Mevsimin rengârenk çiçeklerini ocaktaki tencerenin içine katmak ya da salataya eklemek çoğumuzun gündelik mutfak alışkanlıkları arasında değil. Oysa Osmanlı’dan bu yana sofralarımızda olan bu zarif ve incelikli malzemelerin geçmişteki kullanım şekilleri bugüne de ilham olacak çeşit ve zenginlikte. Üstelik son yıllarda gastronomi dünyasının da popüler konu başlıklarından.
#ÇiçekO tam bir yoğurt canavarı, yoğurt olmadan hiçbir şey yiyemiyor. Etli yaprak sarmasına bayılıyor, tatlıyı bile aç karnına tercih ediyor, “Kokoreç için ölürüm” diyor, Arnavutciğeri ve işkembe çorbasının hastası. Tek korkusu, diyetisyeninin bu röportajı okuyacak olması çünkü şu sıralar sıkı bir yemek ve aşk diyetinde
Baba tarafından Adanalı, anne tarafından da Alman olunca ortaya Ayşe Arman gibi damak zevki geniş biri çıkıyor. Arman şnitzele de Adana kebaba da bayılıyor, sokak dürümünü tablacıdan yemeyi seviyor. Yine de şık bir sofra olmazsa olmazı çünkü mutfakların yatak odası kadar önemli olduğuna inanıyor
Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen balık ve deniz ürünlerinin tüketim oranı oldukça düşük. Kirlenen denizler, nehir ve göllerin yanısıra bilinçsiz yapılan balık avcılığı, balıkların sağlıksız ve bilinçsiz koşullarda bekletilmesi, tüketiciye zamanında ulaşamaması gibi faktörler de bunda önemli bir rol oynuyor. Bütün bunlara karşın yine de nimetlerini esirgemiyor deniz bizden.
#Yemek