Derleyen: Sevin Turan Fotoğraflar: Alamy
Kraliyet ailesinin bütün sırları ortaya döküldü... Meğer isteseler bile...
İngiliz Kraliyet ailesinin hayatlarıyla ilgili her şey çok merak ediliyor. İşte merakınızı giderecek ilginç gerçekler...
Kraliyet aileleri özellikle de İngiliz Kraliyet ailesi, bütün dünyanın yaşamını en çok merak ettiği insanlar arasında en üst sıralara yer alıyor. Düğünlerinden doğumlarına her şeyleriyle haber olan Kraliyet üyeleri, çeşitli televizyon dizilerinin de etkisiyle günden güne popülerleşiyor. Prenses Diana’yla başlayan bu popülarite Prens William ve Kate Middleton’ın düğünü, çocukları, Prens Harry ve Meghan Markle’ın evliliği ve bebekleri Archie'nin doğumu gibi gelişmelerle iyice güçlendi.
Prenses Diana, bulimia sonrası çok sıkı bir diyet uygulardı
Bir gün bana, "Darren sen bütün yağların icabına bak, karbonhidratları da ben spor salonunda halledeceğim" demişti. Her şeyi değiştirdik. Ben Buckhingam Sarayı tarifleri defterimi bir kenara atıp sağlıklı yemekler pişirmeye başladım. Diana Saray'dayken, bulimiasından kimsenin haberi yoktu, sonradan anladık. Biber ve patlıcan dolmasını ve balığı severdi.
Harry ve William fast food'a bayılırdı
Bir gün Prenses Diana mutfağa girip, “Yemeği iptal et çocukları hamburgerciye götüreceğim” dedi. “Ekselansları ben de hamburger yapabilirim” dedim. “Çocukların asıl istediği hamburgerden çıkan oyuncak” diye cevap verdi. Evet, oğlanlar hamburger, pizza, patates kızartması severdi. Küçük birer prenstiler ama bir çocuğun damak zevkine sahiptiler.
Kraliyet ailesi İskoçya'daki yazlıkları olan Balmoral Kalesi'nde tamamen farklı davranırdı
Balmoral, Kraliyet ailesinin derin nefes aldığı bir yerdir. Onları orada sürekli görebilirsiniz. Halbuki Buckhingam'da, Kraliçe çok meşguldür. Oradaki dairesiyle mutfaklar da çok uzaktır. Balmoral'da Prens Philip mangal yapardı, mutfağa gelip “Somonumuz var mı? Kraliçe’yle Prenses Margaret çilek topluyorlar, akşama onları yiyelim” derdi.
Kraliçe sık sık saklama kabından yerdi
Kraliçe deyince insanların aklına altın tabaklar, altın çatal kaşıklar geliyor. Bu zaman zaman doğru olsa da Balmoral'dayken Kraliçe meyvelerini sarı bir plastik saklama kabından yerdi.
Kraliçe çikolatalı bisküvili pasta olmadan hiçbir yere gitmez
Kraliçe’nin günlük menüsünde her zaman çikolatalı bisküvili pasta olurdu. Aynı pastayı her gün azar azar bitene kadar yerdi. Pastasından kimsenin yemesine izin vermez, incecik bir dilim bile eksilse fark ederdi.
Akşam yemekleri çok resmi bir havada yenir
Öğleden sonraları günlük kıyafetleriyle şöminenin başında oturur çay içerler sonra akşam yemeği için yukarı çıkıp üzerlerini değiştirirlerdi. Akşam yemeğine Downton Abbey dizisindeki gibi balo giysileriyle otururlardı. Yemeğin sonunda bir gaydacı masanın etrafında dolaşırdı.
Ana Kraliçe'ye yemek saatiyle ilgili yalan söylenirdi
Ana Kraliçe de katılacaksa, Balmoral'da akşam yemekleri 20.30'da yenirdi. Ancak Kraliçe'ye yemeğin 20.15'te yeneceği ve en son inenin kendisi olacağı söylenirdi. Diğer herkese saat 20.30 denirdi, çünkü Ana Kraliçe'nin geç geleceği bilinirdi.
Prens Philip bir seferinde çalışanların yemeğini daha çok beğenmiş ve onu yemişti
Mutfağa geldi ve “Akşama ne yiyeceğiz?” dedi. “Sizin için kuzu budu hazırladık” dedim. Diğer kabı gösterip “Burada ne var?” diye sordu. Çalışanlar için hazırladığımız pirzolalar olduğunu öğrenince ondan yemek istedi. Sonuçta pirzolayı Prens yedi, butu biz yedik.
Kraliyet ailesi üyeleri seyahatte deniz ürünleri yiyemezler
Kraliyet ailesi üyeleri seyahatlerinde gıda zehirlenmesi ihtimaline karşı, deniz ürünlerini özellikle de kabukluları isteseler bile yiyemezler. Gittikleri yerlerde aşçılara bu konuda önceden uyarı yapılır. Aile üyelerinin uzak durması gereken diğer yiyecekler az pişmiş etler ve yoğun baharatlı yemeklerdir. Ayrıca seyahate çıkarken içecekleri suları da yanlarına alırlar.
Kraliçe köpeklerini gerçekten her yere götürür
Bahçede başında örtüsü ve pardösüsüyle bir kadın gördüm. Anladım ki Kraliçe geliyor. Çok heyecanlandım ve ona neler söyleyeceğimi planlamaya başladım. Ancak corgi'ler bir anda havlamaya ve bana doğru koşmaya başladı. Peşimde 12 köpekle kaçıyordum ve Kraliçe arkamdan kahkahalarla gülüyordu.
Philip, Charles'ın organik yiyeceklerine itibar etmezdi
Harrods bize her zaman oradan alışveriş ettiğimiz için erzak dolu bir teşekkür sepeti gönderirdi. Bir gün Prens Philip mutfağa geldiğinde sepetlerden iki tane vardı. “Harrods sepeti mi?” diye sordu. Bunların Prens Charles'ın yetiştirdiği organik sebze ve meyveler olduğunu öğrenince de “Peh, organikmiş” dedi, kafasını salladı ve çıktı.