Güncelleme Tarihi:
Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Anadolu ve Trakya topraklarının her köşesi geçmişten bugüne uzanan kültürel değerlerle dolu. Bunlara verilebilecek en güzel örneklerden biri de köprülerimiz...
Birbirinden ayrı kara parçalarını birleştirme görevi üstlenen bu köprüler; mimarileri ve konumlarıyla da oldukça büyüleyici...
Ben de bu hafta, seyahat yazarı Nurgül Büyükkalay, tarihçi Samet Altıntaş ve turizmci, fotoğrafçı, seyahat yazarı Mehmet Altay'a "Kesinlikle görmelisiniz" dedikleri köprüleri sordum. Güzel bir seçki ortaya çıktı.
Bir köprü, iki padişah: Meriç Köprüsü / EDİRNE
Meriç Köprüsü ya da diğer adıyla Mecidiye Köprüsü, Edirne-Karaağaç yolunda, Meriç Nehri'nin üzerinde yer alıyor.
Samet Altıntaş, “İmparatorluğun yenilikçi padişahlarından addedilen II. Mahmud, Osmanlı’nın ikinci taht merkezi Edirne’yi ziyareti esnasında, ahşap köprünün kâgir olarak yeniden inşasına karar vermiş. 1833 yılında yapımına başlanan köprü, hem iktisadi bunalım hem de padişahın vefat etmesinden ötürü yarım kalmış. Köprünün bugünkü hali ise II. Mahmud’un oğlu Sultan Abdülmecid tarafından 1842-1847 yılları arasında yükselmiş” dedi.
Altıntaş, şu bilgilerin altını çizdi:
“Yapılış tarihi açısından Edirne köprüleri arasında en yenisi olan bu yapı, kesme taştan müteşekkil ve 12 gözlü... Köprünün ortasında mermerden bir seyir balkonu, karşısında ise yine mermerden bir kitabe köşkü yer alıyor ki turistlerin en çok fotoğraf çektirdikleri alanlar buraları. Yılan şeklindeki çift ejder figürü, yine kabartma şeklinde bir ay-yıldız motifi ve üst üste üç sıra hâlindeki kuş tünekleri de buranın alametifarikalarından…”
Meriç Köprüsü
Dünyadaki dört özel köprüden biri: Irgandı / BURSA
Bursa’nın Osmangazi ve Yıldırım ilçelerini birbirine bağlayan Irgandı Köprüsü, 1442 yılında dönemin önemli tüccarlarından Irgandı Ali oğlu Hoca Muslihuddin tarafından yaptırıldı. Nurgül Büyükkalay, “Irgandı Köprüsü yeterince tanınmıyor ama dünyaca büyük bir öneme sahip” dedi ve şu bilgileri paylaştı:
-- Bu çarşılı köprüden dünya üzerinde yalnızca dört tane var. İtalya’da Vecchio ve Rialto köprüleri, Bulgaristan’daki Osma Köprüsü ve Bursa’daki Irgandı… Köprü, yıllar içinde çok sayıda savaşa ve tarihi olaya tanıklık etti. Yıkıldı, bombalandı ve yeniden yapıldı. Son olarak 2004 yılında restore edilerek bugünkü haline kavuştu.
Irgandı Köprüsü
-- Köprü, Bursa’da mutlaka görmeniz gereken önemli tarihi noktalardan biri. Ahşap dükkânların yan yana dizildiği üstü açık bir çarşı olarak kullanılıyor. Bu dükkânlarda sedefkârlıktan çiniciliğe kadar el işçiliğinin harika örneklerini göreceksiniz. Her yıl ‘Irgandı Köprüsü Sanat Günleri’ etkinliğinin düzenlenmesi de şehrin köprüye verdiği önemi gösteriyor.
Derviş çeyizinden çıkma bir hatıra: Abdal Köprüsü / BURSA
Osmangazi ilçesi sınırları içerisinde yer alan Abdal Köprüsü, Acemler ve Hürriyet mahalleleri arasında Nilüfer Çayı’nın üzerinde yer alıyor. Bursa köprüleri içinde özgün yapısını korumayı başarmış olan özel örneklerden biri…
Samet Altıntaş, “Bursa’da 150’den fazla kültür mirasını onaran ve usta yetiştiren Kazım Baykal’ın tespitine göre 1677 yılında Niyazi Mısrî'nin öğrencilerinden Abdal Çelebi adında bir tüccar, Bursa-Mudanya yolunda Nilüfer Çayı üstüne bu köprüyü inşa ettirdi. Köprü 12 gözlüyken iki ucunun toprağa gömülmesi sonunda sadece beş-altı gözü açıkta kaldı. Bugün Timsah Arena’nın komşusu olan ve ‘Acemler Köprüsü’ adıyla da bilinen köprü, şehrin tam anlamıyla kıyısında kalmış, derviş çeyizinden çıkma bir hatıra” ifadelerini kullandı.
