Emre Eser

Söz verdikleri görüşmeye gelmiyorlar ya da işe başlayıp kayboluyorlar: Hayalet işçiler

13 Mart 2024

Job Ghosting, yani işe alım sürecinin ortasında aniden yok olmak. Bu kavramı, ‘Adayların işverenlere hiçbir açıklama yapmadan, aniden iletişimi kesmesi’ diye de açıklayabiliriz. Son dönemde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de hem KOBİ’lerin hem de şirketlerin insan kaynakları departmanlarının Job Ghosting ile başı dertte. Bir kesimin de ‘hayalet işçiler’ olarak nitelendirdiği bu gruptakiler sayısız yere iş başvurusunda bulunuyor ve süreci belirli bir noktaya getirdikten sonra ya iş görüşmesine gitmiyor ya da işe başlasa bile 2-3 gün içerisinde ortadan kayboluyor.

HER YERDE ŞARTLAR AYNI

İş arayanlarla işçi arayanların buluştuğu 24 Saatte İş platformunun Kurucu Ortağı Mert Yıldız, Hürriyet’e yaptığı değerlendirmede “Platformumuzda 4.5 milyon aday ve 200 bine yakın şirket var. Dönem dönem işgücü piyasasında bazı sorunlar öne çıkıyor. Şu an şirketlerin en fazla muzdarip olduğu konuların başında ‘Job Ghosting’ geliyor. Bu Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Hizmet sektörünün çok hızlı büyüdüğü tüm ülkelerde bunu görüyoruz. Bütün maaşların asgari ücret seviyesine yaklaştığı, çalışana sunulan şartların aynı olduğu bir ortamda böyle sorunlar yaşanabiliyor. Kendi verilerimizi incelediğimizde 4.5 milyon iş arayan kişinin yüzde 5’inin Burger King ve McDonald’s gibi yerlerde çalıştığını görüyoruz. Çoğu iki haftadan fazla dayanamamış” ifadelerini kullandı.

ÖĞLE YEMEĞİNDE GİDİYOR, İŞVERENİ ENGELLİYOR

İşçi sorununun giderek büyüdüğünü ve bu gibi sorunlarla şekil değiştirdiğini vurgulayan Mert Yıldız, “İnsan kaynakları departmanları ne kadar planlama yaparsa yapsın iş arayan kişiler görüşmeleri tamamlamıyor. Yer ve tarih belirlenmiş olsa da bir mazeret bildirmeden, hatta gelmeyeceğini bile söylemeden ortadan kayboluyor. İnsan kaynakları bazen o saatleri boş geçiriyor. Bu aşamayı bir şekilde gelenler ise bazen ilk öğle yemeğinde, bazen 2 gün içinde işi bırakıyor. Ve işi bıraktığını işverene söylemiyor. Hatta işvereni engelliyor” diye konuştu.

HANGİ SEKTÖRLERİ VURDU?

24 Saatte İş platformunun kurucusu Mert Yıldız’a göre ‘Job Ghosting’ yani ‘hayalet işçi’ sorunu Türkiye’de en çok yeme-içme, perakende, lojistik ve güzellik sektörlerinde hissediliyor.

Yazının Devamını Oku

Geçen seneden devreden stok yeni hasatla birleşti arz fazlası oluştu... Gözler yine zeytinyağında

9 Mart 2024

"ZEYTİNYAĞINDA arz yönünde bir sıkıntımız yok ama eğer yeni adımlar atılmazsa stoklarda bu kadar fazla ürün varken bizler zarar göreceğiz. Elimizde geçen sezondan kalan binlerce ton zeytinyağı var. Şimdi yeni sezon ürünleri geldi. Zeytinyağında yeni sorunumuz da bu kadar fazla stok oluşması...”

Bu sözlerin sahibi Ayvalık Ticaret Odası (ATO) Başkanı Ali Uçar. Dikkat çektiği konu ise yakın dönemde Türkiye’deki zeytinyağı arzını kontrol etmek için uygulanan dökme yağ ihracatındaki kısıtlama kararı. Uçar’a göre bu kararın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.

