetirYemek’in 81 ilde faaliyet gösterdiğini belirten Çelikboy, “Kurulduğumuz ilk yılın sonundan bu yana 10 kat büyüdük. En az 15 milyon kullanıcı uygulamadan bir kere yemek siparişi vermiş. Bundan sonra hedefimiz her yıl aktif kullanıcı sayısını yüzde 20 arttırmak. Türkiye’de 44 milyon kişi internetten sipariş veriyor. Bunun 23 milyonu ise yemek siparişi veriyor” dedi.
HEPSİNDE LİDER
Daha önce sipariş istatistiklerini paylaşan Yemeksepeti de “2022’de ilk sırada olan lahmacun bu yıl üçüncülüğe düşerken, geçen yıl ikinci sıradaki tavuk döner ise bu yıl ilk sıraya yerleşti” açıklamasını yapmıştı. Bir başka platform Trendyol Yemek ise “Dünya Fast Food Günü” nedeniyle paylaştığı istatistiklerde milyonlarca siparişte en fazla payı yüzde 21 ile dönerin aldığını ifade etmişti.
Halka arz büyüklüğü 2.5 milyar TL olacak. Yaklaşık 156 milyon lot için fiyat yüzde 20 iskontoyla pay başına 16.20 TL olarak belirlendi. Yüzde 70 bireysele, yüzde 30 kurumsala olacak şekilde yapılandırıldı. Halka arz sonrası şirketin sermayesinin yaklaşık yüzde 30’una karşılık gelen kısmı borsada işlem görmeye başlayacak.
ERGANİ’Yİ ALACAK
Bir grup gazeteciye halka arz sürecini değerlendiren Limak Çimento Grubu CEO’su Erkam Kocakerim, “Şanlıurfa’da bulunan Limak Doğu Anadolu Çimento fabrikası yılda 2.2 milyon ton çimento ve 1.5 milyon ton klinker üretme kapasitesine sahip. Teknolojik dönüşümünü tamamlamış, çevre ve sürdürülebilirlik yatırımlarını yapmış, enerji verimliliğinde Türkiye’nin önde gelen çimento fabrikalarından biri. Ayrıca sıfır borçluluk oranı ile halka arza giriyoruz. Halka arz gelirlerimiz yatırımda kullanılacak. Gelirin tamamı ile yine Limak’a ait olan Ergani fabrikası satın alınacak. Bu iki yapı birleştiğinde bölgedeki çimento üretim kapasitemiz yaklaşık 3.5 milyon tonu bulacak. Diyarbakır ve Şanlıurfa çok büyük büyüme potansiyeline sahip iki kentimiz. Her gittiğinizde şehirlerin ne kadar büyüdüğünü görüyorsunuz. Ve maalesef yaşanan depremden sonra yapılaşma oranı daha da yüksek olacak. Bölgedeki çimento tüketimi ve tüketim noktalarına yakınlığı açısından fabrikaların avantajları var” ifadelerini kullandı.
Yerel seçimler sonrasında yabancıların Türk şirketlerinin hisselerine daha fazla ilgi göstereceğini düşündüklerini söyleyen Limak Grubu Kurumsal Finansman Direktörü Kerem Güzel de, “Yabancıların gelmesi ile birlikte bizim hisselerimizin de değerleneceğini öngörüyoruz” dedi.
Erkam Kocakerim
İKİNCİ HALKA ARZ YENİLENEBİLİR ENERJİDE OLACAK
Limak Doğu Anadolu Çimento Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Güzel, Limak Doğu Anadolu Çimento’nun grubun ilk halka arzı olduğunu vurgulayarak, yatırımcı açısından iyi bir hisse performansı gösterecek bir yatırım aracı sunmayı amaçladıklarını kaydetti. Güzel, önümüzdeki dönemde Limak Grubu’nun yenilenebilir enerji şirketinin halka arzı için çalışmaların devam ettiğini söyledi. Güzel, Limak Yenilenebilir Enerji Yatırımları’nın 2024’te halka arzının planlandığını bildirdi.
Dolar kurundaki yükselişin ihracatçıyı rahatlatmadığını ifade eden Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, “İşçilik maliyetlerimiz 6 ayda bir artıyor. Geçmiş dönemlere baktığımızda bu, yılda bir oluyordu ve maksimum yüzde 20’lik artışlar yaşanıyordu. Bu da ihracatta fiyatlandırma yaparken bizi zorlamıyordu. Ama şimdi dolar bazlı maliyetlerde işçiliği de artırmamız gerekiyor. Zaten ürünü satarken zorlandığımız bir dönemden geçiyoruz. Ayrıca üretimlerini kiralık alanlarda yapan firmalarımız var. Onlar da kira artışı gibi çok ciddi bir sorunla baş başa kaldılar” diye konuştu.
