Hayat karartan kuruma neşter

ON altı hasta mahkumdan altısı ölüyor. Kanser, böbrek yetmezliği, sara ve hipertansiyondan.

Haberin Devamı

İHD ilgilileri uyarıyor, mahkumların serbest kalması için, önce Adli Tıp raporu gerek. Cumhurbaşkanının bu rapora göre, hasta mahkumu af yetkisi var.

Ama, Adli Tıp’ta kriz var. Adli Tıp raporu ya yanlış, ya eksik, ya gecikiyor. Bu hatalar içerdeki insanların hayatlarına mal oluyor. Altı kişi ölüyor.

Ölüm dışında, adaleti etkileyecek raporlar tam skandal. Hüseyin Üzmez’le ilgili cinsel taciz iddiası ve Münevver Karabulut cinayeti gibi.

Skandalların sonu gelmeyince, Abdullah Gül Devlet Denetleme Kurulu’nu harekete geçiriyor. Adli Tıp Kurumunun denetlenmesini istiyor.

BAKANDAN SES YOK

Buna karşılık, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’den ses yok.

Adli Tıp Kurumu üç haftadır Ergin’den randevu istiyor, üç haftadır bakan ses vermiyor.

Oysa, Adli Tıp Kurumu’nda aklı başında insanlar kurumun yeniden yapılanması için bir model hazırlıyor. Adli Tıp’tan sorumlu Adalet Bakanı ile bunu görüşmek istiyor. Ne var ki, Bakan Bey fazlasıyla meşgul. Adaletle siyasetin artık iyice içli dışlı olduğu savcı ve yargıç kararnamesinden, başını herhalde kaldıramıyor.

Haberin Devamı

Altı mahkumun göz göre göre ölümü Adalet Bakanını ilgilendirmiyor mu?

Dünyanın her yerinde işleyen adli tıp mekanizması, bir de, bu gibi durumlar için var. İnsanlar ölümcül hasta, son günlerini evlerinde geçirmek istiyor.

Suçları şu ya da bu, onlara son günlerinde el uzatmak, “ben insanım” diyenlerin dünyasından bu kadar mı uzak? Yoğun işler arasında buna zaman ayırmak bu kadar mı zor? Hangi yoğun iş, mahkumsa mahkum, insan hayatından daha önde geliyor?

14 EKİM’DE ANTALYA

Adli Tıp Kurumunda aklı başında insanlar bu tersliklerin giderilmesi için Bakan Ergin’e model sunacaklar, ama bir türlü olmuyor.

Model dünyayı yeniden keşfetmiyor.

Adli Tıp Kurumunun görevlerini üniversitelere aktarmayı öngörüyor.

Adli Tıp adım adım fiili görevlerinden arınıyor, bilimsel bir üniteye dönüşüyor.

Zaten şu anda Adli Tıp’ta görev yapanların yüzde altmışı üniversitelerden geliyor. Üniversiteden Adli Tıbba gelmek yerine, o görevi doğrudan üniversitelerin üstlenmesi düşünülüyor.

Haberin Devamı

14 Ekim’de Antalya’da kongre var. Polis, jandarma dahil, doktorlar ve yargıçlar kongreye davetli. Konuşmacılar arasında gazeteciler de olacak. Adli Tıp ve medyanın etkisini tartışmak üzere.

Modelle ilgili iki koşul var. İlki, modeli uzmanların benimsemesi. İkincisi, siyasetçilerin onaylaması.

İkisi bir araya gelirse, Adli Tıp, bugünkü yapısıyla tarihe karışıyor, olabilir.

Bunca Adli Tıp faciasının ardından, orasının bugünkü haliyle durması artık anlamsız. Bize çok uzak gibi geliyor ama, hatalar nedeniyle;

İnsanlar ölüyor, adalet yerini bulmuyor, adalet yanlış yönleniyor.

Siyasal iktidarın buraya çok daha ciddi eğilmesi gerek, halen o ilgi eksik.

İDO feribotunda TV fırtınası

Haberin Devamı

GEÇEN Cuma. Yenikapı-Yalova 15.45 feribotu.

Hafta sonu olduğu için, doğal olarak feribot çok kalabalık, iğne atsan yere düşmez.

Feribottan içeriye adım atanları müthiş bir TV fırtınası bekliyor. Yolcuların oturduğu salonun değişik yerlerine konulan TV’ler aynı kanalda.

O gün, o saatte Tayyip Erdoğan Konya’da partisinin il kongresinde konuşuyor. Feribotun tüm TV’leri Kanal 24’e ayarlı.

Ve Kanal 24 Erdoğan’ın Konya konuşmasını canlı olarak yayınlıyor.

Kanal 24 dahil, her kanal, istediği saatte, istediği yayını yapabilir. Kime ne? Ancak İDO, Kanal 24’e bağlanarak, hafta sonu tatiline çıkmış insanlara hangi hakla bangır bangır zorla siyaset dinletiyor?

Haberin Devamı

TV’lerin sesi sonuna kadar açık, insanlar birbirlerinin konuşmasını bile duyamıyor. Feribotta ben de varım, zaten kimsenin konuşmayı pek izlediği filan yok, o anda herkes kendi derdinde.

Yanlış anlaşılmasın, mesele Tayyip Erdoğan değil. Sesi sonuna kadar açarak, insanlara bir konuşmayı ya da herhangi bir şeyi zorla dinletmek, İDO saygısızlığından başka bir şey değil.

Danimarka-Norveç, İngiltere-Fransa, Finlandiya-Norveç, Danimarka-Finlandiya arasındaki feribotlara gitsin bir baksın bizim İDO’cular.

Uygar dünyadan belki bir şey öğrenirler.

Yazarın Tüm Yazıları