Kapanmayan kültürel yaralar

İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ olduğu sene, yapılanların yapılmayanların dosyasının yeniden açılmasını öneriyorum.

Haberin Devamı

Ne zaman yabancı ülkelerde inşa edilen bir kütüphane haberi, bu haberde kullanılan kıskandırıcı fotoğrafları görsem, ne zaman yeni bir konser salonu haberini okusam, alışılmış deyimle içim hun olur.
Başkent seçildiği yıl, bu kentte kalıcı hiçbir bina yapılmadı. Ufak tefek çalışmalara devletin verdiği ödenek eriyip gitti. Para nerelere harcandı, ayrıca kimler yaptıkları işler için ne kadar para aldı? Bu dosya açıldığında sanırım gerçekleri öğreneceğiz!
Baştan garip bir tutum seçildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bildiğim kadarıyla bu çalışmaların dışında bırakıldı. Genel kanı, paraların sadece restorasyonlara harcandığı. Ama hangi binalar olduğunu da bilmiyoruz.
Tekrar tekrar aynı konuları yazmak, başta yazarı daha sonra da okuru sıkar ama belki sonuç alırız iyimserliğiyle bunları yazıyorum. Sık sık yazacağım, önerimden sonuç alıncaya kadar da sürdüreceğim, aynı konuyu başka yazarların da konu etmesi için ısrar edeceğim.
İstanbul’da hâlâ yeni bir kütüphanemiz yok, mahalle kitaplıkları projesi bir türlü uygulanmıyor, yürürlüğe konmuyor. Kütüphanelerin yüzölçümü yeniliklere elverişli değil. Özellikle kütüphaneler, genel mesai saatlerinden sonra da açık olmalıdır. Şimdi dünyanın birçok ülkesinde uygulanan, uzun saat uygulamaları, hatta 24 saat uygulamaları okurun kitaba ulaşması açısından, yararlı önlemlerdir.
Hâlâ kütüphanenin, konser salonlarının yokluğu, bu kent için gerçekten bir ayıptır! Her ay yeni bir gökdelenin yükseldiği ve bununla övünüldüğü bir kentte, kültür binalarının olmaması, uluslararası sıralamada bu şehrin kültürel değerini düşürüyor. Kültür turizminin egemen olduğu bir çağda bu eksiklik hissedilir derecede bu unvanı zedeliyor.
Çok yazdım. Tekrar ediyorum, belediyeler, yeni adıyla yerel yönetimler trilyonların harcandığı sitelere bir kütüphane binasının yapılmasını şart koşmalı. Ayrıca küçük konser salonları, tiyatro salonları da yaptırmalı.
Trafiğin bu kadar yoğun olduğu bir kentte bir yerden bir yere gitmenin zorluğunu İstanbul başkent seçildiği yıl halletmeliydi.

* * *

Haberin Devamı

BENİ tahrik etmek amacıyla bir dostum, dünyadaki kütüphanelerden örnekler göndermiş, bunların hangi kentlerde olduğunu notlayarak size iletmek istedim. İstanbul’da, Türkiye’de göremediğimiz bu yapıları internet üzerinden görerek hasretinizi giderebilirsiniz.
Konu başlığı 10 Futuristic Kütüphane.
Vennesla Kütüphanesi ve Kültür Evi:
Norveç’teki bu kütüphanenin görünüşü, bir bilimkurgu filmi izlenimi veriyor.
Şikago Üniversitesi’ndeki Mansueto Kütüphanesi: 3.5 milyon kitap burada korunuyor.
Stuttgart Şehir Kütüphanesi.
Maetadero Tiyatrosu ve Kütüphanesi:
İspanya’nın Madrid şehrinde.
Özgür Üniversite Filoloji Kütüphanesi: Almanya’nın Berlin şehrinde. Mimar Norman Foster’ın yaptığı kütüphane, bir insan beyni görümünde. 700.000 adet bir koleksiyonu var.
Kanazawa Umimirai Kütüphanesi: Japonya’da.
Seattle Merkez Kütüphanesi: Arşivinde 1.5 milyon kitap bulunuyor.
Dalian Genel Kütüphanesi: Çin’de. Zengin arşivi ve olağanüstü görünümüyle büyülüyor.
Danimarka Kraliyet Kütüphanesi (The Black Diamond): İskandinav ülkelerinin en büyük kütüphanesi. Su kıyısındaki siyah yapının yansıması suya vuruyor. Burada okumanın zevkini tahmin edin.
Nam June Paik Library: Güney Kore’de.

* * *

Haberin Devamı

ŞİMDİ sizi biraz daha üzdüğüm için özür dilerim. Belki bu sayede üzüntümü anlarsınız!

Yazarın Tüm Yazıları