Güncelleme Tarihi:
Yazın müjdecisi ilkbahar, gezmek için harika bir zaman… Kendini iyice hissettiren güneş, açan çiçeklerle rengârenk manzaralar, cıvıl cıvıl kuş sesleri ve tertemiz hava, tüm yorgunluğunuzu unutturacak.
Üstelik cuma günü 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, yani resmi tatil. Hafta sonuyla birleştirince üç günlük dinlenme bir fırsatı doğuyor...
Ben de bu fırsattan istifade gezgin ve seyahat yazarları Nurgül Büyükkalay, İpek Evci, Bahar Gündoğdu, Didem Mutçalıoğlu ve Erdoğan Gümüş'e ‘Şu sıralar doğanın sunduğu görsel şölenin peşine düşülecek yerler nereler?’ diye sordum. Yeşilliklerin içinde yürüyüş yapılacak rotalardan tutun da piknik ya da bahar kampı yapılacak adreslere kadar birbirinden güzel, bütçeyi de çok zorlamayan 15 öneride bulundular.
Şehirden uzaklaşmak istemeyenlere: KEMERBURGAZ KENT ORMANI / İSTANBUL
Kemerburgaz Kent Ormanı, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinin Göktürk Pirinççi Köyü mevkiinde yer alıyor. Alibeyköy Baraj Gölü’nün kuzeyindeki bu yeşil cennet, hafta içi hafta sonu fark etmeksizin tüm doğaseverlere kapılarını açıyor. Yemyeşil ormanla kaplı alanda; çocuk oyun alanları, restoran ve kafeler, hayvanat bahçesi, piknik alanları ve yürüyüş parkurları yer alıyor.
Bahar Gündoğdu, burası için “İstanbul’un en güzel kaçış noktalarından biri. Piknik yapabileceğiniz harika masalar bulunuyor. Ailecek güzel vakit geçireceğiniz garanti” dedi ve ekledi:
"Geniş bir yüzölçümüne sahip olan ormana; Mağlova Kapısı, Mimar Sinan Kapısı ve Mihrimah Kapısı olmak üzere üç farklı kapıdan giriş yapılıyor. Ailecek pikniği yaptıktan sonra uçsuz bucaksız ormanın derinliklerinde yer alan Seyir Kulesi’nde manzaranın tadını çıkarabilir, şehri kuş bakışı izleyebilirsiniz.”
Kemerburgaz
Piknik severlere: AYDOS ORMANI / İSTANBUL
Anadolu Yakası’nda Kartal, Pendik ve Sultanbeyli ile çevrelenmiş bir bölgede yer alan Aydos Ormanı, şehirde piknik yapılacak özel yerlerden biri…
Alanda piknik için ayrılan yerler ve masalar çok güzel. Ayrıca 'kendin pişir kendin ye' işletmeleri gibi birden fazla seçeneği de barındırıyor. Mesire yerine pek çok giriş bulunuyor ama bu girişlerden en çok tercih edileni gölet kenarında olanı… Bahar Gündoğdu, güzel bir piknik sonrası gezilecek yerlerle ilgili şu önerileri paylaştı:
“Aydos Tepesi’ni keşfe çıkmanızı öneririm. Çok güzel bir manzaraya sahip. Instagram’da bolca beğeni alacak fotoğraflar çekeceğiniz garanti. Bizans döneminden kalan kale Aydos Tepesi'nde keşfetmeniz gereken bir diğer nokta. Sonraki rotanız Aydos Gölü olmalı… Gölde deniz bisikletiyle gezintiye de çıkabilirsiniz.”
Aydos Ormanı
Şelale kampı: NÜZHETİYE ŞELALESİ / KOCAELİ
Marmara Bölgesi'ndeki şelaleler, İstanbul ve Ankara’dan hafta sonu uzaklaşmak isteyenler için kaçış noktası niteliğinde... En popüleri ise Nüzhetiye Şelalesi…
Kocaeli’nin Gölcük ilçesinin Nüzhetiye Köyü’nde yer alan şelale, 5 kilometrelik yürüyüş parkuru ile doğa tutkunlarına unutulmayacak bir macera sunuyor.
