Bana yıllardır “Lokum ciğerini dene, soğuk mezelere yüklenme; sakatata yer bırak” dedikleri Selimiye Birtat’a gittim. Köpoğlunda biraz ekşilik vardı, favanın kıvamı sıkıntılıydı. Ama masaya beyin söğüşün gelmesiyle ‘sakatat şov’ başladı. Beyin çok iyi ayıklanmıştı. Dilin pişimi, yumuşaklığı; kekik, kimyon ve acı biberli baharat dengesi kusursuzdu. Güveç işkembe yumuşacıktı, lokum ciğer de gerçekten çok iyiydi. Ama uykuluk yediklerimin en iyisi değildi, tatlılardaysa gereksiz bir zorlama gördüm. Neden parfe? Koy bir keşkül, geç! Buranın sakatatlarını tüm Kadıköy biliyor, İstanbul da bilsin... Bilsin ki Birtat’ı Birtat yapan sakatatlara yoğunlaşılsın, frambuazlı parfeye değil!
#Selimiye BirtatBöbrek, uykuluk, kaburga, kuzu karski... Koşuyolu’nun adam gibi lokantası Birtat’ta, kolesterol ve protein bombasıyla karşılaşıyor; üzerine sakatat kültürüne dair derin düşüncelere dalıyorum. Zira hem ‘gurmeliğin testi’ olarak biliniyor hem de toplumumuza dair çok şey söylüyor
#Kebapçı