Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de KETEM adı verilen Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri ile birlikte tüm kadınlar ücretsiz olarak mamografi, serviks kanserleri ile kolorektal kanserlere karşı tarama testlerini yaptırabiliyor. Bu sayede birçok kadın erken teşhis ile tedavi ediliyor. Yine de her yıl, Türkiye’de ve dünyada 8 kadından 1’i “Meme kanserisiniz” cümlesini duyuyor. Bunlardan biri de yaklaşık 8 yıl önce Türkiye’ye göç eden İranlı Yeganeh Ghasımi. Şu anda 33 yaşında olan Ghasımi yaklaşık 6 yıl önce bir gece sol memesinde bir sertlik olduğunu fark etti. Hemen ertesi gün doktora gitti ve testler yapıldı.
‘SAATLERCE AĞLADIM’
“Her şey bitti. Kesin öleceğim dedim ve o an hemen İran’daki anneme bunu nasıl söyleyeceğimi düşündüm. Bahçede saatlerce ağladım” diyen Ghasımi, eşi Ali Reza İsmaeili’nin desteği ve kemoterapi ile ameliyatın ardından kanserden tamamen kurtuldu. Tedavinin devamı olarak 5 sene kullanması gereken ilaçlar sırasında menopoza giren Ghasımi, bu sırada hamile kaldı. Menopoza girmesi nedeniyle hamile kalması çok düşük bir ihtimal olan Yeganeh Ghasımi çocuk sahibi olamayacağını düşünürken bu haberle şaşırdı. Doktorlar, bebeği aldırması gerektiğini söylerken, eşi Ali Reza İsmaeili de “Ben çocuk istemiyorum. Sen beni düşünme. Aldırma kararı senin” dedi.
Genç kadın tedavisini riske ederek hamileliğini sürdürdü ve 2.5 yıl önce bebeğini kucağına aldı. Tek memesi ile doğurduğu kızı Liana’nın anne sütünden mahrum kalmasına da gönlü el vermedi. “Çok zor oldu ama tam 5 ay boyunca tek meme ile kızımı emzirebildim” dedi. Eşi ile İstanbul’da yaşayan ve fitness eğitmeni olan Ghasımi, “Bu işin ilacı moral. Kadınlar bunu yeneceğine inansınlar ve ihmal etmesinler. En ufak bir şikayetlerinde doktora gitmeleri gerekiyor” dedi.
‘MEME KANSERİ TEDAVİYE CEVAP VERİYOR’
Her yıl Türkiye’de yaklaşık 25 bin kadına meme kanseri teşhisi koyuluyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Şişli Hamidiye Etfal Sağlık Uygulama Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Bülent Çitgez, erken teşhisin önemine dikkat çekiyor: “Her 8 kadından birinde meme kanseri görülüyor. Her iki cinsiyette en sık görülen kanser, akciğer kanseri. Ama kadınlarda meme kanseri daha sık görülüyor. Meme kanseri tedaviye iyi cevap veriyor. Bu nedenle kadınlarda en sık görülen kanser olsa dahi ölüm oranı en yüksek kanser değil. Ancak erken teşhis hayat kurtarıyor.”
ERKEKLER DE RİSK ALTINDA
EN İYİ İLAÇ MORAL
Her 100 meme kanserinden 1’i ise erkek hastalardan oluşuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden emekli olan 6 çocuk sahibi Hüsnü Putu da nadir erkek meme kanseri vakalarından biri. Birçok hasta gibi o da bir gün memesinde şişlik fark etti ancak doktora gitmeye fırsat bulamadığı için bir süre sonra şişlik hızla büyüdü. Kanser olduğunu hissettiğini söyleyen Putu, hikayesini şöyle anlattı:
“Doktor bana ‘Sen meme kanserisin’ dedi. Ben kanser olduğumu hissediyordum. O yüzden hiç şaşırmadım. ‘Ben bu kanseri yeneceğim’ dedim. Moralimi çok yüksek tuttum. ‘Allah ömür verdiyse, görecek günüm varsa görürüm’ diye düşündüm.” Ailesinin kendisine destek olduğunu söyleyen Putu, “Hiçbir zaman inancınızı yitirmeyin. Doktorum bana ‘Kansersin’ dediğinde ‘Eyvallah’ deyip güldüm. Hiç moralimi bozmadım ve çok şükür atlattım” dedi.
KEMOTERAPİSİZ TEDAVİ DÖNEMİ
Antalya Acıbadem Onkoloji Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, meme kanserinde kemoterapiyi ortadan kaldıran tedavi hakkında bilgi verdi: “İlk FDA onayını 2015’te alan, hücre çoğalma döngüsü baskılayıcı ilaçlar, tüm meme kanserlerinin yüzde 70’ten fazlasını oluşturan hormon pozitif grupta adeta çığır açtı ve kemoterapisiz tedavi dönemini başlattı. Bu inhibitörlerin uzun dönem (6 yıllık) kullanım sonuçları, geçen ay gerçekleştirilen Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği 2021 Kongresi’nde sunuldu ve en çok dikkat çeken çalışma oldu.”
BESLENME ÇOK ÖNEMLİ
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hatalı beslenme ve şişmanlığın kansere yol açan faktörlerden en önemlisi olduğunu belirttiğine dikkat çeken Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Fatma Özenç Turşak, uzun yıllar tartışılan tarım ilaçlarına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Üzerinde tarım ilaçları kalıntılarının bunduğu sebze ve meyveler sağlığınıza yarardan fazla zarar oluşturur. Elma, armut, şeftali, nektarin, çilek, kiraz, üzüm, biber, kereviz, yeşil fasulye, patates, ıspanak, kıvırcık salata, salatalık, kabak ve bal kabağı tarım ilaçlarından en çok etkilenen ve organik tüketilmesi önerilen gıdalardır. Protein kaynağı olarak, özgür dolaşan ve tabii beslenen hayvanların etini ve yumurtasını yemek çok faydalı. İçme suyunuzu, yoğun tarım bölgelerinde nitrat ve tarım ilaçlarının varlığı nedeni ile yeraltı suları ve nehirler kirlendiğinden, bu bölgelerin dışındaki kaynaklardan elde edilmiş temiz su kaynaklarından elde etmeye dikkat edin. Kaya tuzu kullanın hatta salatalarınıza katacağınız tuzun Himalaya tuzu olmasına dikkat edin.”