Kuzey Irak’a 21 bin Amerikan askeri

Tümgeneral Cucolo’nun başında bulunduğu 21 bin kişilik kuvvetin görev alanı, Bağdat’ın kuzeyinden İran, Suriye ve Türkiye sınırlarına kadar uzanan bölgeyi kapsıyor.

Geçen hafta içinde kuzey Irak’tan telefonla yaptığı açıklamalarda Tümgeneral Cucolo, mart ayında yapılacak olan genel seçimler sonrası, bölgede çıkması muhtemel karışıklıklara karşı önlem olarak kalış sürelerini uzattıklarını söylüyor.

Bölgeyi, “Araplarla Kürtler arasındaki fay hattı” olarak tarif ediyor.�

Seçimlerden sonra gündeme gelecek olan Kerkük’te referandum sürecinin belirsizliğinin yanı sıra Musul’daki gelişmeler de bölgede istikrarı tehdit ediyor.

Amerikalı general, Irak ordusu ve bölge polisinin tek başlarına bu tehlikeli süreci göğüsleyemeyeceklerini ima ediyor.

Bu önemli bir açıklama. Çünkü 17 Kasım 2008’de Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile zamanın ABD Büyükelçisi Ryan Crocker tarafından imzalanan Güçlerin Durumu Anlaşması’na (SOFA) göre Amerikan askerlerinin 2009 Haziran ayına kadar kentlerden çekilmesi gerekiyordu. Geri çekilmenin ise 2011 sonunda tamamlanması öngörülüyordu.

Ama şimdi kuzeydeki büyük kentlerde Amerikan askerlerinin geri çekilmek bir yana sayılarının artırılacağı konuşuluyor.

* * *

TÜRKİYE’de Kürt meselesinin çözümünde, Irak’taki durumun hiçbir zaman temel rol oynayamayacağını söyleyenlerdenim.

Kürt açılımını destekliyorum, bu yönde atılacak her adımı, doğru sözü destekliyorum.

Ama konuyu Amerikan askerlerinin bölgeyi terk ediyor olması, bu yüzden de PKK’yı etkisizleştirmek istediği tahliline dayandırmak�bizim kendi Kürt sorunumuzu çözemezdi.

Bu yaklaşım öne çıktığı girişim PKK’nın tasfiyesi sürecine dönüştü.

Oysa Kürt meselesinin çözümü tamamen bizim kendi koşullarımız içinde değerlendirilip, bütün aktörlerin seferber olacağı bir uzlaşma süreci ile mümkün.

Önce bu meselenin çözümü isteniyor mu? Bu noktada görüş birliği gerekiyor.

Çünkü meseleyi sadece PKK’nın tasfiyesi olarak görmek, Kürt seçmeni AKP’de toplayarak Kürt sorununun çözümleneceğini düşünmek sonuç vermez.

Vermeyeceği, DTP’nin kapatılması sonrasında bölgede baskıların artmasıyla da ortaya çıktı. Farklılıklar azalacağına, çatlaklar derinleşti.

Sadece dış dinamiğe dayanmak gibi yanlış tahlil üzerine geliştirilen politika, Kürt meselesi gibi karmaşık bir sorunu çözmek için gerekli hazırlıkların da yapılmasını engelledi. Siyaseti kolaycılığa sürükledi.

* * *

AMERİKAN askerlerinin Kuzey Irak’ta kalmalarının gerekçesi olarak Kerkük’te çıkması muhtemel karışıklıklar kadar Musul’daki gelişmeler de rol oynuyor. Musul, son zamanlarda El Kaide’nin de etkin olduğu bir bölge haline geldi. Ayrıca ilk yerel seçimleri boykot eden Sünniler, geçen sefer seçimlere girerek bölgedeki Kürt hâkimiyetini sarstı. Kürtlerle Araplar arasında şu anda var olan sessizliğin her an bozulması ihtimali var.

Dün olduğu gibi bugün de Amerikan askerlerinin bölgeden hızla çekilmesi zor.

Kuzey Irak’ın, ABD’nin Irak’taki varlığını en rahat biçimde devam ettireceği bölge olduğu da gözden uzak tutulmamalı.

Dolayısıyla ABD bu bölgede Türkiye ile burun buruna gelmeyi dün olduğu gibi, yarın da istemeyecek.�Kürt sorununun çözümüne destek verdiğini söyleyecek.

Ama bu sorun burada, Türkiye’de, bu sürecin acısını çeken bütün tarafların katılımıyla çözülecek.