Bahar Gündoğdu, “Yürüyüş için ormanın içinden geçen bir yoldan gitmenizi öneririm ama burası biraz zorlu. Herkese uygun olabilecek yol ise alabalık çiftliğine gelip, aracınızı bırakıp dere içinden 4 kilometre yürümek... Dere boyunca kamp yapabileceğiniz yerler göreceksiniz” dedi.
Erdek’ten çok daha fazlası: KAPIDAĞ YARIMADASI / BALIKESİR
Kapıdağ Yarımadası, Marmara’nın güneyinde antik çağlardan beri yerleşimin olduğu, seyahat severlerin mutlaka gezip görmesi gereken doğa harikası yerlerden biri… Bölgenin en popüler adresi ise Erdek….
Eskilerin popüler tatil yeri olan Erdek, şimdilerde kaliteli otel sayısının artmasıyla yeniden öne çıkmaya başladı. Fakat Kapıdağ Yarımadası, Erdek’ten çok daha fazlasını barındırıyor.
Didem Mutçalıoğlu, “Öncelikle yarımadanın çepeçevre denizi ve kumluk plajları temiz ve çok güzel. Ailecek denizin keyfini çıkarmak için ideal. Bölgenin yeşili de çok fazla… Yarımadanın yüzde 70’i yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlarla kaplı. Yani sahilden biraz içeri girdiğinizde muhteşem bir ormanın içine giriyorsunuz” dedi. Mutçalıoğlu, şöyle devam etti:
“Yarımadanın bir ucunu diğer ucuna bağlayan yollar, bu ormanların içinden şırıldayan dereler ve şelalelerin yanından geçiyor. Örneğin Ormanlı Şelalesi’ne 500 metrelik orman içinden bir patika yoldan ulaşılıyor. Buz gibi akan suyuyla özellikle bahar ve yaz aylarında tam bir serinleme noktası oluyor. Yarımadada yüksekliği 800 metreyi bulan tepeler mevcut. Bu da bu orman yollarının manzarasını daha da doyumsuz kılıyor. Üstelik yollarda otlayan ve buraya has keçi sürüleri de manzaranıza güzellik katıyor.”
Erdek
Boşnak mutfağıyla ünlü: KÜÇÜKKÖY / BALIKESİR
Küçükköy, Türkiye'nin akla ilk gelen tatil bölgelerinden biri olan Ayvalık'ta ilçe merkezine 5 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Bölgenin tarihi Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar uzanıyor.
Bahar Gündoğdu, “Mübadelede Rumların yerine Boşnaklar gelmiş. Geleneklerinden vazgeçmeyen Boşnaklar burada kültürlerini yaşatıyor. Her köşesi farklı detaylarla süslü, sanat atölyeleriyle dolu olan köyde Boşnak mantısından böreğine kadar, daha önce adını duymadığınız pek çok Boşnak yemeğini deneyimleyebilirsiniz. Küçükköy, yeşili de bol bir yer. Burada doğanın keyfini süreceğinizi garanti ederim” dedi.
-- Yemyeşil doğası, göletleri ve buz gibi sularıyla Kaz Dağları'nın gizli cennetlerinden bir diğeri Mıhlı Şelalesi. Şelaleye ulaşmak için çınar, çam, zeytin ve incir ağaçlarının arasından geçen bir patika yol var. Bu yolda Roma döneminden kalma tarihi taş köprü ve köprüye eşlik eden bir değirmen göreceksiniz. Bana Bosna-Hersek’teki meşhur Mostar Köprüsü'nü anımsatan köprünün suya yansıyan halini mutlaka fotoğraflayın.