‘HAMMADDE BELİMİZİ BÜKÜYOR’
Şu anda tüm gelişmelerin üreticinin aleyhine olduğunu söyleyen Talha Özger, “Türkiye, kendi cevherinden üretim yapan bir ülke değil. Ve bazı hammaddelerin ithalatında ek vergiler belimizi büküyor. Çelik hammaddesinde bu, yüzde 12 oldu. Bir firma getirdiği kalın çeliği inceltip bize satıyor. Tüm üretim o firmaya bağlı. Bizler kendimizi bu hammadde kartellerine teslim etmek istemiyoruz. Hammadde tüccarlarının insafına kalmış durumdayız” diye konuştu. 2023 yılını 3.2 milyar dolarlık ihracatla kapattıklarını belirten Özger, “2024 yılında ihracatta hedefimiz yeniden 3.5 milyar dolar seviyelerine gelebilmek. Amacımız kg başına ihracat değerimizi 4.5-5 dolar seviyelerine çıkarmak. 2024 zor bir yıl olacak” ifadelerini kullandı.
ÇARKLARIN DÖNMESİ İÇİN HER KAPIYA GİTMELİYİZ
-Sektör olarak ihracatta geçen yıl yüzde 4.7’lik düşüş yaşandığına değinen EVSİD Başkanı Talha Özger, “6 Şubat depremleri maalesef bölgedeki üreticilerimizi derinden etkiledi. O bölgede üretim uzun süre durdu. Ancak şimdi zorlu ortamda üretimimizi korumamız, ihracatımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Sanayide çarkların dönmesi lazım. Günü kurtarma peşindeyiz ama artık her kapıyı çalmalı, tüm desteklerin en tepesinden yararlanmalıyız. Tüm alıcılarla bağlantı kurmalıyız. Finansmana erişim konusunda atılacak her adım, yapılacak her katkı bizlere olumlu yansıyacak” dedi.
EKTİĞİMİZ TOHUMLAR MEYVELERİNİ VERİYOR
-İhracatta hem uzak pazarların hem de yakın pazarların farklı işlevleri olduğunu hatırlatan Talha Özger, “Yakın coğrafyadaki güçlü pazarlarımız hızlı ihracat için avantajlı ve stratejik öneme sahip. Uzak pazarlarda ise bugün yapılan çalışmalar yıllar sonra sonuçlarını veriyor. Latin Amerika’da yıllar önce ektiğimiz tohumlar meyvelerini vermeye başladı. O pazarlarda ihracat artış oranlarımız çok iyi. Bu çalışmaları arttırarak devam edeceğiz” diye konuştu.
6 ŞUBAT depremleri bazı illeri ilk andaki yıkım ve can kayıplarıyla vururken bazı şehirleri de sonrasında sebep olduğu ağır hasarlarla zarara uğrattı. Bu illerden en dikkat çekenlerinden biri ise Malatya. 4 bine yakın binanının yıkıldığı şehirde gerçek bilanço sonradan ortaya çıktı: 36 bin ağır hasarlı, yani yıkılması gereken bina ve 140 bin bağımsız daire. Biz de felaketin 1. yıldönümünde Malatya’nın merkezini sokak sokak gezdik. Ağır hasarlı binaların bazısı 15 bazısı 10 katlı, birçoğu halen yıkılmayı bekliyor ki bu, Malatya şehir merkezinin yüzde 30-40’a yakınının yıkılması anlamına geliyor.
Eskiden çarşıda manavı olan Murat ışık, şimdi tezgâhta satıyor meyve sebzelerini.
KALBİ SÖKÜLMÜŞ GİBİ
Boş arazilerin arasından güçlükle yürüyerek Malatya’nın kalbinin attığı “çarşı” veya “merkez” olarak bilinen alana doğru ilerledik. Gerçekten de şehrin tüm sokakları bu merkeze çıkıyor ancak ortada çarşı diye bir şey yok. Bir zamanlar İstanbul’daki Kapalıçarşı’ya da benzetilen çarşının yerinde artık devasa bir şantiye, iş makineleri, konteyner ve çadır dükkânlar var. Çarşıdan ayakta kalan kısımlar da kontrollü olarak yıkılınca Malatya’nın kalbi adeta sökülmüş gibi... Esnaflık yapan Resul Gürbüz, “Önceden tezgahımızla 3-4 aile geçinebiliyorduk şimdi 1 aile ayı zor çıkarıyoruz” diyor. Görüştüğümüz Malatyalıların büyük çoğunluğu ağır hasarlı binaların yıkım çalışmalarının bir an evvel tamamlanıp yeni binaların tamamlanmasını talep ediyor.