BEKLENTİ 180 BİN TON

Zira, zeytinyağının çok uzun süre saklanan bir ürün olmadığını vurguluyor Uçar. Geçen yıldan yaklaşık 150 bin ton zeytinyağı stokunun devrettiğini söyleyen ATO Başkanı Uçar, “2023/2024 sezonunda ise yaklaşık 180 bin tonluk bir rekolte beklentisi söz konusu. Ayrıca Dahilde İşleme Rejimi kapsamında ihracatta kullanılmak üzere Afrin’den gelen 50 bin ton daha zeytinyağı var. Yani 360-380 bin ton seviyesinde bir zeytinyağından bahsediyoruz. İç tüketimimizi düştükten sonra 200 bin ton zeytinyağı kalıyor geriye. Ancak bu yağ bekledikçe bozulacak ve kalitesi düşecek” dedi.

GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Stoklarda bu kadar zeytinyağı fazlalığı oluşmasının ana nedeninin ihracat kısıtlaması olduğunu dile getiren Uçar, “Bu karardaki ana amaç iç pazardaki dengeyi sağlayabilmekti. Ayrıca daha yüksek fiyata satılabilen ambalajlı yağ ihracatına yönlendirme amacı vardı. Karardan sonra ambalajlı zeytinyağ ihracatı sadece yüzde 5 arttı. Yani istenilen etki olmadı. Bu kadar zeytinyağının değer kaybına uğramaması için kısıtlama kararının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. Uçar, bu kadar stok fazlası olan bir ortamda üreticilerin de ellerindeki yağları bazı bölgelerde 220 liraya bile zor satabildiğinin, çoğu zaman satmakta zorlandığının altını çizdi.

SAHTECİLİĞİ ARTIRIYOR

Yazının Devamını Oku

Hububatta heyecanlı bekleyiş... Buğdayda rekolte çiftçiyi sevindirebilir

8 Mart 2024

Son yıllarda hem küresel piyasalarda hem de Türkiye’de en fazla konuşulan konuların başında gıda üretimi ve tedariki geliyor. Hububat da bunların başını çekiyor. Özellikle kurak geçen yılların ardından hem ürün bulmak zorlaşıyor hem de ürünlerin fiyatları zirve yapıyor. Peki bu yıl hububatta Türkiye’yi nasıl bir tablo bekliyor? Konya Ovası’nda ve çevresinde sürekli saha kontrolleri yapan, bitkilerin gelişimlerini izleyen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun tespitlerine göre bu yıl Anadolu çiftçisinin hububattan yana yüzü gülecek.


Prof. Dr. Süleyman Soylu

GÖZLER YAĞIŞLARDA

Konya ve çevresinde aralık, ocak ve şubat ayı sıcaklık ortalamalarının geçmiş yıllara göre en az 4 derece fazla gerçekleştiğini söyleyen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, “Bitkiler bu dönemde uyku halinde değildi. Kış aylarında da fotosenteze devam etti. Gelişimlerini sürdürdü. Eğer önümüzdeki süreçte de ekili alanlar güzel yağış alırsa buğdayda ciddi bir verim yakalayabiliriz. Mart ve nisan yağışları burada çok belirleyici olacak. Hem buğdayda hem de mercimekte iyi bir hasat bizi bekliyor” ifadelerini kullandı.