-- Doğaya doyabileceğiniz bir diğer nokta Şahinderesi Kanyonu. 'Bin pınarlı İda Dağı' olarak anılan Kaz Dağları’nın en yüksek noktalarından biri. Şahinderesi Kanyonu, dağdan çektiği bol oksijenli havayı ovaya dağıtıp, denizin iyotlu havasını dağa çıkarıyor. Bu nedenle 'Kaz Dağları’nın bacası' olarak anılıyor. Şahinderesi, yeşilin her tonuyla beraber yüzlerce çeşit endemik bitkiye ev sahipliği yapıyor.
-- Buralara kadar gelmişken görmeden geçmemeniz gereken bir yer var; Kaz Dağları’nı yaşatmak amacıyla kurulan Kaz Dağı Müzesi. Müze, tam anlamıyla bir kültür mirası. Murat ve Uğur Bostancıoğlu kardeşler, eski yağhaneyi restore ettirerek merhum babaları Ali Bostancıoğlu’nun anısına bir müze kurmuşlar. Arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki bölümü var. Kuzey Ege tarihine ait antik eserler, önemli belgeler, sikkeler ve yöresel kıyafetler sergileniyor.
Kaz Dağları
Geri dönmek istemeyeceksiniz: ALADAĞLAR / BOLU
Aladağ Yaylaları, Bolu’nun 25-30 kilometre güneyinde dağ yamaçları üzerinde, sarıçam ormanları arasında yer alıyor. Oldukça geniş bir alana adını veren Aladağlar; Göksu Tabiat Parkı, Aladağ Göleti ve yemyeşil düzlükleri ile kampçıların en çok tercih ettikleri yerlerin başında geliyor. Hem Ankara’ya hem de İstanbul’a yakın mesafede oluşu, kampçıları her dönem buraya çekiyor.
Erdoğan Gümüş, “Bolu-Aladağlar yolu üzerinde Beşpınarlar’da ve Aladağ Göksu Göleti mevkiinde yer alan ücretli kamp alanları, tamamlanmış alt yapı hizmetleriyle kampçılara kapılarını açıyor. Her iki kamp alanı da özel işletmeciler tarafından yönetiliyor. İsterseniz kendi karavanınız ya da çadırınızla kamp kurabilir isterseniz kamp işletmesinden kiralayabilirsiniz” dedi. Gümüş, şu önerilerin altını çizdi:
“Yaylalar arasında bulunan doğa yürüyüşleri ve dağ bisikleti için uygun rotalarda gezintiye çıkabilir, yakınlarda bulunan Gölcük Tabiat Parkı’nın muhteşem panoramik görüntüsü eşliğinde doğa yürüyüşleri yapabilir, fotoğraf karelerinde anılarınızı dondurabilirsiniz. Bu kampların en önemli avantajlarından biri de Sünnet Gölü, Kartalkaya, Abant Gölü, Yedigöller ve Osmanlı dönemi konaklarıyla ünlü Mudurnu gibi günübirlik gezilebilecek yerlere yakın olmaları…”
Yedigöller
Tam bir bahar havası: YENİCE ORMANLARI / KARABÜK
Türkiye’nin en büyük blok ormanlarına sahip Karabük’teki Yenice Ormanları, Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından Avrupa’nın biyolojik çeşitlilik açısından en değerli ve korunması gereken 100 orman alanı içinde gösteriliyor.
Erdoğan Gümüş, “Yenice Ormanları’nda 396 kilometreye ulaşan yürüyüş rotaları bulunuyor. Ailecek güzel bir yürüyüş için burası çok ideal. Bu rotaların 210 kilometresi kırmızı-beyaz boya ile işaretli” dedi ve şu bilgileri paylaştı:
“Şeker Kanyonu piknik alanında parkurları gösteren bir tabela bulunuyor. Ayrıca Yenice Kaymakamlığı’nın internet sitesinde açıklayıcı bilgilerin ve her parkurun tanıtılarak harita ve koordinatlarının verildiği rehber kitapçıklar da var. Sizi çok yormayacak iki rota ise şöyle; 14 kilometre uzunluğundaki İncebacaklar Köyü-Şekermeşe rotası ile 15 kilometre uzunluğundaki Şekermeşe-Meyri-Eğriova Eskipazar Göleti rotası… Bu gölet kenarı kamp için de çok uygun.”
