Bahar artık gelsin değil mi? Tüm dertler kederler kalsın kışta. Hüzünler, sevimsizlikler, sakura gibi kısa ömürlü olsun, sevinçler, coşkular, sevgiler, umutlar sakuranın her bahar gülümsediği gökyüzü gibi sonsuz olsun. Hayaller eşliğinde beraber bir rüyaya dalıp, uyandığımızda da bütün hücrelerimizle gülümseyebilmek için Kyoto’ya doğru yolculuğa başlayalım mı? İşte size tüm detaylarıyla teknolojinin ve baharın yurdu Kyoto...
#SeyahatPınar Demircan (31) özel bir şirkette insan kaynakları yönetimi üzerine çalışıyor. Çocukluğunda izlediği Japon çizgi filmlerinden etkilenip Japonca’ya merak sardı. Gizemli bulduğu bu dili öğrenmek için Japonya’ya seyahat etti. 1,5 yıl Tokyo’da kaldı. Bu sürede Osaka, Kyoto, Okinawa’yı gezdi. Hiroşima’da TV izlerken Türkiye’deki deprem görüntüleriyle karşılaşınca, gezisini yarıda kesip Türkiye’ye döndü. İş seyahatleri sayesinde aralıklarla Japonya’yı ziyaret etti. Bu ülke aynı zamanda Demircan’a bisiklet tutkusunu aşıladı. Pınar Demircan’la Japonya’da gezdiği kentleri, bisiklet sevdasını konuştuk.
Japonya, tarihi, kültürü, doğası, bilim ve teknolojideki ağırlığı ve dünya ekonomisindeki yeri itibariyle tanınması, gezilmesi görülmesi gerekli bir ülke. Türkiye’nin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 46’sı büyüklüğündeki 3900 adada yaşayan 130 milyon kişi dünyanın ABD’den sonraki en güçlü ikinci ekonomisini döndürmekte. Bir hafta boyunca dakika tehir yapmadan saatte 250-300 km süratle bizi ülkenin değişik köşelerine taşıyan "Şinkansen" (mermi) trenleri bu gücün önemli simgelerinden biri.