Ülkemizin en önemli müzelerinden birisi olmayı başaran Kariye Müzesi, her dönem yerli ve yabancı turistlerin gözdesi olmaya devam ediyor. Kariye Müzesini daha yakından tanıyabilmek adına bu yazımızda sizler için Kariye Müzesinin tarihçesi, nerede olduğu ve içindeki eserler gibi detayları sunuyoruz.
#Kariye MüzesiKariye Cami, Resmi Gazete'de yayımlanan bilgilere göre müze sıfatından cami sıfatına kavuştu. 1400 yıl önce inşa edilen Kariye, ilk önce kilise olarak kullanıldı. 1511 yılında 2. Beyazıd tarafından camiye çevrilen Kariye, 1945 yılında müze olarak olarak kullanıma açılmıştı. Peki, Fatih sınırları içerisinde yer alan Kariye Cami nerede? İşte, Kariye Cami ve müze tarihi
#Kariyeİstanbul'da Karagümrük semtinin Edirnekapı bölümünde bulunan Kariye Müzesi, Bizans döneminde kilise, fetihten sonra ise cami olarak kullanılmış tarihi bir yapı. Kariye (Chora) Kilisesi, 6. yüzyıla kadar giden bir geçmişe sahip.
#İstanbul Kariye MüzesiBaşarı budur. <br> İşini tutkuyla yapmak, kendini inşa etmek budur. <br> 10 yıl önce sıradan, normal bir rehberdi. <br> Hürriyet’in Seyahat ilavesinde yazmaya başladı. <br> 10 yıl boyunca yazdı, yazdı, yazdı... <br> Beş kuruş para almadı. <br> İnsanlar, “Ne kadar boş işlerle uğraşıyorsun! Bedava yazı yazılır mı? Bir de ardından tura çıkıyorsun, yazık değil mi sana?” dediler. <br> Aldırmadı. <br> Ama son gülen o oldu.
Minarelerle taçlandırılmış üç eski başkent, Osmanlı’nın görkeminin yüzlerce yıllık tanıkları. Bursa kuruluşa şahitlik etmiş, Edirne yükseliş döneminde ön plana çıkmış, zirve ve çöküş ise İstanbul’a kalmış. Osmanlı’nın yaklaşık 700 yılında payitaht, yani başkent olan bu üç şehir muhteşem eserlerle süslü. Yeniden keşfetmeye ne dersiniz?
Fransızlar görkemi ifade etmek istediklerinde "C’est Byzance", yani "Bizans gibi" derler, bizde ise bilinen Bizans’ın sadece entrika kısmıdır. Bizans tarihteki en önemli ve en uzun sürmüş imparatorluklardan biri, akla ilk getirdiği de bugün bile görkemini koruyan İstanbul. İÖ 660 yıllarında şehrin ilk kurucusu olarak Byzas’ın adı geçiyor.
Ben çocukken, anneannem, "Dört mevsimin yaşandığı bir ülkede yaşamak kadar büyük bir nimet yoktur" derdi. Kışın soğuğundan hazzetmediğim, tek mevsime endeksli ülkelerden habersiz olduğum yıllarda bunu hiç anlamazdım. Yazın veya kışın diktatörlüğünden kurtulamayan coğrafyaları görünce anladım Türkiye’nin kıymetini.