BUĞDAYA YÖNELDİLER

Geçen yıl buğdayda 22 milyon tonluk rekolte yakalandığını dile getiren Soylu, “Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) buğdayda piyasaların üzerinde alım yaptı. Ayrıca ilave destek verdi. Diğer tarafta mısır üreticisi beklediğini bulamadı. Bu sene ise buğday ekim alanlarında yaklaşık yüzde 10 artış var. Hem bu ekim alanındaki artıştan hem de verim artışından kaynaklı rekoltede 22-24 milyon ton seviyelerine çıkabiliriz. Geçen yıl da bu anlamda iyi bir yıldı. Zira buğdayda 20 milyon tonun üstü bizim için iyi bir seviye olarak değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Yazının Devamını Oku

Şirketler olduğundan daha çevreci görünüyor tüketiciyi kandırıyor: ‘Yeşil’ yalanlara dikkat

2 Mart 2024

Hem dünya hem de Türkiye ekonomisi için gittikçe daha önemli bir hale gelen yeşil dönüşüm konusunda bazı şirketler kamuyu ve tüketicileri yanıltabiliyor. Greenwashing yani Türkçe anlamıyla ‘yeşil badana’; kısaca bir kurumun kendini gerçekte olduğundan daha çevreci ve daha sürdürülebilir gösterme çabasına deniyor. Bu faaliyetler çevre hassasiyeti ile tüketimini şekillendiren tüketicinin kandırılmasına, karbonsuzlaşmaya yönelik çaba gösteren şirketlerin haksız rekabetle karşılaşmasına ve piyasa dinamiklerinin bozulmasına neden oluyor.

REKABET GÜCÜNÜ ETKİLİYOR

Şirketlerin iklim değişikliği ile mücadelede çok önemli bir rolü olduğunu anlatan iklim değişikliği ve çevresel sürdürülebilirlik alanında danışmanlık ve eğitim hizmeti veren Climate Union’ın kurucusu Akın Ayberk Çilekoğlu, “Şirketler etkili uygulamalar geliştirip, yenilikçi yaklaşımlarla bu dönüşüm sürecine katkı sağlıyorlar. Ancak çevresel sürdürülebilirlik konusunda yeterli hassasiyeti göstermese de öyleymiş gibi davranan çok sayıda şirket var. Bu durum gittikçe yaygınlaşıyor. Çünkü çevre duyarlılığı güçlü bir reklam ve pazarlama materyali olarak şirketlere rekabet avantajı sağlıyor. Halbuki şirketler çevresel sürdürülebilirlik alanında yapacakları yatırımlar ile bir yandan doğal çevrenin korunmasına katkı sağlarken, diğer yandan ulusal ve küresel düzeyde rekabet gücünü artırabilir, marka itibar ve güvenilirliklerini de koruyabilir” diye konuştu.

HANGİ SEKTÖRLERDE DAHA YAYGIN

Türkiye’nin de 2022 sonunda ‘Çevreye İlişkin Beyanlar İçeren Reklamlar Hakkında Kılavuz’unu kamuoyuna duyurduğunu hatırlatan Çilekoğlu, “Küresel düzeyde yeşil aklama ile mücadele ediliyor. Devletler yeni adımlar atıyor. Çalışmalara göre petrol ve doğalgaz sektörünün çok fazla greenwashing yaptığını, onu da bankacılık ve finans sektörlerinin takip ettiğini söyleyebiliriz. Türkiye’de ise hızlı tüketim ürünleri başta olmak üzere gıda, ulaşım, kozmetik, enerji, bankacılık ve tekstil gibi çeşitli sektörlerde sıkça greenwashing ile karşılaşıyoruz” dedi.

ŞİRKETLER BUNU NEDEN YAPIYOR

-Greenwashing yapan şirketlerin aslında piyasaya sundukları ürün veya hizmetin çekiciliğini artırmayı hedeflediğini belirten Akın Ayberk Çilekoğlu, “Çevre duyarlılığı olan tüketiciler esas hedef kitleyi temsil ediyor. Ayrıca tüketicide daha kaliteli algısı yaratabiliyor. Dolayısıyla greenwashing yapan şirketler aslında büyük bir rekabet avantajı elde etmiş oluyor. Bu yüzden yeşil aklama, rekabet kurulları ve finansal piyasaları denetleyen ve düzenleyen kamu otoritelerinin de faaliyet alanına giren bir konu oldu” dedi.

