Hürriyet Lezizz Özel Fotoğraflar: iStock ve Ingimage
Adını MasterChef'te sürekli duyuyorsunuz ama...
MasterChef yarışmacılarının ve şeflerinin dillere pelesenk ettiği mutfak terimlerinden birkaçını derledik.
MasterChef, dünyanın birçok ülkesinde yayınlanan ve çok sevilen bir yarışma programı. Hal böyleyken Türkiye’de de her akşam milyonlarca kişiyi ekrana toplaması şaşırtıcı değil. MasterChef’i izlerken profesyonel mutfakların havasına ve diline de bir adım daha yaklaşıyoruz.
Fare dişi
Fare dişi ya da brunuaz (Fransızca brunoise’dan geliyor) bir doğrama biçimi. Soğan, havuç, biber gibi sebzelerin çok küçük küpler halinde doğranmasına fare dişi deniyor. Mutfakta en temel doğrama usullerinden biri olarak biliniyor. Brunuazın daha da küçük doğranmış haline fine brunoise (fayn brunuaz) deniyor.
Bağlamak
Bağlamak, sos, çorba, yahni gibi sulu yiyecekleri içine farklı malzemeler ekleyerek koyulaştırma ve kaynaştırma işlemine deniyor. Un, nişasta, yumurta sarısı, krema, peynir gibi birçok malzeme bağlayıcı olarak kullanılabiliyor.
Çektirmek
Çektirmek de özellikle sosları koyulaştırmak için yapılan bir işlem. Ama burada içine ekstra bir malzeme eklemek yerine ısıdan faydalanıyoruz. Isıttığımız sosun içindeki su buharlaştıkça kıvamı koyulaşıyor. Meyveli soslar ve domates sosu gibi ürünler için çektirme işlemi uygulanıyor. “Yemek suyunu çekmiş” dediğimizde bunu kastediyoruz.
Redüksiyon
Redüksiyon da çektirme işleminin Fransızca karşılığı "reduction"un Türkçe okunmuş hali. Meslekten olanlar zaman zaman terimi bu şekilde kullanmayı tercih ediyor. Örneğin geçtiğimiz günlerde Mehmet Şef Sedat'a "Bu et suyu ne kadar zamanda redüksiyon olur?" diye sormuştu.
Yorum tabak
Şeflerin belli bir mutfağı ya da malzemeyi kendilerinden bir şeyler katarak yeniden yorumlamasıyla ortaya çıkan yemeklere yorum tabak deniyor. Yorum tabak genellikle gelenekselle moderni tek bir potada eritiyor. Geleneksel yemeklere fine-dining dokunuşlar da yorum tabak olarak nitelendirilebilir.
Tabaklamak
Yemeği tencereden, tavadan alıp servis yapılacak tabağa aktarmak. Tabaklama evresinde önemli olan tabağın göze hoş görünecek, yiyenin iştahını açacak ve yemeğin lezzetini artıracak şekilde tasarlanmış olması. Örneğin derisi çıtır çıtır kızarmış bir balığı nemli bir sosun üzerinde servis etmek derinin çıtırlığını kaybetmesine yol açtığından doğru bir tabaklama şekli olmuyor.
Mizanplas
Fransızca “mise en place” ifadesinden gelen mizanplas, “her şey yerli yerinde” gibi bir anlama geliyor. Daha ayrıntılı açıklamamız gerekirse, yemekte kullanılacak tüm malzemelerin ve aletlerin yemeği yapmaya başlamadan önce hazırlanmasına deniyor. Bu işlem restoranlarda servis başlamadan önce yapılıyor.
Mandolin
Mutfaklarda sebzeleri kıymak, rendelemek veya dilimlemek için kullanılan bir alet. Bir anahtarın sıkıştırılması ya da gevşetilmesi sayesinde mandolinle kesilen dilimlerin kalınlığı da ayarlanabiliyor.
Tekstür
Tekstür de tahmin edebileceğiniz gibi Fransızca kökenli bir sözcük ve “doku” anlamına geliyor. Yumuşak kıvamlı bir yemeğin içine ya da üzerine koyulan, dişe gelen kıvamı sayesinde yemeğin daha fazla duyuya hitap etmesini sağlayan malzemeler tekstür unsuru oluyor.
Açmak
Tavuk, balık gibi eti yenen hayvanların kesilerek parçalanmasına açmak deniyor. Açma işlemi farklı şekillerde yapılabiliyor. Örneğin levrek gibi büyük balıklar bir tarafını ayırmadan boydan ikiye ayrılıp düzleştiriliyor, fileto haline geliyor. Buna kelebek açmak deniyor. Tavuğun göğüs, kanat, but gibi parçalarına ayrılması da açmak olarak adlandırılıyor.
