Hürriyet Lezizz Özel Fotoğraflar: Ingimage ve Alamy
Bilim insanları açıkladı: Hiç farkında olmadığımız gizli bir hazine
Çoğu zaman yiyip geçiyoruz ama bazı yiyecekler çok ilginç sırlar taşıyorlar. Bu sırların bazıları duyana gerçekten "Yok artık!" dedirtecek kadar tuhaf.
Çoğu zaman yiyip geçiyoruz ama bazı yiyecekler çok ilginç sırlar taşıyorlar. Bu sırların bazıları duyana gerçekten "Yok artık!" dedirtecek kadar tuhaf.
Rendelenmiş halde satılan peynirlerin ve kahvaltılık gevreklerin çoğunda birbirlerine yapışıp topak olmalarını önlemek için çok ince odun talaşı kullanılır.
Yediğiniz her muz aslında birer klondur. Dünya genelinde 1000 farklı muz türü olsa da, bugün muz diye bildiğimiz o sarı meyve Cavendish türünün genetik klonları durumunda. Çünkü diğer muz türlerine göre daha dayanıklı olan bu türün çekirdeği yok ve bu nedenle üremesi için klonlanması gerekir. Yakın zamanda bilim insanları genetik çeşitlilikten yoksun olan muzların neslinin tükenebileceğine dair endişeli açıklamalar yaptı.
Sarı, kırmızı ve yeşil dolmalık biberler aslında aynı sebzenin farklı renkleri değildir. Her ne kadar bazı yeşil biberler olgunlaştıklarında kırmızıya dönseler de aslında sarı, turuncu, kırmızı ve yeşil biberlerin her biri farklı tohumları olan farklı bitkilerdir.
Antik Aztek uygarlığı, çikolatayı tarihte ilk kez tüketen insan topluluğu. Ancak bununla da kalmıyor. Uluslararası Kakao Örgütü'nün bildirdiğine göre, Aztekler aynı zamanda kakao çekirdeklerini para birimi olarak kullanıyorlardı. Aztek hakimiyeti altında yaşayan insanlar vergilerini kakaoyla öderlerdi.
Beyaz çikolata çikolata değildir. Adının aksine, beyaz çikolatanın içinde hiç gerçek çikolata parçası bulunmaz. Beyaz çikolata şeker, süt ürünleri, vanilya, lesitin ve kakao yağından elde edilir.
Doğal balın nem seviyesi çok düşük asit seviyesi ise çok yüksektir. Bu iki özelliği nedeniyle ağzı sıkıca kapalı tutulan bir bal kavanozunun içinde bakteriler oluşur oluşmaz ölürler. Bu da balın asla bozulmaması anlamına gelir. Arkeologların Mısır piramitlerinde buldukları 3 bin yıllık balların yenebilir koşulda olmasının sırrı da budur. Balın yanı sıra tuz, şeker ve çiğ pirinç de asla bozulmaz.
Markette son zamanlarda şalgam suyunun da hammaddesi olan mor havuçları görmeye alıştık ama yine de havuç denince aklımıza turuncu bir sebze geliyor. Ancak İngiltere'de bulunan Ulusal Havuç Müzesi'ne göre, gerçek havuç mor renkli ve incecik beyaz köklü bir sebzeydi. 16'ncı yüzyılın sonunda yaşanan bir genetik mutasyon turuncu havuçları yarattı. Kim bilebilirdi ki bu renk orijinaline baskın gelecek?
Hiç çiğ istiridye yemiş miydiniz? Eğer yediyseniz, o sırada istiridyelerin halen canlı olduğunu bilmelisiniz. İstiridye ölür ölmez bozulmaya başladığı için neredeyse çiğken servis edilir. Ancak istiridyelerin merkezi sinir sistemi yoktur, bu nedenle acı hissetmezler.
Doğal bir mısır koçanının üzerindeki sıraların sayısı her zaman çifttir. Bu sayı zaman zaman değişebilse de çoğunlukla 16'dır.
Bir dönem insanlar domatesin zehirli olduğunu sanıyordu. 18'inci yüzyıl İngiltere'sinde domatese "zehirli elma" denirdi çünkü aristokratlar domates yediklerinde çoğu zaman hastalanır ve ölürdü. Ama bunun sebebi tek başına domates değil, aristokratların kullandığı tabaklardı. Domatesin asidi kurşun ve kalay alaşımlı bu tabaklardaki kurşunu açığa çıkarıyor ve zehirlenmeye neden oluyordu.
Bugüne kadar bulunan en eski çorba kalıntıları milattan önce 6000 yıllarına aittir. Bu çorbada malzeme olarak hipopotam ve serçe eti kullanılmıştır.
Çocukken çok şeker yediğimizde dişlerimizin çürüyeceğini söylerlerdi ama dişler için çok daha zararlı bazı yiyecekler vardır. Mesela kraker... Çünkü asit dişler için şekerden daha çürütücü bir etkiye sahiptir. Yediğiniz krakerler çiğnedikçe dişlerinize yapışır ve bakterilerin uzun süre mutlu yaşaması için çok uygun bir ortam oluşturur.
İki yemek kaşığından fazla muskat cevizi yerseniz, mide bulantısı, baş dönmesi, yavaşlayan beyin fonksiyonları ve halüsinasyonlarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Meyveli buzlu dondurmalar, 11 yaşındaki bir çocuk tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. 1905 yılında Frank Epperson isimli bir çocuk gazoz ve su dolu bir bardağı yanlışlıkla bir gece dışarıda bırakır. Sabah uyandığında donmuş halde bulduğu bu karışımın çok lezzetli olduğunu fark eder. San Francisco'da yaz aylarında satmaya başladığı bu icat bir süre sonra tüm dünyaya yayılır.