ÇADIRDA TEK BAŞINA
- BİR zamanlar Malatya’da ekonomik ve sosyal hayatın gözbebeği olan tarihi çarşı yıkılıp kaldırılınca ortada kocaman bir boşluk oluşmuş. Bu boş arazinin tam ortasında ise tozlu bir çadır dikkatimizi çekiyor. Tarihi çarşıda yıllarca çaycılık yapan 53 yaşındaki Memet Yaylacı, “Benim dükkânım tam buradaydı. Enkazın ortasında kaldım. Şimdi inşaatlarda çalışan işçilere çay satıyorum” diyor.
Mehmet Yaylacı
AÇIK HAVA ÇARŞISI
E-ticaretin devlerini yakından ilgilendiren Danıştay’ın iptal talebi Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) takıldı. Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve e-ticaret sektöründe yerli firmaları ve küçük esnafı korumak için geçtiğimiz yıl sunulan kanun teklifi, beş partinin oy birliğiyle TBMM’de kabul edilerek yasalaşmıştı. Kanun geçen yılın başında yürürlüğe girdi. Buna göre, Trendyol gibi elektronik ticaret platformları kendi markalarını satamayacak. Ayrıca net işlem hacmi
10 milyar TL’nin üzerinde olan platformların elde ettiği verileri de sadece ‘aracılık’ hizmetleri için kullanacağı yasal güvenceye alındı.
Ek olarak yasa ile birlikte net işlem hacmi 10 milyar TL’yi aşan firmalara lisans alma zorunluluğu getirildi.
HANGİ MADDE İÇİN BAŞVURDU
Ancak, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) ardından Danıştay’ın da tüketicileri ve rekabeti korumayı amaçlayan bu yasanın bazı maddelerin iptali için AYM’ye başvuruda bulunduğu ortaya çıktı. Buna göre Danıştay’ın başvurusunda “Elektronik ticarette haksız ticari uygulamada bulunulamaz. Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının, aracılık hizmeti sunduğu elektronik ticaret hizmet sağlayıcının ticari faaliyetlerini önemli ölçüde bozan, makul karar verme yeteneğini azaltan veya belirli bir kararı almaya zorlayarak normal şartlarda taraf olmayacağı bir ticari ilişkinin tarafı olmasına sebep olan uygulamalarının haksız olduğu kabul edilir” maddesinin iptali istendi.
DEV FİRMALARA LİSANS ÜCRETİ İÇİN DE TALEP
Danıştay ayrıca yıllık net işlem hacmi 10 milyar TL’yi aşan firmalara lisans alma ve 10 milyar TL ile 60 milyar TL’lik yıllık net işlem hacmi arasında kademeli şekilde lisans ücreti ödeme yükümlülüğü getiren maddenin de iptalini istedi. Danıştay’ın başvurusunu değerlendiren AYM, CHP’nin başvurusunda olduğu gibi, Danıştay’ın başvurusu ile ilgili de ret kararı verdi.
MECLİS’TE SAVUNMUŞTU
SU Verimliliği Seferberliği kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından dün Kocaeli’nde Sanayi-Su Buluşması etkinliği düzenlendi. Etkinlikte bakanlık birimleri, sanayiciler ve uzmanlar su tasarrufu konusunda atılacak adımları ele aldı. Etkinlik kapsamında iki bakanlık arasında “Sanayide Su Verimliliği Çalışmaları Kapsamında Yapılacak İş Birliğine Yönelik Protokol”imzalandı. Buna göre alınacak önmeler ve atılacak adımlarla sanayide su kullanımının kısa vadede yarı yarıya azaltılması hedefleniyor.
Gelişen sanayi ile birlikte yalnızca endüstriyel değil, tarımsal ve kentsel su ihtiyacının da arttığını belirten Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, su verimliliği sistemleri, suda kaçak oranının azaltılması, suyun yeniden kullanımı, verimliliğin artırılması, yağmur suyu hasadı ve gri su uygulamalarına yönelik çalışmaların hızlı şekilde devam ettiğinin altını çizdi. Bakan Yumaklı, “Kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel su verimliliği için hedeflerimizi ve stratejilerimizi belirledik. Sanayide hedefimiz; su verimliliği tedbirlerinin uygulanmasıyla yüzde 50’ye varan oranlarda su kazanımı sağlanması” dedi.