Yenice Ormanları
Keşfedecek çok şey var: AKGÖL TABİAT PARKI / SİNOP
Sinop’un Ayancık ilçesi sınırlarında kalan Akgöl; çam, köknar, meşe, gürgen, kayın, dişbudak, karaağaç türleriyle zengin bitki örtüsüne sahip Çangal Ormanları içinde yer alıyor. Akgöl, Kayadibi ve Çatalçeşme derelerinden gelen su ile beslenen yapay bir göl. 2018 yılında ise tabiat parkı olarak tescillendi.
Tabiat Parkı, genellikle yakın yerleşim yerlerinden gelen ziyaretçilerin piknik yaptıkları bir mesire alanı. Ayrıca son yıllarda çadırlı kamp yapmak isteyenlerin keşfettikleri ve tercih ettikleri yerler arasına da girdi.
Erdoğan Gümüş, “Kartpostallık manzara, etrafını saran orman ağaçlarının yaydığı enfes koku, tertemiz hava, kuş sesleri arasında tatlı tatlı esen bir rüzgâr ve göl üzerinde iltifat bekleyen nilüferler… Doğanın kucağına kendinizi emanet edeceğiniz yeşil ile mavinin gölde buluştuğu harika bir mekân özelliği taşıyor Akgöl Tabiat Parkı... Akgöl’e kadar gitmişken 8 kilometre uzaklıktaki İnaltı Köyü ile aynı adı taşıyan İnaltı Mağarası, mistik ve gizemli havasıyla mutlaka görülmeden dönülmemesi gereken yerlerden biri” ifadelerini kullandı.
“Bahar geldiğinde Likya Yolu’ndan sevdiğim bir parkuru seçip kısım kısım yürüyorum. Bazen günübirlik bazen de kamp kurabileceğim alanları seçerek rotamı belirliyorum. Likya Yolu’nun 20’nin üzerinde parkuru var. En son yürüdüğüm parkur bence en güzel manzaralılarından biriydi” diyen Nurgül Büyükkalay, unutulmaz bir üç gün için şu tavsiyeleri verdi:
-- Kaş-Ufakdere rotasından başlayıp, Aperlai Antik Kenti’nden devam eden yol, Üçağız’da son buluyor. Dilerseniz sadece Aperlai-Üçağız kısmını yürüyebilirsiniz ya da Kekova yakınlarındaki Sahil Kılıçlı Köyü’ne araçla gelip buradan Aperlai Antik Kenti’ne yürüyebilir ve harika bir manzaraya karşı yemek molası verip Üçağız’a devam edebilirsiniz.
-- Aperlai, Kaş ile Kekova arasında yer alan MÖ 400’lerde kurulmuş bir antik kent. Tarihle doğanın iç içe geçtiği bir manzara karşılıyor sizi. Rıhtımı sular altında kalan Aperlai Antik Kenti’nin kalıntıları denize doğru inen tepenin eteklerinde yer alıyor. Lahitlerin bir kısmı günümüze kadar gelebilmiş. Yol boyunca ilerledikçe çok sayıda lahit göreceksiniz. Aperlai çevresinde kamp kurabileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz işletmeler var.
-- Üçağız’a, bir diğer adıyla Kekova’ya vardığınızda tekne turuna katılabilirsiniz. Bu turda batık şehri keşfedeceksiniz. Kekova’dan, Türkiye’nin en güzel köyü olan Kaleköy’e Likya Yolu’nun da bir parçası olan 3 kilometrelik bir yol var. Kaleköy’e ister tekne ile ister yürüyerek ulaşabilirsiniz. Kaleköy’e vardığınızda Akdeniz’in en güzel manzaralardan birini göreceksiniz.
Fotoğraflar: iStock