Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik ve aynı zamanda fizik bölümünden mezun olan Veysel Berk, University of California Berkeley’de doktora yaptı. Nobel ödüllü fizikçi Steven Chu ile çalışıp özel bir mikroskop üretti. Annesinin rahatsızlığı üzerine Türkiye’ye dönen Berk, temizlik şirketleriyle yaşadığı sorunlar üzerine Eve Biri Lazım diyerek bir şirket kurdu ve temizlik hizmeti vermeye başladı.
Bu ara güzide bir siyasetçimiz akla zarar bir açıklama yapmadan, cin bir öneri getirmeden hafta geçmiyor. Son bomba Sağlık Bakanı Recep Akdağ’dan geldi. “Obeze şişko diyelim, çünkü kabullenemiyorlar” dedi. Bu yöntemin yaratacağı tahribatları ruh bilimcilere sormak lazım ama absürtlüğü görmek için ruh bilimci olmaya gerek yok.
Tüm dünyada güçlü bir politik doğruculuk rüzgârı esiyor, kelimeler değişiyor. Tabii Türkiye’de de. Bazı kelimeler “cızz” oldu, artık sekretere asistan, fahişeye seks işçisi deniyor. İş komedi dizilerine kadar düştü, muhallebici için “süt ürünleri yöneticisi” diyen bile var. İşte konu başlıklarına göre siyaseten doğruculuk sözlüğü.
Palsgraf v. Long Island Railroad is unquestionably the most famous case in American tort (which includes personal injury) law, at least as far as lawyers and law students are concerned. It deals with the related issues of proximate cause, the extent to which a person is liable for their negligence, and foreseeability, the significance of whether a person can foresee the consequences of their actions.
MUMBAI - After the Oscar success of 'Slumdog Millionaire,' hordes of journalists descended on Bandra neighborhood of Mumbai on Monday. TV tripods straddled the thin stream of sewage outside Rubina's home while satellite trucks idled outside a sleepy tea stall
Rahmi Koç’un çocuğu olmak, çalışanı olmak nasıl bir şeydir bilemem. Tahmin ediyorum ki ben yapamazdım. Kendisine de söyledim zaten. O kurallara uyabilmem mümkün değil. Beni hemen atarlardı Koç Grubu’ndan. Ama onunla arkadaşlık etmek, sağdan soldan konuşmak, muhteşem görgüsünden, bilgisinden faydalanmak şahane. Hatta bir kademe üstünde. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Çocukluğunu, ailesini, kurallarını, yeni kurduğu işi, hayata bakışını dinlerken... O kadar mutevazı ve eğlenceliydi ki, o güldü, ben de güldüm. Üstelik bu kendisiyle yaptığım ikinci röportaj, inşallah üçüncüsü de olur. Patronların patronu sıfatını taşıyan biri, röportaj ve fotoğraf çekimi sırasında her söyleneni yaptı ve her soruyu cevapladı. Şapka çıkarıyorum ve tebrik ediyorum. Müthişti. Ben bu röportajdan çok zevk aldım. Sizi uyarıyorum, elimdeki son sözcük bitene kadar devam edecek...
Rahmi Mustafa Koç’un, insanı etkilemekte en belirleyici yanı, çocuk mavisi gözleri ve gülüşündeki o utangaç hal. Ama onunla konuşurken bir kontrol ustası ile karşı karşıya olduğunuz hissine de kapılıyorsunuz. Zaten o da duygularını kontrol edebilme özelliğiyle övünüyor. Gösterişi sevmiyor, ısrarla da bunu vurguluyor...