Adanın akılda kalan enfes lokantaları

Geçen hafta Minorka Adası’nda geçirdiğim harika 4 günden bahsettim. Xuroy adlı otelde yediğimiz taze balıkları da anlattım. Bunun dışında dört lokantaya daha gittik. İki tanesi olağanüstü, biri çok iyi, biri ortanın biraz üstüydü. Aşağıda özetliyorum...

Haberin Devamı

Adanın akılda kalan enfes lokantaları
SA PEDRERA DES PUJOL

Geleneksel mutfaktan esinlenmiş

Nerede olursa olsun destinasyon olmayı yani yol uzak bile olsa oraya gidilmeyi hak eden bir lokanta. Biz tadım menüsü aldık. Şefin yemekleri adanın geleneksel mutfağından esinlenmiş. İnternet sitelerini bu gözle incelemenizi tavsiye ederim.

Her yemeği beğendik ama en çok aklımda kalanları yazayım. ‘Oliaigua with figues’ incirli bir domates çorbası. Dört farklı domates ve üç ayrı tekstürde incir kullanılıyor. Nefis.

Sonra ‘par las barbas de neptuno’ denen ilginç bir yemek var. Bir nevi yumurta yemeği ama deniz ürünlü. Beyaz karides, denizkestanesi, pavurya ve yukarıda bahsettiğim ve bir nevi tek hücreli canlı olan yosun benzeri ‘ortguillas’. Güzel bir bileşim. Balık olarak da biz bir nevi Minorka usulü möniyer gibi hazırlanmış vatoz balığını denedik. Kapari, deniz börülcesi ve fermente kara sarımsak kullanılmış vatoz gerçekten nefisti.

Haberin Devamı

Lokantanın spesiyalitesi beef Wellington. Üstü milföy hamuruyla kaplı ve içi kaz ciğerli dana bonfile. Hamur tabakasının altında ve kaz ciğerinin üstünde ıspanak yaprağı var. Lezzetli bir demi glace sosla sunuluyor. Ağzınıza layık. Burda servis çok iyi. Peynir tabağı güzel ve tatlılar başarılı. Menjar blanc, Fransız blancmanger’in benzeri. Giderseniz tavsiye ederim.

SA LLAGOSTA
Beni çocukluğuma götürdü

Adada tek bir lokantaya gidecek olsam buraya giderim. Şef Çaco benim en saygı duyduğum tür bir şef. Hep mutfağında olduğunu söylediler. İşini severek ve özenerek yapıyor. Tam bir usta. Japonların deyişiyle ‘shokunin’.

Lokantanın spesiyalitesi, adı üstünde, langust ya da kıskaçsız ıstakoz. Adanın denizi kayalık ve langust özellikle lezzetli. Klasik hazırlama tarzı ‘caldereta’ denen çorba. Bunu hem burada hem kaldığımız otelde tattım. Buradaki referans noktası. Şef langusttan bir stok hazırlayıp bunu ağır ağır pişen ve içinde domates, biber, rezene, kereviz yaprağı, baharat ve zeytinyağı olan çorbayı zenginleştirmek için kullanıyor. Kaşıklarken bizim usul, ekmeğinizi şamandıra yapmanız tavsiye ediliyor.

Haberin Devamı

Langust başka şekillerde de hazırlanıyor. Ben yalın halini sevdiğim için deniz suyunda haşlananını denedim. Yanında sipariş sonrası yüzde 100 zeytinyağıyla hazırlanan mayonezle. Muazzamdı. Belki de yediğim en iyi langust.Adanın akılda kalan enfes lokantaları

Başlangıçlar da çok etkileyiciydi. Kendi bahçelerinden domates salatası beni çocukluğuma götürdü ve o emsalsiz olgun tarla domatesi rayiha ve lezzetini hatırladım. Parrot ya da papağanbalığı Atina’da Dourambeis’te yediğim kadar mükemmeldi. Vatoz balığı turşusu (escabeche) çok leziz ve iştah açıcıydı. Humusla sunulan ortigas de mar (Deniz ısırganı denilen bir tür anemon. Kızartması yapılıyor.) ancak Endülüs’te bulunabilecek kadar iyiydi. Çöpşiş dana işkembe, ahtapot bileşimini de beğendim.

Haberin Devamı

Nefis bir İspanyol beyaz şarabı ve sonunda tattığımız ev yapımı kayısı marmelatlı peynir tatlısını da ekleyelim. Son zamanlarda yediğim en iyi yemeklerden biriydi bu.Adanın akılda kalan enfes lokantaları

CA NA PILAR
Et ve balık birlikte

İnsanın kendini çok iyi hissettiği bir lokanta. Şef Barselonalı ve mutfak da Katalan mutfağı. Yani ‘mar y muntanya’ denen et ve balık birlikteliği. Örneğin espardenyes denen denizhıyarı ve kuzu gerdan. Bu ve benzeri yemekler başarılı. Ama bizi en çok etkileyen tahtalı güvercin ya da yabangüvercini oldu. Güvercinin ciğerinden nefis bir pate yapmışlar ve kızarmış ekmek üzerinde sunuluyor. Garni olarak da portakal suyunda pişmiş endive (acı marul) ve siyah zeytin ezmesi. Av etiyle acı, tatlı ve tuzlu arasında çok iyi denge kurulmuş. Gönül rahatlığıyla tavsiye edeceğim bir lokanta.Adanın akılda kalan enfes lokantaları

Haberin Devamı

TREBOL
Bir daha seçmem

Adanın nefis bir koyunda ve daha çok İngiliz turistlerin gittiği bir balık lokantası. Sardalya, peynirli Trebol omlet, midye ve karides yedik. Omlet sıradan idi. Diğer üçü vasat üstüydü. Fiyat/kalite dengesi iyi. Burası yerine Otel Xuroy’u tercih ederim. Bir kez daha gitmek nasip olursa ilk üç mekâna giderim.

Okuyucuya not: TEŞEKKÜRLER

Bu yazıyla birlikte Hürriyet gazetesine ve sizlere veda ediyorum. Birlikte epey zaman geçirdik ve tüm okuyucularıma şükran borçluyum. Birlikte çalıştığım Hafta Sonu ekibi çok kahrımı çekti ve beni hep destekledi. Başta ekibin başı Aslı Çakır ve Güliz Arslan olmak üzere hem tüm çalışanlara hem de artık ekipte olmayan ama bana çok emeği geçmiş olanlara teşekkür ederim. Umarım tekrar yollarımız kesişecek.

Yazarın Tüm Yazıları