Hazır paketli dondurmalar ve benzeri birçok yiyeceğin ambalajlarının üzerinde "doğal meyve aroması, doğal vanilya aroması" gibi ifadeler görürüz. Ancak bu aromalar kunduz gibi bazı hayvanların salgı bezleri kullanılarak üretilmiş ve yediğiniz çilekli dondurmanın içine hiç çilek girmemiş olabilir.
Taze meyvelerin ne kadar sağlıklı ve besleyici olduğunu hepimiz biliyoruz. Araştırmalar dondurulmuş meyvelerin de tazeleri kadar hatta bazen onlardan daha bile faydalı olduğuna işaret ediyor. Meyveyi tazeyken dondurmak içindeki E vitamini ya da kalsiyum ve demir gibi maddelerin uzun süre korunmasını sağlıyor. Üstelik dondurulmuş meyveleri her mevsim tüketebilirsiniz.
Hiçbir yemeğe tuz ekmeseniz de hazır gıdalarla beslendiğiniz takdirde vücudunuza çok büyük miktarlarda tuz aldığınızı biliyor musunuz. Örneğin 1 dilim pizzada bulunan tuz miktarı 600 miligrama kadar çıkabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü ise günlük kişi başı tuz tüketiminin 5 gramın (yani 5000 miligram) altında olmasını öneriyor.
Acı biber yediğiniz zaman ağzınızın yanması fiziksel değil zihinsel bir reaksiyondur. Biberlerin içinde bulunan kapsaisin maddesi, sinirlerinizdeki acı algılayıcılara yapışır ve acı hissetmenize neden olur. Beyniniz sıcak bir şey yediğinizi zannederek vücut sıcaklığını düşürmek için terleme komutu verir ve yüzünüz kızarır. Aslında ne bir yanma söz konusudur ne de sıcaklık artışı.
2015 yılında Harvard Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, neredeyse her gün baharatlı ve acı yemekler yiyenlerin ölüm riski, bu yemekleri haftada bir tüketenlerden yüzde 14 daha düşüktür. Ancak bu baharatlı yiyecekler yemek ömrünüzü uzatır demek değil. Sadece baharat tüketmeyenlere kıyasla çeşitli hastalıklar nedeniyle ölme olasılığınız daha az demek.
Elmaların neden suyun üzerinde yüzdüklerini hiç düşünmüş müydünüz? Bunun sebebi hacimlerinin yüzde 25’inin hava olması. Bu arada salatalığın da yüzde 96’sının su olduğunu biliyor muydunuz? Bu nedenle özellikle yaz aylarında su ihtiyacınızı karşılayacak en iyi yiyeceklerden biri salatalıktır.
Dünyadaki en pahalı meyve Japonya’da yetiştirilen Yubari kavunlarıdır. Geçtiğimiz yıl bir müzayedede iki tanesi 3,2 milyon Japon yenine (yaklaşık 170 bin TL) satılan bu kavunlar iki farklı türün melezlenmesiyle elde ediliyor. Lezzet olarak sıradan kavunlardan pek farklı olmayan Yubari kavunlarını bu kadar pahalıya alan kişi “bölgedeki çiftçilere iyilik olsun” diye bunu yaptığını söylemişti. Müzayedeler dışında da kavunların tanesi 300-600 TL civarına. satılıyor
Somon denince akla pembe bir balık gelir ama aslında çiftliklerde yetiştirilen somonların etleri beyaz olur. Somon üreticileri bu rengi elde etmek için balıkların yemlerine karotenoid denen ve bitkilerden elde edilen boyar maddeler ekler. Doğal somon ise bol bol karides yediği için rengi pembedir.
Bir tane hamburger yapmak için yaklaşık 1800 litre su tüketilir. Çünkü 500 gram dana eti üretmek için 8000 litre civarında su gerekir. Bu miktara dananın beslenmesi için ihtiyaç duyulan tahıl ve otları yetiştirmek için gereken suyun yanı sıra, hayvanın içtiği su ve hamburger köftesinin üretim sürecinde kullanılan su da dahildir.
Draje çikolata ve şekerler renkleriyle göz alırlar. Peki bu renklerden en yaygını olan kırmızının Dactylopius coccus (Türkçe adı koşinil) isimli bir böceğin iskeletinin ezilmesiyle elde edildiğini biliyor musunuz? Karminik asit de denilen bu kırmızı gıda boyası, kırmızı meyve aromalı abur cuburlarda ve rujlarda da kullanılıyor.
Otomobiller ve meyveli yumuşak şekerlerin de bir ortak noktası vardır. İkisi de dış yüzeylerinin parlaması için karnauba mumu denen bir maddeyle cilalanır. Güneş kremlerinde ve boyalarda bulunan ve bu ürünlere beyaz renk veren titanyum dioksit de zaman zaman salata soslarında ve kahve kremalarında bulunabilir.
Almanya'da bulunan Bayreisches Geoinstitut'tan bilim insanları, fıstık ezmesinin içeriğindeki çok yüksek miktardaki karbon sayesinde elmasa dönüştürülebileceğini keşfetti. Tek yapmanız gereken fıstık ezmesi içindeki karbondioksit moleküllerinin içinden oksijeni çıkarıp, kalan karbonu çok yüksek basınca tabi tutmak.
38