İran’da rejime hizmet eden bir baba ve Mahsa Amini’nin ölümüyle patlak veren olaylar esnasında, sistemin vatandaşlarına yönelik şiddetine başkaldıran kızlarıyla zamanla onların safına geçen eşi... Mohammad Rasoulof’un sekiz yıl hapis cezasına çarptırılmasına ve nihayetinde ülkesinden kaçarak Almanya’ya yerleşmesine neden olan yapıtı ‘Kutsal İncirin Tohumu’ politik sinema tarihine geçecek son derece çarpıcı bir film.
#Kutsal İncirin TohumuFerhan Şensoy’un tiyatro tarihimize büyük armağanı ‘Şahları da Vururlar’, kendine özel bir dil ve biçimle ama bu kez sahnede Şensoy olmadan seyirci karşısında. “Bir gün gelir, bir gün gelir, şahları da vururlar” diyen efsanevi oyun, hâlâ güncel.
#Ferhan Şensoyİran’da ocak sonunda bu sene 36’ncısı gerçekleşen Uluslararası Fadjr Tiyatro Festivali’ne bu sene Türkiye’den Bakırköy Belediye Tiyatrosu, ‘Seni Seviyorum Türkiye’ isimli oyunlarıyla davetliydi. İran’ın sıcak gündemi esnasında festival kapsamında Tahran’da dört kere sahnelenen oyunun yönetmeni Yelda Baskın, İran izlenimlerini ve festivalin kendilerinde yarattığı hisleri kaleme aldı.
#TahranHazar Denizi’nin hırçın dalgaları plajın ipek gibi kumlarını döverken, rengarenk çadırlar süslüyor sahili. Kıyılarında, temiz hava ve yeşilin hakim olduğu manzaralarıyla turistleri ağırlıyor Hazar Denizi... Turistlerin yanı sıra Tahran ve Meşhet ’ten gelen İranlı misafirlerin de uğrak yeri konumunda bulunuyor. İşte size İran gezi rehberi…
#İranGünün İran’ı turizme açılmak gayretinde. Şehirlerde hayat birkaç sene evvelkinin aksine bir canlanma gösteriyor. Zaten İranlılar sokağa çıkmayı sever. Şimdi sadece büyük şehirlerde değil, küçüklerinde bile belirgin yerlerde bir canlılık var. Bu durumda elbette politikanın payı mevcut, toplumların gelecek için ikna olması lazım. İkna edilmeyen toplumlar adeta anasının kucağını arayan çocuk gibi evine kapanıyor.
#İlber OrtaylıŞarabın anavatanı Mezopotamya, kuzeyde bugünkü Urfa sınırlarından başlayıp Basra Körfezi’nde bitiyor. Batıda ise Suriye’nin Akdeniz kıyısından başlayıp doğudaki Zagros Dağları’na kadar uzanıyor. İşte şarabın serüveni, milattan 4 bin yıl önce, uygarlığın beşiği bu topraklarda başlamış. Mitolojiye, şiir ve şarkılara konu edilmiş. Zaman içinde, kaynaklandığı üzüm çeşitlerine göre türlere ayrılmış. Tıpkı ipek gibi, altın, yakut, zümrüt gibi, zeytinyağı gibi kıymetlenmiş.