Paylaş
Ben de geçtiğimiz haftalarda, tarihin en eski dönemlerinden beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Afyonkarahisar’a lezzet dolu bir ziyarette bulundum. İki muhteşem gün yaşadığım seyahatin ilk akşam yemeğinde, Afyon Gastronomi Konağı sofrasında önce, yiyenin bir daha isteyeceği Göce çorbasını tatma fırsatı buldum. Tadının uzun süre damağımdan silinmeyeceğini düşündüğüm bir lezzetti. Ardından keşkek, çullama, Emirdağ güveci, vişne hoşafı, kaymaklı ekmek ve daha sayamadığım birçok enfes tatla tanıştım. Buranın başarılı şeflerinden de Afyon’un yöresel lezzetlerini ve pişirme sırlarını dinleme fırsatı buldum. Tadı damağımda kalan diğer lezzetleri sorarsanız; kıymetli şeflerin manda sütünden yaptığı kaymağına, bölgeye has enfes vişnelerden hazırladıkları vişne hoşafına ve buranın en ünlü yemeği olan ve tescillenen Şuhut keşkeğine hayran kaldığımı söyleyebilirim. Bir gün yolunuz düşerse mutlaka tadına bakın derim, eminim ki siz de benim gibi “Bu lezzetler boşuna tescillenmemiş.” diyeceksiniz.
Afyon’un olmazsa olmazı kaymaklı ekmek kadayıfı ise gerçekten dillerden düşmediği kadar vardı. Siparişiniz sırasında “vişneli mi, vişnesiz mi?” gibi bir soruyla karşılaşacaksınız ama hangisini tatsanız aklınız bir diğerinde kalacak. Siz en iyisi mi her ikisini de deneyin. 😊
Seyahatimin ikinci gününde ise Ayazini Köyü’nde bulunan Ayazhan’ı ziyaret ettim. Burada Afyonkarahisar’ın özel haşhaşlı çöreğini ve sucuğunu tatma şansına eriştim. “Yediğin içtiğin senin olsun, bize gördüklerini anlat Yıldız!” derseniz; size, dokunduğu her şeyi altına çeviren eşek kulaklı Frig Kralı Midas’ın yaşadığı Frig Vadisi’nden bahsetmek isterim. 3 bin yıl kadar önce bu topraklarda yaşayan Frigyalılar, bölgedeki kayalara evler, kiliseler hatta mezarlar inşa etmişler. Oldukça şaşırtıcı gelebilir ama o dönemde ilk apartman sistemini dahi keşfetmişler. Bu keyifli ziyarette ayrıca geleneklerimizi yaşatan Afyon Mevlevihanesi ve camileri gibi tarihi ve kültürel değerlerini de yerinde tanıma fırsatı yakaladım. Bu büyüleyici atmosfer beni gerçekten mest etti. Yaşadığımız topraklara bir kez daha hayran kaldığımı itiraf etmeliyim.
Biraz da size tarifini vereceğim Afyonkarahisar’ın meşhur Göce çorbasından bahsetmek istiyorum. Size çorbaya adını veren Göce’yi tanımlamam gerekirse; kabuksuz, değirmende kırılmış ve elenmiş buğday veya buğday unu olduğunu söyleyebilirim. İşçiliği ciddi emek gerektiren Anadolu’nun bu güzide çorbasını evlerinizde denemek isterseniz ana malzemesini oluşturan Göce’yi siz hazır da alabilirsiniz ama ben tüm sırarıyla kendim hazırlamayı tercih ediyorum. 😊
Ülkemizin birçok noktasında kuru tarhana ile bu çorbanın daha kolay versiyonları yapılabiliyor. Fakat benim her tarifin orijinaliyle hazırlanıp servis edilmesi hassasiyetim olduğundan, tarifin sırlarını en doğru kaynaktan yani Afyonkarahisar’ın başarılı şeflerinden Ali Özgür Anıl’dan aldım. İşte o damak çatlatan Göce çorbaının lezzet sırları…
Sorularınız, merak ettikleriniz ve diğer leziz tariflerime ulaşmak için beni Instagram’da @cheffyildiz hesabımdan takip edebilirsiniz.
Göce İçin Malzemeler
Göce Yapılışı
. Göce çorbasının tarhanası için öncelikle yukarıdaki malzemeleri, temizliği, ıslatılması ve yıkanması gibi ön hazırlıklarını tamamlandıktan sonra bir tencerede orta ateşte keşkek kıvamına gelinceye kadar kaynatarak pişirin. (Göce’nin dövülerek homojenize olarak dağılması tarif için büyük önem taşıyor.)
. Keşkek kıvamına gelen Göce’yi soğuduktan sonra doğal fermantasyon süreci başlamadan hemen önce, miktarlar halinde buzlukta dondurarak saklayabilir veya anlık olarak tüketebilirsiniz.
. Göce’nin fermantasyon süreci başladığında ise temiz bir sofra bezinin üzerine öbek öbek bırakın ve süresini mevsimin uygunluğuna göre ayarlayarak kurutun. Yalnız burada oldukça önemli bir noktaya değinmek istiyorum; Göce tarhanasını hazırlarken mutlaka doğal kaynak tuzunun kullanılması gerekiyor. Yörenin şefleri, doğal kaynak tuzunun bu çorbaya asıl lezzetini veren en önemli ipuçlarından biri olduğunun özellikle altını çiziyor.
Göce Çorbası Yapılışı
Göce tarhanamızı hazır ettiğimizde göre sırada Göce’yi diğer malzemelerle buluşturup çorbamızı hazırlama ve sunma işlemlerimiz var.
. İstenilen miktara ve kişi sayısına göre hazırladığınız Göce öbeğini bir tencereye alın. Üzerine aldığınız miktarın bir buçuk katı kadar su ilave edin. Orta ateşte karıştırarak çözülmesini sağlayın. (Kıvam alıncaya kadar uzun uzun kaynaması gerekiyor.)
. Kaynamaya başladığında un, yumurta sarısı ve limon suyu ile bağlama meyanesini hazırlayın. Meyaneyi yavaş yavaş kaynayan çorbaya tel süzgeç yardımı ile istenilen kıvama göre yedirin. Çorbayı biraz dinlendirin.
. Son olarak çok az miktarda tereyağı, nane ve pul biber kızdırarak çorbanın üzerine ilave edin. Artık servise hazır. Afiyet olsun.
Paylaş