Paris’in yanıbaşındaki Eure Vilayeti, Vernon ve Giverny gibi kasabalarıyla izlenimci ressamlara esin kaynağı olmuştu. Resmi atölyeden çıkarıp nehir kıyısına, rüzgarlı tepelere, çayırlara taşıyan Claude Monet bu bölgenin doğasını ölümsüz tablolarında yansıttı. Baharda Paris’in Saint - Lazare Garı’ndan Vernon’a doğru çıkacağınız bir yolculukta hem unutulmaz manzaralara tanık olursunuz hem de başyapıtların izini sürebilirsiniz.
Fransa’nın yalnızca Paris ve Cote d’Azur’dan ibaret olduğunu zannedenlere büyük bir yanılgı içinde olduklarını söyleyebilirim. Seyahati yaşam tarzı haline getirenlere, çok hoşlarına gidecek bir önerim var. Bence Fransa’nın gerçek incisi Loire bölgesi. Indre ve Cher gibi kollarla beslenen Loire, Fransa’nın en uzun nehri. 1020 kilometre uzunluğundeki nehrin şöhreti, UNESCO tarafından dünya kültür mirası kategorisine alınan şatolar bölgesinden geliyor. Bugün tüm haşmetiyle ayakta duran 30 şato, 100 Yıl Savaşları olarak bilinen, aslında 116 yıl süren Fransa-İngiltere savaşı sırasında ve sonrasında korunma amacıyla inşa edilmiş. 16. yüzyıldan itibaren tüm vadiyi süsleyen bir inci gerdanlığa dönüşmüş.