Herşeyi “şeyinden” dinler oldum

Sayenizde!

Haberin Devamı

...

 

Bir yazışma grubumuz var.

 

Bulunduğumuz ülkedeki bütün gurbete düşmüş Türk kadınlarla sohbet ediyoruz.

 

Kendi aramızda memleketteymişiz gibi “takılıp” hasretimizi, zorluklarımızı paylaşıp rahatlıyoruz.

 

Her ay bir kitap gecesi düzenliyoruz.

 

Türk mutfağından lezzetler getiriyoruz sohbete, daha doğrusu herkes getiriyor, ben yiyorum.

 

Belirlediğimiz kitapları Türkiye’ den gelenlere ısmarlıyoruz, aramızda paslaşıyoruz.

Haberin Devamı

 

Daha doğrusu başkaları paslaşıyor.

 

(Ben kimseye kitap vermem, alırım. Asla geri vermem, hemen üzerine yatarım.)

 

Okuyoruz.

 

Tartışıyoruz.

 

Bazen kitabı, yazarı yerden yere vuruyoruz, bazen yere göğe sığdıramıyoruz.

 

Bazen ne kadar kaçarsak kaçalım, ne kadar sevmedik dersek diyelim, her seferindegidip gelip o kitaba ve o yazara geri dönüyoruz.

 

Dün yine, poğaçalı ince belli çaylı kitap gecemiz vardı.

 

Dikkatimi çeken bir şey oldu.

 

Bir baktım, “velev ki” bağlacı çok sık kullanılır olmuş aramızda.

 

Belki önceden de kullanılıyordu; ama şimdi benim algıda seçiciliğim öyle hassaslaştı ki, bu bağlacı daha fazla duyar oldum.

 

Kim “velev ki” dese, aklım yerinden zıplıyor.

Haberin Devamı

 

Kim “velev ki yazar böyle düşünüyor” dese, hop benim aklım yine o yere kayıyor.

 

Birisi “Velev ki bu yazar buna karşı...” diyor,

 

Ben kendi kendime;

 

“Bak yine dedi “velev ki” diye”sayıklıyorum kendi içimde.

 

“Velev ki” den sonrasını duyamıyorum.

 

Kalıyorum.

 

Dalıyorum.

 

“Velev ki” demek yerine “Kaldı ki”, “olsa da” vs... gibi başka seçeneklerimiz de var.

 

Ama yok.

 

Yapıştı bu kelime ve getirdikleri üzerime tutkal gibi, çek çıkar çıkarabilirsen.

 

Çıkaramıyorum.

 

Nereye baksam onu görüyorum.

 

Algıda seçicilik dedim ya... İnsanı körsağır ediyor.

 

Bir kelimenin ne dediğini değil, ne çağrıştırdığını duyagörür hale geliyorsun.

 

Literatürüne geçiyor, miladın oluyor.

Haberin Devamı

 

Bazen tek bir kelime; bir insanda, bir ulusta bir ömür boyu iz bırakıyor.

 

Etkisinden kurtulunamıyor...

 

***

 

Bunları düşünürken, aklıma tek şarkı geldi!

 

Melodisinden bıkmadan dinlediğim, kendimce satırlar eklediğim, bizi en yürekten offfflatan şarkı;

 

Sayenizde!

 

Meğer Ercan Saatçi tek bir şarkıyla dünümüzü, bugünümüzü ve korkarım yarınımızı fazla iyi anlatmış...

 

Her kelimesi HALA geçerli!

 

Bazı cümleleri izinsiz çıkarttım, yine cuk oturdu gündeme.

 

Affedile...

 

“Velev ki” şarkının sözleri 15 yıl öncesine ait...

 

Sizce ne değişti dünden bugüne?

 

Yonca

“Temcit Pilavı”

 

***

 

Sayenizde!

 

Ne seveni ne de gideni
Hepsinden vaz geçtim
Sevgiye inanmaz oldum sayenizde
Ne gülerim ne de kızarım
Ne de arkasından ağlarım
E bıktım artık fahişe gönüllerden
Fikirler alt üst oldu sayenizde
Korktum artık çarkların dönüşünden
Of Allah' ım of
Ofları tekelledim sayenizde
Kendimi kaybettim sayenizde
Sonkez
Nay niri niri niri nom

Haberin Devamı

Sayenizde!

Yazarın Tüm Yazıları