İki Almanya'nın birleşmesinden yaşanan ırkçılığın simgesi haline gelen 23 Kasım 1992'de Mölln vahşetinde annesi, kızını ve yeğenini kaybeden Faruk Arslan, “Ortaya çıkan neonazi terör hücresiyle acımız bir kat daha kabardı” dedi. Kardeşi Ahmet Arslan da anma törenlerine katılanlar arasında çok az sayıda Alman olmasına isyan ederek, “Alman dostlarımız vahşeti unuttu mu?” diye sordu.
Mölln vahşetini gerçekleştiren ve 2000 yılında cezasının bitimine 2.5 yıl kala serbest bırakılan Lars Christiansen'in "Hayatım tehlikede yeni kimlik istiyorum" şeklinde başvurusuna onay verildiği ortaya çıktı. Vahşette ağır yaralanarak sakat kalan Aytan Arslan'ın tazminat talebi için Christansen'in tahliye olduktan sonra nerede kaldığını tespit için çabalayan avukatı Burkhard Peters, "Kendisinin yeni kimlik aldığını öğrendik" dedi.
15 yıl önce Mölln'de Türklerin oturduğu iki evi kundaklayarak Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz (14) isimli üç yurttaşımızın ölümüne, onlarcasının yaralanmasına sebep olan neonazinin Michael Peters (41) Kasım ayı sonunda serbest bırakılacak. Hazırlanan bilirkişi raporunda "Artık bir tehlike teşkil etmiyor" denildi.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.
Mölln vahşeti canilerinden Michael Peters'in serbest kalacağını Hürriyet'ten öğrenen Arslan ailesinin fertleri, "Acımıza, acı eklendi. Kendimizi çok sahipsiz hissediyoruz. Alman devleti tecavüzle suçlanan vatandaşını bile savunurken, biz Türk devletini hiç yanımızda hissetmedik " dediler.