TÜKETİCİ NEYE DİKKAT ETMELİ

Yazının Devamını Oku

Robotlarla bir gün... Barcelona’daki teknoloji şovunda yapay zekâ destekli robotları inceledik

29 Şubat 2024

Teknoloji dünyasının kalbi bu hafta Barcelona’da düzenlenen GSMA Mobil Dünya Kongresi’nde (MWC2024) attı. Havalimanından şehre girer girmez yıllardır harika bir şekilde düzenlenen kongrenin havası tüm misafirlere yansıyordu. La Rambla, Sagrada Familia ve nice Gaudi eseri ile muhteşem mimarinin esiri olduğunuz bu şehirde denize ve lezzetli deniz ürünlerine karşı koymak da neredeyse imkânsızdı. Bu yıl Mobil Dünya Kongresi’ne gelen herkes eminin bir sonrakini yine sabırsızlıkla bekleyecek.

İLGİYİ ONLAR ÇEKTİ

Türk Telekom’un davetiyle katıldığımız MWC2024’te bu yıl endüstriyel yapay zekâ uygulamalarının dışında en dikkat çekici ürünler Lenovo’nın şeffaf ekranlı bilgisayarı ve Motorola’nın kıvrılabilen telefonu oldu. İki teknoloji de ne kadar günlük kullanıma uygun olacak bilinmez ama bu yıl Barcelona’nın kazananları aslında pek de yeni olmayan ama sürekli gelişen özellikleri ile insanların daha fazla ilgisini çeken uçan taksiler, robot köpekler, insansı robotlar ve hizmet sektöründe geleceği parlak gözüken robotik sistemler oldu.

GELİŞMİŞ YAPAY ZEKÂ

Ben de son yıllarda hep duyuruları yapılan, bazen özel etkinliklerde sınırlı kitlelere gösterilen bu akıllı robotlarla hem vakit geçirdim hem de bazılarını deneyimleme şansı buldum. Bilim kurgu içeriklerin vazgeçilmezi olan robotlar artık varlıkları ile şaşırtmasa da yapay zekânın son sürümleri ile donatıldıklarından karşısında durup bir düşünmeye başlıyorsunuz. Artık görmeye alışkın olduğumuz barista robotlardan kahvemi aldıktan sonra ilk nesli 2021’de çıkan ve bugüne kadarki gelişmiş en insansı robot olan Ameca’nın yanına koştum. Ameca Chat GPT-4’ün en son sürümüne, gelişmiş biyonik gözlere ve hassas sensörlere sahip.

İNSAN OLMASINA AZ KALDI

Yazının Devamını Oku

Türk Telekom CEO’su Ümit Önal: 5G’de yerli ve ihracatçı olalım

28 Şubat 2024

İspanya’nın Barcelona kentinde düzenlenen GSMA Mobil Dünya Kongresi’nde bir grup gazeteciyle bir araya gelen Ümit Önal, 5G’den fiber altyapıya kadar faaliyet alanlarına dair önemli açıklamalarda bulundu.  Türk firmalarının bu gibi etkinliklerde kendilerini göstermesinin son derece önemli ve stratejik olduğunu vurgulayan Önal, “Teknolojiyi üretmemiz yetmiyor aynı zamanda kullanıp ihraç etmemiz gerekiyor. Bunu yaparken odağımızda yerli ekosistemimiz olmalı. Teknoloji ekosistemimizi ve girişimleri destekleyerek sınırları aşıp dünyaya açılmayı istiyoruz” dedi.

YERLİ UNSURLA GEÇMEK İSTİYORUZ

5G sürecine ilişkin sorulara yanıt veren Önal, “5G’ye en hazır operatör olarak bu alanda birçok ilke imza attık. Hedefimiz 5G’ye olabildiğince yerli unsurlara geçmek. Bu alanda dışa bağımlığı azaltmak önceliğimiz. Şu an ihale süreci nasıl işleyecek tam olarak netleşmedi ama Türkiye’nin en hazır şekilde 5G’ye geçmesini ve attığımız taşın ürküttüğümüz kurbağaya değmesi lazım” ifadelerini kullandı.

