Haber: AA Fotoğraflar: AA, DHA, iStock, Alamy
Hepsi ayrı efsane! Gidip yemeyen pişman oluyor
Tarihi ve kültürel değerleriyle her yıl turizm pastasındaki payını artıran Güneydoğu Anadolu illerinin birbirinden lezzetli mutfakları, ziyaretçilerine adeta ziyafet sunuyor. Kazan yemeklerinden kebaplara kadar onlarca çeşit yemeği baklava ve kadayıfla tatlandıran bölgenin ziyaretçileri, çay ve menengiç kahvesini yudumlayarak yörenin tarihi dokusunu izleme imkanı buluyor.
Yeni tip koronavirüsle (Kovid-19) mücadeledeki normalleşmeyle turizmde yavaş yavaş yeniden hareketlilik yaşayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, birbirinden lezzetli ve zengin sofralarıyla da ziyafet şöleni sunuyor.
Yörenin turizmini birçok yöresel lezzetiyle tutkuya dönüştüren Güneydoğu, normalleşmeyle eski canlı günlerinde olduğu gibi eşsiz lezzetleriyle konuklarına unutulmaz tatil yaşatmak istiyor.
Kültür ve tarihi alanlarda gezen turistler, kentin hünerli ellerinden patlıcan, soğan, sarımsak, yenidünya ve küşleme gibi onlarca kebap çeşidiyle tanışmanın lezzetini yaşıyor.
Güneydoğu'nun en küçük ili olan Kilis'te birbirinden lezzetli yemekler turistlere ikram ediliyor. Adını kentten alan Kilis tavasının yanı sıra tel kadayıf, şeker ve Antep fıstığı ve kaymağın harmanlanmasıyla doyumsuz lezzete dönüşen "cennet çamuru tatlısı" da turistlerin gezisine fark katıyor.
Turistlerin Nemrut Dağı ile Perre Antik Kenti'ne güneşin doğuşunu batışını izlemek için geldiği Adıyaman; Şanlıurfa ve Diyarbakır'ın aksine etsiz çiğ köftesiyle öne çıkıyor.
Tarih boyunca çok sayıda medeniyete beşiklik eden Diyarbakır'ı ziyaret edenler, yöresel lezzetlerine de hayran kalıyor. Ziyaretçiler şehirde arasında kaburga dolması, ciğer kebabı, meftune, içli köfte, etli ve ekşili dolma gibi yöresel lezzeti tatma imkanı buluyor.
Diyarbakır'da her mevsim ilgi gören kaburga dolması, her malzemesi özenle seçilerek kuzunun kaburga kısmından yapılıyor. Bu eşsiz lezzet haşlanmış pirinç, maydanoz, karabiber, pul biber, reyhan, çeşitli baharatlar ve salçanın karıştırılarak kuzu kaburgasına doldurulmasıyla hazırlanıyor. Malzemelerin konulmasının ardından dikilen kaburga, önce buharda, sonra da fırında yaklaşık 4 saatte pişirilerek ikram ediliyor.
Kentin henüz gün aydınlanmadan mangal ateşini közleyen kebapçılar, kahvaltı yapmak için gelen müşterilerine ciğer kebabı servisine başlıyor. Kenti ziyaret edenler tarafından öğle ve akşam yemeklerinde de tercih edilen ciğer kebabını geç saatlere kadar tadabiliyor.
Tereyağlı tepsilere dizilen ve simit ocağa bırakılan kadayıf, nar gibi kızardıktan sonra üzerine şerbeti dökülerek satışa sunuluyor. Günlük üretilerek müşterinin beğenisine sunulan kadayıf, lezzetiyle yoğun ilgi görüyor.
Mardin'in hareketli ve renkli çarşısında vakit geçirirken egzotik baharatlar, badem şekeri, telkari gümüş, el işi bakır objeler, fırınlarda kurutulmuş ekmek ve yöreye özgü organik üretilen sabun satın alınabilir.
Mimarisi, tarihi, kültürel yapısı ve sosyal dokusu ile ilgi uyandıran, eski ve yeni kenti bir arada barındıran Mardin'in cazibesi, yöresel lezzetleriyle artarken "Eski Mardin" diye tabir edilen sit alanında gezen turistler, süt danası veya kuzu etinin büyük bıçaklarla çekilerek kıymaya dönüştürülmesiyle hazırlanan kebabı yemeden şehirden ayrılmamalı.
Siirt'i ziyaret edenler, coğrafi işaretli ürünleri Siirt fıstığı, Pervari balı, perde pilav ve büryan kebabını tadabilir.