KAYNAK YÜZDE 20 AZALACAK
Bakan Yumaklı, “Konu su olunca kullanım alanlarının tamamını bir bütün olarak değerlendirmek, planlamak zorundayız. Sadece altı yıl sonra nüfusumuz yüzde 10 artarken, su kaynaklarımızın iklim değişikliği etkileriyle yüzde 20 azalacağını öngörüyoruz. Ülkemizde 1.313 metreküp olan yıllık kişi başı su potansiyeli, gerekli tedbirleri almazsak 2030 yılında 1000 metreküpün altına düşecek. Su verimliliği kaçınılmaz. Gerekli adımların bir an önce atılmasının elzem olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
152 SEKTÖREL REHBER
Endüstriyel Su Verimliliği Eylem Planı ile 152 adet sektörel su verimliliği rehberi hazırladıklarını anlatan Bakan Yumaklı, “Rehberlerde yer alan su verimliliği tekniklerinin uygulanması halinde; tekstil ve giyim sektöründe ortalama yüzde 50, kimya, petrokimya, eczacılık sektöründe ortalama yüzde 37, gıda ve içecek sektöründe ortalama yüzde 48, ana metal sanayi ve fabrikasyon metal ürünlerinde ortalama yüzde 52, ağaç ve ağaç ürünleri imalatında ortalama yüzde 47, deri ve deri ürünleri sektöründe ortalama yüzde 43 daha az su kullanabileceğimizi belirledik” ifadelerini kullandı.
İşbirliği anlaşmasının imza töreni, iki bakanlığın üst düzey katılımıyla Bursa’da gerçekleşti.
‘YENİ BİR SU KANUNUNA İHTİYAÇ VAR’
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) ocak ayı olağan toplantısında sanayicilere sunum yaptı. Konuşmasının ana odağına fiyat istikrarı ve enflasyonu yerleştiren Şimşek’in sanayicilere söylediği, “Kötümser olmak için sebebiniz yok ama mucize istiyorsanız o da bende yok” sözü dikkat çekti. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sisteminin kamunun üzerinde bir yük oluşturduğunu anlatan Şimşek, “KKM dezenflasyonu zorlaştırıyor. Parasal aktarım mekanizmalarını bozuyor” dedi.
‘YER ÇEKİMİNE KARŞI KOYAMAZ’
Türkiye’nin para politikasında bir yola girdiğini vurgulayan Bakan Şimşek, “Türkiye, enflasyonda bir geçiş döneminde. Bu uzun bir süreç. Enflasyon önümüzdeki dönemde yer çekimine daha fazla karşı koyamaz, düşecek. Bu program siyasi sahipliği olan bir program. Geçici bir heves değil. Tekerleği de yeniden icat etmeye gerek yok. Fed, Brezilya, Meksika enflasyonu nasıl indirdiyse biz de öyle indireceğiz. Dezenflasyon bir süreçtir. Öyle hemen olmuyor. Para politikasında bugün sıkıştırma yapıyorsunuz. Bazı ülkelerde istediğiniz tepkiyi görmek 18 ayı bulabiliyor. Biz sonuçları aylık bazda almaya başladık. Şu anda enflasyonda geçiş dönemindeyiz. Ülkenin risk primi düştü. Kredilerin fiyatlaması buradan geçiyor” ifadelerini kullandı.
‘ODAĞIMIZ GELECEK AYLAR’
İstikrarsız ve niteliksiz büyümenin enflasyonun yüksek olduğu dönemde gerçekleştiğini dile getiren Bakan Şimşek, “Yüksek enflasyonun getirdiği illüzyonist ortamın sonuna geldik. Ayrıca ocak ayında açıklanan enflasyon son 12 ayın enflasyonu. Gelecek 12 ayın değil. Bizim odağımız gelecek 12 aylık enflasyonun bugünden çıpalanması” dedi. OVP’deki en önemli önceliğin fiyat istikrarı olduğunu söyleyen Şimşek, “Bu program siyasi sahipliği olan bir program. Geçici bir heves değil”
diye konuştu.
TURİZMDE HEDEF 100 MİLYAR DOLAR
-Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, turizmde 2028 yılı hedefinin 100 milyar dolar olduğunu belirtti. Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “2023 yılında turizmde tüm zamanların en iyi performansını sergiledik. Ülkemizi ziyaret eden kişi sayısı yıllık yüzde 11.1 artışla 57.1 milyona ulaşarak yıl sonu hedefini (56.7 milyon) aştı. Turizm geliri ise 54.3 milyar dolar olarak gerçekleşti. OVP’ye göre, bu yıl da turizmde güçlü seyrin devamı ile ziyaretçi sayısının 59.4 milyona, turizm gelirinin ise 59.6 milyar dolara yükselmesini bekliyoruz. 2028 yılı hedefimiz 82.3 milyon ziyaretçi ile 100 milyar dolar turizm gelirine ulaşmaktır” dedi. (ANKARA)