HAZIR OLMALIYIZ

Daha önce Vodafone tarafından yapılan 700 MHz’lik frekans talebi ve 5G sürecinde zaman kaybının aynı zamanda ekonomik kayba neden olduğuna dair görüşlere de yanıt veren Ümit Önal, “Biz 5G meselesinin sığ bir zeminde tartışılmasını istemiyoruz. ‘Operatörlere kâr getirecekse 5G’ye geçelim’ anlayışı doğru değil. Operatörler 4.5G’den yeni para kazanmaya başladı diye bu işi geciktirelim anlayışında da değiliz. Yerlilik oranı artsın, endüstriler ve paydaşlar hazırlıklarını tamamlasın en hazır şekilde geçelim. Vatan millet sosları ile kendi sıkışıklıklarını gidermeye çalışıyorlar. Bizim frekans ile ilgili de özel bir talebimiz yok” değerlendirmesine bulundu. Önal, “Kırmızı operatörle de mavi operatörle de her alanda rekabete hazırız” dedi.

‘SOKAĞA KADAR OLAN FİBERDE İŞİ BİTİRDİK’

5G için önemli olan konulardan birinin de baz istasyonlarının fibere erişimi olduğunu söyleyen Ümit Önal, “Türkiye’yi yüksek hızlara ulaştırma anlamında gidecek yolumuz var. Ama biz çoğu alanda önemli ilerleme kaydettik. Fibere bağlı baz istasyonu sayısı yüzde 55’e ulaştı. Bu oranı çok kolay bir şekilde yüzde 85’e ulaştırabiliriz. Aynı zamanda sokağa kadar olan fiberde de işi bitirdik diyebiliriz. Şimdi sırada sokaktan apartmana kadar olan kısmı da hızlıca halledeceğiz. Şu an üçüncü çeyrek rakamlarına göre Türkiye’deki 549 bin kilometre fiberin 427 bini Türk Telekom tarafından yapılmış. Bu yıl sonunda 437 bin kilometre olacak” diye konuştu.

Ümit Önal

Yazının Devamını Oku

İşte yarının teknolojileri

27 Şubat 2024

İspanya’nın Barcelona şehrinde düzenlenen ve dünyanın en büyük mobil teknoloji kongresi olan MWC 2024 dün kapılarını ziyaretçilere açtı. Her yıl en yeni teknoloji ve ürünlerin görücüye çıktığı etkinliklerden biri olan GSMA Mobil Dünya Kongresi’nde bu yıl her ne kadar endüstriyel yenilikler ve yapay zekâ teknolojileri ağırlığını hissettirse de ziyaretçilerin ilgi odağı akıllı robot köpekler, şeffaf ekranlı bilgisayarlar, ultra esnek telefonlar, uçuş için sabırsızlanan taksiler ve akıllı gözlükler oldu. Ayrıca fuarda neredeyse her firma artırılmış gerçeklik teknolojilerini kendi iş süreçlerine nasıl adapte ettiğini gösteriyordu. Yapay zekâ uygulamalarının cihazlar arasındaki bağlantıları kullanarak insan hayatına daha fazla entegre olduğunu göreceğimiz günler yaklaşırken biz de Türk Telekom’un davetlisi olarak katıldığımız etkinlikte yeni teknoloji ve uygulamaları yerinde izledik. İşte o teknolojiler:

ŞEFFAF EKRAN GÖRÜCÜYE ÇIKTI

Fuarda kullanıcılar Lenovo’nun yapay zekâ ile donatılmış, şeffaf ekranlı dizüstü bilgisayarına ilgi gösterdi. Bir cam üzerinde çalışıyormuş hissi veren ThinkBook Transparent Display’ın hem ekranı hem de klavye bölümü dokunmatik. Ayrıca Lenovo’nun tamamen kıvrılan ve insan bileğine bile sarılabilen akıllı telefonları da ilgi odağı idi.

