Gastronomi şehri Gaziantep'in motorlu kuryelerinin yoğun mesaisi
Kovid-19 tedbirleri kapsamında uygulanan kısıtlamalarda iş yoğunluğu daha da artan motorlu kuryeler, gastronomi kenti Gaziantep'in lezzetlerini müşterilerine ulaştırıyor.
Dünyaca ünlü mutfağıyla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) gastronomi dalında "Yaratıcı Şehirler Ağı"na Türkiye'den dahil ettiği ilk şehir olan Gaziantep'te, kısıtlama sırasında boş kalan sokaklar siparişleri yetiştirmek isteyen kuryelerin motosikletlerinin sesiyle yankılanıyor.
Gaziantep'te birbirinden lezzetli yemek ve tatlıların sunulduğu iş yerleri yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında sadece paket servis olarak müşterilerine hizmet veriyor. Paketleri müşterilere ulaştırmakla görevli motorlu kuryelerin işleri ise sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu saatlerde daha da artıyor.
Yazın sıcakta, kışın ise soğuk hava ve yağmurda mesleklerini iki teker üzerinde icra eden motorlu kuryeler, özellikle yoğun siparişlerin verildiği akşam saatlerinde vatandaşa lezzetleri sıcak bir şekilde ulaştırmak için adeta zamanla yarışıyor.
"Sokakların boş olması bizim için avantaj oldu"
Kentte bulunan bir lokantada kurye olarak çalışan 32 yaşındaki Mustafa Onu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gün içinde yaşadıklarını anlattı.
"İnsanları mağdur etmeden elimizden geldiğince çalışıyoruz. Malum havalar da soğudu. Yağmur, kar, fırtına demeden müşterilerimizi mutlu etmeye çalışıyoruz. Bazı müşteriler sitemde bulunuyor 'geç gidiyoruz' diye. Onlar da bizi affetsin elimizden geldiğinin fazlasını yapmaya çalışıyoruz."
İş zamanında en önemli disiplinin siparişin zamanında ve sıcak gitmesi olduğuna dikkat çeken Onu, yaşadığı bir olayı şöyle anlattı:
"Arkadaşım pakete giderken ufak çaplı bir trafik kazası geçirdi. Ben hemen onun yanına gittim. Oradan lokantayı aradım siparişi tekrar yaptırdım. O arada ambulansı çağırdım, arkadaşım hastaneye gitti. Sonra lokantaya gittim, o siparişi aldım arkadaşımın yerine ben götürdüm. Yolda giderken aklım ondaydı ama siparişi de teslim etmem gerekiyordu. İnsanları mutlu etmek için o siparişin gitmesi lazımdı. Çok şükür arkadaşım ciddi yara almamıştı."
"Motorlarımızla sessiz sokakların sesi oluyoruz"
Onu, Kovid-19'un etkisiyle iş yaşamlarının da değiştiğini anlatarak, "Eskiden iş yerleri açık olduğu için iş yükü garsonların omuzundaydı ama şimdi kapalı olduğu için neredeyse bütün yük biz kuryelerin omuzunda" dedi.
Mustafa Onu, işlerinin ne kadar zor olsa da evine ekmek götürmek için kuryelerin işini aşkla ve heyecanla yaptığını söyledi. Her siparişe çıkmadan önce mutlaka koruyucu kıyafetlerini giydiğinin ve trafik kurallarına uyduğunun altını çizen Onu, "Özellikle cuma günü akşamdan pazartesi sabaha kadar cadde ve sokaklar sessiz oluyor. Biz bu saatlerde motorlarımızla adeta sessiz sokakların sesi oluyoruz. Sokaklar boş olduğu için kurye arkadaşlarla çok karşılaşıyoruz, yollarda birbirimize selam vere vere gidiyoruz" diye konuştu.
Kuryelerden 25 yaşındaki Sedat Ekinci, işlerinin yoğun ve zevkli olduğunu belirterek, "Elimizden geldiğince bu yükün altından kalkmaya çalışıyoruz. Özellikle hafta sonları çok yoğun oluyor" ifadelerini kullandı.
"Şu an ayakta duruyorsak bu, kurye arkadaşların sayesindedir"
Lokanta işletmecisi Mustafa Elmaoğlu, özellikle sokağa çıkma kısıtlamasının bulunduğu saatlerde daha çok sipariş aldıklarını belirterek, oluşan yoğunluğun yükünü kuryelerin aldığını ifade etti."Onlar bizim için çok kıymetli" diyen Elmaoğlu, şöyle konuştu:
"Yazın sıcakta, kışın soğukta müşterilere lezzet ulaştırmaya çalışıyorlar. Şu an işletmenin her türlü giderleri, içeride çalışan usta arkadaşlarımızın ücretleri, iş yerinin tüm faturaları, kirası, tüm bunları kurye arkadaşların evlere ulaştırdığı paketle kazandığımız parayla karşılıyoruz. Şu an ayakta duruyorsak bu, kurye arkadaşların sayesindedir. Onlar bizim çarkımızı çeviriyor."