Sezone
Yemeği temelde tuz ve baharatları kullanarak lezzetlendirme işlemi. Aslında “görmüş geçirmiş” anlamına geliyor. Daha Türkçe bir ifade kullanmak istersek çeşnileme de diyebiliriz.
Terletmek
Pişme süresi uzun olan sebzelerin özellikle de kebap yapımında etle birlikte pişirilen patlıcan, soğan gibi sebzelerin yumuşaması ama kavrulmaması için yapılan bir tür pişirme işlemi. Sebzeler az miktarda suyla birlikte çok kısık ateşte kapağı kapalı vaziyette 15-20 dakika kadar pişiriliyor. Buna terletme deniyor.
Dipfray
İngilizce “derin kızartma” anlamına gelen “deep fry”ın okunuşu. Ancak çoğunlukla bu şekilde adlandırılması tercih ediliyor. Hafızası kuvvetli izleyiciler ikinci sezonda Danilo Şef’in F. Batuhan’ı “Dipfray deme baba burası Türkiye” diye uyardığını hatırlayabilir.
Al dente
İtalyanca ısırınca dişe hafif sertliği gelen yiyecekler anlamına geliyor. Sadece değil ama genellikle makarna için kullanılıyor. Özellikle ikinci sezonda İtalyan şef Danilo Zanna’nın programın kadrosuna katılmasıyla sıkça kullanılır hale geldi ama ambalaj okumayı sevenler makarna paketlerinin üzerinde de bu ifadeyle karşılaşmıştır.
Ru
Fransızca “roux”nun Türkçeye okunuşuyla girmiş. Eşit miktarda un ve tereyağının, unun kokusu çıkana kadar kavrulmasıyla elde edilen ru, beşamel, velute, espanyol gibi temel sosların ana malzemesidir. Bir diğer adı da Farsçadan dilimize geçmiş olan meyanedir.
Jü
Fransızca “jus” kelimesinin Türkçe okunuşu. Pişerken etten veya tavuktan, pişme kabına akarak sertleşen yemek suyunun sulandırılmasıyla elde edilen sulu, kahverengi sosa jü deniyor. Et fırında kızartıldıktan sonra etin piştiği tepsiye biraz aromatik malzeme ve su ekleniyor ve kısa süre kaynatılıyor. Bu sıvı süzgeçten geçirilerek etin yanında sos olarak servis ediliyor.
Abuyer
Alakart serviste servis elemanları ile mutfak çalışanları arasında iletişimi sağlamakla görevli en önemli kişi. Fransızca "anons eden" anlamına gelen "abouyeur" kelimesinden gelen abuyer (ya da abiyer) gelen siparişi fişlerden yüksek sesle okuyarak mutfak elemanlarına duyurur. Sektör diliyle yemeği marşlamakla görevlidir.
Marşlamak
Abuyerin servis elemanından gelen fişteki siparişleri yüksek sesle okuyarak, mutfak elemanlarına pişirmeye ya da tabaklamaya başlama komutu vermesidir.
Şefindiş
Aslında İngilizce “chafing dish” ama hızlı söylene söylene şefindişe dönüşmüş. Şefindiş özellikle büfe serviste kullanılan üzeri kapaklı veya açık alttan ısıtmalı büyük tepsilere verilen isim. Şefindişlerin kapakları şeffaf olabildiği gibi kubbe şeklinde metal de olabiliyor.
Kloş
Yine Fransızca kökenli bir terim. Orijinali “cloche” olan kloş, tabakların üzerine kapatılan kapaklara deniyor. Bu kapaklar farklı materyallerden ve farklı şekillerde olabiliyor.
Torşon
Çok basit bir tabirle açıklarsak mutfak bezi diyebiliriz torşon (Fransızca torchon’dan geliyor) için. Aşçıların önlüklerinin bezine takılmış iki adet temiz, kuru torşonları olması gerekiyor. Bu torşonlarla sıcak tavaların sapları da tutuluyor. Torşonlar temizlik bezleriyle karıştırılmıyor. Bir de “au torchon” diye bir teknik var. Malzemeler bu torşonlara sarılıp iple bağlandıktan sonra marine ya da poşe ediliyor.
Surf and Turf
Deniz ürünleri ve eti tek tabakta bir araya getiren yemeklerin genel adıdır surf and turf. Bu ürünler genelde bir karides, ıstakoz, deniz tarağı gibi bir kabuklu ve bir biftek olarak eşleştirilir. İngilizce bir terim olan surf and turf (surf 'n' turf de denir) 1960'lı yıllarda ABD'de icat edilmiş bir terim.