UÇAN TAKSİ 5 YOLCU İLE HAVALANACAK

Güney Koreli telekomünikasyon devi SK Telecom’un ABD’li Joby Aviation firması ile geliştirdiği hava taksi, ticari uçuşlar için gün sayıyor. Şirket aracı 2025’e kadar ticarileştirmeye çalışsa da mevcut havacılık kurallarının bu pazara nasıl imkanlar tanıyacağı henüz net değil. Dikey iniş kalkış yapabilen araç 5 yolcu kapasitesine sahip.

PİL SORUNUNA ÇÖZÜM BULDU

Günümüzdeki akıllı telefon şarjları 3 bin ila 5 bin mAh arasında değişiyor. Ancak ABD merkezli Energizer, tam 28 bin mAh bataryaya sahip Hard Case P28K adlı modeli ise fuarda dikkatleri üzerine çekti. 122 saatlik konuşma ve 94 gün bekleme süresine sahip telefon, MT6789 işlemciden güç alıyor.

AKILLI OTOMOBİLİ AVRUPA’YA GETİRDİ

Yazının Devamını Oku

TUSİD Başkanı Bekir Topuz: Ülkemizdeki işgücü ihtiyacımızı karşılamıyor... Patron işçi ithalatı istiyor

23 Şubat 2024

SON dönemde sanayici ve üreticinin işçi bulma konusunda dillendirdiği şikâyetlere bir yenisi daha eklendi. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TUSİD) Başkanı Bekir Topuz, artık sektördeki her fabrikanın en az 100 işçi eksiği ile çalıştığını ve yeni fabrika ya da kapasite yatırımlarının işçi eksikliği yüzünden yapılamadığını söyledi.

Personel eksikliğinin bugünlerde zirve yaptığını vurgulayan Bekir Topuz, “Artık işçi ithalatı yapmamız gerekiyor. Ancak dışarıdan getirdiğimiz işçiler bir takvim ve programa bağlı olmalı. Dikkatli davranırsak işçi ithalatı olumlu katkı yapar. Özellikle turizm gibi sektörlerin büyümesi, artan ihracat ortamı bu sorunu daha da büyütüyor. Ancak Türkiye’de yaşayan insanlar işçi ihtiyacını artık maalesef karşılayamıyor. Paydaş olduğumuz tüm alanlarda bu böyle” ifadelerini kullandı.

‘MÜHENDİS DEĞİL İŞÇİ LAZIM’

“Bize mühendis değil, vasıfsız işçi lazım” diyen Bekir Topuz, “Fabrikalarımızda mühendise 25 bin lira, işçiye ise 35 bin lira veriyoruz. Ama mühendise, ‘Gel sen bu makinenin başına geç, ustanın yaptığı işi sana öğretelim, sadece burada dur, 40 bin lira verelim’ diyoruz. Mühendis bunu kabul etmiyor ve bize, ‘Benim işim masada oturmak’ diyor. Yani günün sonunda ihtiyacımızı kimse karşılamıyor. Bu sıkıntı büyüyor” şeklinde konuştu.

Bekir Topuz

CİDDİ SIKINTILAR YAŞANABİLİR

YILLARDIR mesleki eğitimi en öncelikli faaliyet alanlarından biri olarak gördüklerini anlatan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da TÜSİD Başkanı’nın dile getirdiği soruna “Sanayimizin katma değerli üretime geçmesi ve yüksek teknoloji alanlarına yönelebilmesi için nitelikli işgücüne yani ‘aranan eleman’a büyük ihtiyaç duyuyoruz. Günümüzde, nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması ve verimliliğin artması da hız kazanıyor. Şirketlerin yetişmiş insan kaynağı ile buluşması gittikçe önem kazanıyor. İnsan kaynaklarını geliştirmeyen şirketlerin işgücü piyasasına yeni gelen gençlerle buluşma noktasında ciddi sıkıntı hatta yaşadıkları bir dönemden geçmekteyiz” yorumunu yaptı.

Yazının Devamını Oku