Burada 650 çeşit yemek servis ediliyor, adının hikayesi de çok ilginç
Antalya’da hizmet veren 7 Mehmet Restaurant, yöreye özgü ürünlerle hazırlanan 650’nin üzerinde farklı yemek çeşidiyle damaklarda iz bırakıyor. Restoranın üçüncü nesil temsilcisi Mehmet Akdağ, gastronomi eğitimini ve becerisini işletmenin markasını bir adım ileri taşımak için kullanıyor. Akdağ, “Her lezzeti bilim gibi yönetiyoruz” diyor.
Kimi zaman yıllanmış lezzetleri, farklı ürünlerle harmanlayarak ortaya bambaşka bir tat çıkartıyor, kimi zaman cacık gibi geleneksel bir lezzeti mevsimsel meyvelerin yardımıyla bambaşka bir lezzete ve görünüme kavuşturuyor.
7 Mehmet Restaurant’ın kurucusu dedesi Mehmet Akdağ’ın küçükken eşekten düştüğünü ve alnında ‘V’ şeklinde bir yara meydana geldiğini belirten Akdağ, “Arapça’da ‘V’ harfi Türkçe’de ‘7’ anlamına gelmektedir. Kendisine ‘7 Mehmet’ lakabı takıldığı için ilk restoranına da bu adı veriyor. Her şeyde vardır bir hikmet dedikleri bu olsa gerek. Aslında düşerek oluşan bir iz, yıllar sonra Türkiye’yi temsil edecek bir restorana dönüşüyor ve damaklarımızda iz bırakan lezzetlere imza atıyor. Tam anlamıyla bir alın yazısı hikayesi” dedi.
Dedesi Mehmet Akdağ’ın Atatürk’ün aşçılarından Hacı Hasan’ın çırağı olduğunu hatırlatan Mehmet Akdağ, dedesinin bir hikayesini de anlattı. 1936 yılında Atatürk’ün Antalya ziyaretinde Mehmet Akdağ’ın o dönemde çalıştığı Hacı Hasan’ın restoranına yemek yemeye gittiğini söyleyen Akdağ, “Hacı Hasan hemen Mehmet Akdağ ile birlikte Atatürk’ün en sevdiği yemek olan taze fasulye yapmak ister fakat sebzeyi bulmakta güçlük çekmişler. Mehmet Akdağ civar bahçelerden dökülen taze fasulyeleri toplayarak Atatürk’ün en sevdiği yemeği pişirmiş. Bu jestleriyle Atatürk’ün gönlünü fethetmişler” diye konuştu.
Türk, Osmanlı ve dünya mutfaklarının yanı sıra 7 Mehmet mutfağına özel 650’nin üzerinde farklı yemek, salata ve mezenin tadına bakmak mümkün.
Mevsim meyveleri ve sebzelerine göre Antalya’ya özgü ürünler kullanılarak hazırlanan lezzetler arasında; iç pilavlı kuzu tandır, kuzu kokoreç, keçi peynirli zeytinli salata, çilekli cacık, hibeş, karidesli civve, karamize soğanlı fava, zeytinyağlı kabak çekirdekli üzüm yaprağı, brokoli yaprağı yoğurtlu tereyağlı ısırgan otu, avokadolu kırma salata, kabak tatlısının yanısıra yörük yoğurt, şeftalili salata ve turşu çeşitleri ile dağkeçisi peyniri bulunuyor.
Başlangıçlardan hibeş, Antalya yöresine özgü tahinli bir meze. Bakla favası, üzerinde gelen tereyağında iyice karamelize edilmiş soğan ile uyumlu. Salatalar en iyi kalite malzemeler kullanılarak yapılıyor. Keçi peynirinin tadına bakmadan oradan ayrılmak mümkün değil. Çünkü Antalya dağlarında 7 Mehmet için özel üretiliyor, domates, salatalık, fesleğen ve zeytinle geliyor. Cacık da semizotu, taze nane ve çilekle sunuluyor.
Bunu “Kış ayında canınız buz gibi karpuz çeker mi” örneğiyle anlatan Akdağ, “Tabii ki çekmez. Bu nedenle biz de bölgesel ve mevsimsel lezzetleri mutfağımızda buluşturuyoruz. Bu tatları farklı lezzetlerle harmanlayarak ortaya hiçbir restoranda olmayan yemekler çıkartıyoruz. Farkımız bu” dedi.
İyi bir yöneticiliğin dışında farklı üniversitelerde düzenlenen gastronomi seminerlerine katılarak öğrencilere sunum yapan, aynı zamanda mesleğin üstatlarından sürekli kendini güncelleyen, gittiği gezilerde bir çocuğun annesinin yemekleriyle ilgili anlattıklarından bile haz alarak onu kendi mutfağına uyarlayan Mehmet Akdağ, mutfaktan asla vazgeçemeyeceğini belirtiyor. Aşçılığı ve yaratıcılığı ‘fizik-kimya’ örneğiyle renklendiren Akdağ, “Yemeğin içindeki tuzdan, şekere, yağından içindeki sebzelerin karışımına kadar aslında her tadın bir karşılığı var. Benim misyonum dedemin babama, babamın da bana öğrettiklerinin üzerine bir şeyler katarak farklı noktalara ulaşmak. 7 Mehmet ismini gelecekte 4’üncü nesle emanet edebilmek” diye konuştu.
Yemek servisinin de önemine dikkat çekerek, “Yemekler insanları beklememeli, insanlar yemekleri beklemeli” diyen Akdağ, “İyi yemek yemek istiyorsak beklemeliyiz. Çünkü bir seferde 300 kilo pilav yapıp onu gün içinde dağıtmak vardır, bir de günde 10 kez 30 kilo pilav yapıp taze taze müşterinin önüne getirmek vardır. Biz günde 10 kez pilav yapmayı tercih ediyoruz. Misafirlerimiz taze, lezzetli ve kaliteli yemeği hak ediyor” dedi.
7 Mehmet’in bir diğer efsanevi lezzeti ise kabak tatlısı. Özenle seçilmiş kabaklardan yapılan tatlı kaymak, ceviz ve tahinle servis yapılıyor. Tahinin özelliği çift çekilmiş olması.
Kabakları kendileri için üreten üreticiler olduğunu anlatan Mehmet Akdağ, “İyi gördüğümüz kabakların çekirdeklerini ayırıyoruz. Çünkü iyi çekirdek, gelecekte de iyi kabak demektir. Bu çekirdekleri üreticimize göndererek üretimini bu çekirdeklerden yapmasını istiyoruz. Bizi farklı kılan özelliğimiz de bu. Her lezzeti bilim gibi yönetiyoruz” diye konuştu.