İspanya “soykırım” kazasına karşı tetikte

MADRİD
İSPANYOL gazeteciler, Katalan Meclisi’nin 26 Şubat’ta Ermeni soykırımı ile ilgili aldığı karardan haberliz. Sohbetimiz sırasında öğrendiler. Aslına bakarsanız, benzer bir kararın İspanyol Parlamentosu’na gelmiş olmasından da haberleri yok.

Haberin Devamı

Bir gün önce ABC Gazetesi’nde yayınlanan haberi de okumadıkları anlaşılıyor. Çünkü  22 Mart Pazartesi günü gazetenin haberinde, “Hükümet, Türkiye’yi rahatsız etmemek için Meclis’in Ermeni soykırımını kınamasını engellemeye çalışıyor” deniyordu.

Evet, ABD Dış İlişkiler Komitesi ve İsveç Parlamentosu’nda sonra soykırım iddiası şimdi de İspanya Parlamentosu’nda.

Katalan Meclisi’nden sonra Cumhuriyetçi Sol Katalan Partisi (ERC),  “Türkiye’yi, Medeniyetler İttifakı’nın ruhuna uygun olarak soykırımı tanımaya ve Ermenistan’a bir jest yapmaya” çağıran karar taslağını Madrid’e, İspanyol Parlamentosu’na taşıdı. 

ERC milletvekili Joan Tarda’nın imzasını taşıyan teklifin Meclis Başkanı’na verilmesiyle birlikte Türkiye ile İspanya arasındaki ilişkilerde de çanlar çalmaya başladı.

Ama hem ABC Gazetesi’ne, hem de başka kaynaklardan gelen haberlere göre Zapatero Hükümeti olayı kontrol etmek için seferber olmuş durumda.
Dışişleri Bakanı Moratinos’un tasarıyı durdurmak için Meclis Başkanı Bono ile geçtiğimiz günlerde görüşmesine rağmen, uzmanlara göre Meclis Başkanı’nın, önüne gelen bir öneriyi durdurma ihtimalinin sınırlı olduğu söyleniyor.

Hükümetin tasarının geçmesini isteyen çevrelere, “AB Dönem Başkanlığı süresi içinde kararın çıkmasını ertelemek” için telkininde bulunduğunu öğrendim.

İspanya’nın Avrupa Birliği Başkanlık görevi bitince? Yani Haziran ayından sonra ne olacak? Orası belirsiz.  

* * *
       
İSPANYA, Türkiye ile birlikte, Medeniyetler Arası İttifak’ın Eş Başkanı. Avrupa Birliği’nin de Haziran’a kadar dönem başkanı. Her dönem başkanı ülke gibi İspanya da bu dönemde Türkiye ile ilgili bir şeyler yapmak istiyor.

Dışişlerinden üst düzey bir yetkiliyle yaptığımız görüşmede “dört hatta beş fasıl açmak istediklerini” söyleyenler bile var. Ama değil beş, iki fasıl açılması bile çok zor.

Zapatero Hükümeti, bu hedefini kolaylaştırmak için Kıbrıs düğümünün açılması konusunda belli ki kafa yoruyor. Fakat bu konuda radikal bir adım atabilmesi mümkün görünmüyor.

KKTC’ye yönelik izolasyonlar konusunda ciddi bir çalışmaya ilişkin izlenim edinmedim.

Kıbrıs sorunuyla ilgili, garantör ülkeler, BM ve İspanya’nın da katılması önerilen “Altılı Toplantı” projesi de pek umut vaat etmiyor. 

Kısaca, İspanya dönem başkanlığının, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile müzakere sürecine damgasını vurabilecek bir zıplama yaratmayacağı belli oluyor.

Zaten, Avrupa Birliği içinde şu anda da karışık bir durum olduğu görülüyor. Lizbon Anlaşması’nın yürürlüğe girmesiyle artık AB’nin bir başkanı, bir dışişleri bakanı var. İspanya, bu yeni dönemin ilk dönem başkanı ülkesi olması dolayısı ile bir adım geride duruyor. Dönem başkanlığı, büyük projelerle ülkelerin kendilerini göstermek istedikleri bir yarışmadan çıkacağa benziyor.  

Durum böyle iken, bir de soykırım tasarısının Meclis’e gelmesi Madrid’i çok rahatsız etmiş belli ki. Var güçleri ile bir yandan tasarıyı durdurmaya, diğer yandan Ankara’yı rahatlatmaya çalışıyorlar.

Çünkü her hangi bir kriz her şeyden önce Zapatero Hükümeti’nin Medeniyetler İttifakı projesini gölgeleyecek. Ama diğer önemli bir sonucu daha olabilir. İspanya’nın, nükleer de dahil Türkiye’nin büyük projelerinden pay alma beklentilerini de tehlikeye sokacak.

Dünyanın en büyük müteahhitleri listesinin tepelerinde olanlar başta,  İspanyol iş adamları, krizin böylesine vurduğu günlerde, Türkiye umudunun suya düşmesini isterler mi? Zapatero Hükümeti, bir Parlamento “kazası”na karşı tetikte şimdi. 

Yazarın Tüm Yazıları