BOLU’nun Yeniçağa İlçesi’nde, anne ve babasının kanepeden düştüğünü söylediği 23 günlük bebek, beyin kanaması geçirdiğinin anlaşılması üzerine yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken, bebeğin yüzündeki morluklar nedeniyle dayak yemiş olabileceği şüphesi göz önünde bulunduruldu.
İstanbul'da çoğu doktor, avukat ve öğretmenlerden oluşan yabancı uyruklu kadınların oluşturduğu fuhuş çetesi... Bergama'da silahlı soygun... Kızlar tuvaletinde tecavüz çığlığı... Kaldırımda yürürken kafası yarıldı... İşte yarın gazetelerin üçüncü sayfalarında okuyacağınız haberler...
Yapı Kredi Kültür Merkezi’nde Aşk ve Şiddet adlı bir sergi açıldı. 18 yaşından küçükler giremiyor. Çünkü aşk yok ama şiddet kapıdan içeri adım attığınızda suratınıza çarpıyor. Sağda büyük bir vajina fotoğrafıyla karşılaşıyorsunuz. Bu fotoğrafı çeken ve ortadaki videoda bez bir bebeğe dayak atarak kadının maruz kaldığı şiddeti anlatan Şükran Moral, 1989’dan beri yaşadığı İtalya’da çok meşhur.
Tekirdağ Sıla bebek olayı ile ilgili son dakika gelişmeleri gündemde takip ediliyor. Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde 2 yaşındaki Sıla Y. bebeğe yönelik şiddet ve cinsel istismar olayıyla ilgili olarak anne B.Y. ile yaşları 13 ve 14 olan 2 komşu çocuğu tutuklanmıştı. Hastanede muayene edilen bebeğin, vücudunda dayak izlerine rastlanmıştı. Beyin kanaması da geçirdiği belirlenen bebek, yoğun bakımda tedavi altına alınmıştı. Peki, 2 yaşındaki Sıla bebek öldü mü, sağlık durumu nasıl? İşte detaylar…
#Tekirdağ Sıla BebekRusya'nın Ukrayna işgalinin ilk gününden bu yana askerlik çağındaki pek çok sivil erkek ortadan kayboldu. Terk edilmiş evlerin bodrumlarında, polis karakollarında ve sınır bölgelerindeki kamplarda günlerce sorguya çekilen bu sivillerin çoğundan bir daha haber alınamıyor. Evine dönebilen şanslı azınlıktan biri, "altı haftalık cehennem" diye nitelendirdiği o günlerde yaşadıklarını anlattı...
#UkraynaSon kitabı ‘Camdaki Kız’ 92 baskı yaptı. Hikâyesine ve senaryosuna destek verdiği ‘İstanbullu Gelin’ dizisi üç sezon boyunca reytinglerde zirvedeydi. Sezonun yeni dizilerinden ‘Doğduğun Ev Kaderindir’ de onun bir danışanının gerçek hayat hikâyesinden uyarlandı. Son iki yılda sosyal medya paylaşımlarıyla da fenomene dönüşen, psikiyatr Gülseren Budayıcıoğlu’yla buluştuk; tüm senaryo ve yazılarında bahsettiği kaderi, hayat döngüsünü, mutluluğu ve aşkı konuştuk.
#Gülseren BudayıcıoğluYönetmen koltuğunda Serkan Birinci'nin oturduğu, 9 Eylül Pazartesi akşamı izleyici karşısına çıkan Çocuk dizisi, konusunun yanı sıra oyuncu kadrosu ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni dizinin oyuncularının kim olduğu, diziseverler tarafından merak ediliyor. Peki, Çocuk dizisinin oyuncuları kimdir? Çocuk dizisinin konusu ne?
#Çocuk Dizisinin Oyuncuları Kimdir?Bir yanda ayakları kesilen, gözleri oyulan köpekler... Çuvallara doldurulup çöpe atılan, yakılan kediler… Diğer yanda kaçırılan, tecavüz edilen, açlıktan ölüme terkedilen çocuklar… Bu vahşet birbiriyle ilintili mi? Kimler tecavüze daha yatkın? Çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz? İdam cezası, kimyasal kastrasyon çare mi? Dünya nasıl yapıyor? Türkiye’nin en önemli adli tıp profesörü Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sevil Atasoy sorularımıza çok çarpıcı örneklerle yanıt verdi.
#Sevil Atasoyİzmir'in Bornova İlçesi'nde, eşinden ve yakınlarından şiddet gördükten sonra vücudundaki morlukların fotoğraflarını Facebook'ta paylayıp canına kıyan bir çocuk annesi 29 yaşındaki Fatma Sarıaslan Görgülü'nün suçlanan eşi Harun Görgülü konuştu. 'O çiçektir, annedir' dediği eşinin çok sinirli olduğunu anlatan Harun Görgülü, gözyaşlarıyla yaptığı açıklamasında, “Eğer ona bir kez bile elimi kaldırdıysam ellerim kopsun. Eşim kavga çıkacağını bile bile yakınlarımın evine gitti. Orada kuzenimin çektiği saçları koptu. Vücudu hassastı, kavgayı ayırmak istediğimiz sırada kollarını sıkınca da morluklar oldu" dedi
#İzmirŞair Murathan Mungan, Mardin’i anlatırken, “Orası benim çocukluk gökyüzüm, yıldızları ilk saydığım yer. İçinde büyüdüğüm coğrafya çok çetindi. Bana dünyanın hiç kolay bir yer olmadığını erken öğretti” demişti. Mardin büyülü bir yer. Ama şairin de dediği gibi çok sert, çok çetin. Özellikle o güzelim taş evlerin içine hapsedilen, okutulmayan, dövülen, aşağılanan kadınlar için. Oradaydık. Mardin’in acılı kadınlarıyla tanıştık, hayallerini erkeklerin eline teslim etmekten bir terapi seansında vazgeçenlerle dertleştik. Sabancı Vakfı ve MOKİD’in (Mardin Kadınlar Ortak İşbirliği Derneği) birlikte yürüttüğü ‘Mezopotamya Bebekleri’ projesiyle bir araya gelen kadınlar, yaşadıklarını bez bebekler yaparak dışavurdu. Adlarını çok anlaşılır nedenlerle saklı tuttuk, bebeklerin hikâyelerine kulak verdik.
#Mardin