Antik çağlardan bugüne kadar üzerinden geçtiği topraklara bereket getirmiş olan Büyük Menderes, tarımsal arazi sulaması ve hayvancılık açısından Menderes Havzası’nın can damarı. Geçen hafta toplu balık ölümleriyle gündeme gelen Büyük Menderes, ne yazık ki artık Türkiye’nin üçüncü kirli nehri olarak gösteriliyor. Sanayileşme, kentleşme, tarımsal etkenler nehri yok olma noktasına getirirken etrafındaki yaşamı da tehlikeye atıyor. Kaynağından pırıl pırıl doğan damlalar Ege Denizi’ne yaklaştıkça siyaha dönüyor, sularına karışan atıklarla denizle buluşurken yaşam değil ölüm getiriyor. Hürriyet, Büyük Menderes’in 548 kilometrelik yoluna eşlik ederken, zehir taşıyan bir nehre nasıl dönüştüğünü adım adım izledi.
#MenderesBoğaziçi Üniversitesi’nin Kilyos’da bulunan Sarıtepe Kampüsü’nde yer alan Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Araştırma Laboratuvarı’nda (BURET) düşük sıcaklıklardaki ısı kaynaklarını kullanan Organik Rankine Çevrimi teknolojisi ile düşük maliyetli enerji üretimini gerçekleştirdi.
#BoğaziçiAydın’daki incir üreticileri, son yıllarda üretimde yaşanan verimsizlik ve azalmaya jeotermal tesislerin yol açtığını savunuyor. Jeotermal enerjide kullanılan suların ve buharın kontrolsüz olarak doğaya salındığı ve bunun inciri tehdit ettiği iddia ediliyor. “Biz jeotermale karşı değiliz” diyen çiftçiler, kuyuların belli sayının üzerine çıkmaması ve denetlenmesi gerektiğini söylüyor.
#Germencik Tariş İncir İşletme Müdürü Caner IşlakAYDIN'ın Germencik İlçesi'nde, jeotermal enerji ile elektrik üretimi yapan kuyulardan çıkartılan, yeraltına geri verilmeyerek Büyük Menderes Nehri'ne ve tarlalara bırakılan termal suların doğa ve çevre kirliliğine neden olduğunu belirten yaklaşık 500 kişi, 'Kanser olmak istemiyoruz' sloganı eşliğinde yürüyüş düzenledi.