Keşfedilmeyi bekliyor: Hüdavendigâr Köprüsü / ÇANAKKALE
Çanakkale’de Ayvacık ilçesinin Behramkale köyü sınırları içinde yer alan köprü, Tuzla (Gemedere) Çayı ve Behramkale-Paşaköy yolu üzerinde bulunuyor. Samet Altıntaş, “Bu şahane eser, Osmanlı devri Türk sanatının klasik dönemine uzanıyor” dedi. Altıntaş, şu bilgileri paylaştı:
-- Köprü sivri kemerli, üç gözlü ve nispeten ufak boydaki köprülerin güzel bir örneği olarak tasarlanmış. Fakat kemerlerin muntazam ve oldukça itinalı işçiliğine karşılık, büyük kemerin iki yanındaki dolgular devşirme taşlardan gelişigüzel yapılmış.
-- Sanat tarihçilerinin dediğine göre; bu kısımların belki de geç bir devirde tamir görme ihtimali söz konusu. Fakat yine Behramkale’deki Murad Hüdavendigâr Camii’nin de böyle devşirme malzeme ile yapıldığı düşünülürse bu ihtimal, biraz zayıf gibi. Son not, köprünün iki yanında kalın taş levhalardan korkuluklar bulunuyor. Fotoğraf çekerken aman dikkat!
Hüdavendigâr Köprüsü
Restorasyon çalışması bitince ziyaretçi akınına uğrayacak: Justinianus Köprüsü / SAKARYA
Sapanca Gölü’nün sularını Sakarya Nehri’ne boşaltan Çark Deresi üzerinde yer alan Justinianus Köprüsü, Erken Bizans Dönemi’nin Anadolu’daki en görkemli anıtsal yapılarından biri… Bizans İmparatoru Justinianus’un MS 558-560 yıllarında yaptırdığı köprü, bugün bile oldukça gösterişli ve heybetli bir yapıya sahip.
“429 metre uzunluğu ve 10 metre genişliği bulunan köprü toplam 12 kemerden oluşuyor” diyen Mehmet Altay, “Köprünün o dönem İstanbul ile doğu vilayetleri arasındaki ulaşımı sağlama amacıyla yapıldığı tahmin ediliyor. Bir başka görüşe göre de köprü, Karadeniz ile Marmara Denizi arasındaki ulaşımı İstanbul Boğazı kullanılmadan sağlayacak bir kanal projesinin parçasıydı” bilgisini paylaştı.
Köprünün yapılış sebebi ile ilgili tartışmalar hâlâ devam ederken civardaki kazı çalışmalarının da sürdüğünün altını çizen Altay, “Hatta şu günlerde köprüde yoğun bir restorasyon çalışması var. Bu çalışmalar esnasında köprü yakınlarında bir de tarihi sarnıç bulundu. Şu an köprüyü gezemiyorsunuz, uzaktan belki fotoğraflayabilirsiniz. En yakın zamanda çalışmaların bitirilip köprünün ziyarete açılması bekleniyor. Çalışmalar bittiğinde en çok ziyaretçi çeken köprülerden biri olacağı kesin” ifadelerini kullandı.
Ortamı çok hareketli: Timisvat Köprüsü / RİZE
Karadeniz’de bulunan onlarca taş köprünün en güzel örneklerinden biri Timisvat… Fırtına Deresi üzerinde, Ardeşen’e 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Köprüköy ile Hoşdere köylerini birbirine bağlıyor. Osmanlı dönemi eseri olduğu için ‘Osmanlı Köprüsü’ olarak da biliniyor. Hatta yerli halk ‘Köprüköy Köprüsü’ diyor.
Mehmet Altay, “18'inci yüzyıldan kaldığı tahmin edilen köprünün kitabesi silindiği için maalesef tarihi ile ilgili çok fazla bilgiye sahip değiliz. Uzunluğu 35, genişliği de 2,7 metre olan köprü, 13 metre yüksekliğinde…” dedi ve ekledi:
“Timisvat Köprüsü’nün en sevdiğim yanı bulunduğu hareketli ortam... Siz muhteşem bir doğanın içinde inşa edilmiş olan köprüden rafting yapanları seyrederken zipline çılgınları da üstünüzden adeta uçarak geçebilir. Burada harika fotoğraflar yakalayacağınızı garanti ederim.”
Timisvat Köprüsü / Fotoğraf: Mehmet Altay / Instagram: mehmetaltie
Yedi kemerden oluşuyor: Aspendos / ANTALYA
Antalya’da bulunan Aspendos Antik Kenti ve ünlü tiyatrosunu bilmeyen yoktur. Bu iki tarihi değerin yakınında da Aspendos Köprüsü yer alıyor.
Mehmet Altay, “Köprü ilk kez Roma döneminde inşa edildi. Daha sonra 13'üncü yüzyılda en parlak dönemlerini yaşayan Selçuklular, yıkılan köprünün kalıntıları üzerine yeni bir köprü inşa etmek zorunda kaldı. ‘Belkıs’ ya da ‘Eski Köprü’ olarak da bilinen köprüyü yöre halkı etrafında kurulan pazardan dolayı ‘Köprüpazar’ olarak adlandırıyor” dedi.
Ayrıca Altay, “Toplam yedi kemerden oluşan köprünün bir de kitabesi bulunuyor. Köprüçay Irmağı’nın iki yakasını birleştiren bu güzel eseri özellikle sabah ışığı ve dinginliği eşliğinde görmelisiniz” tavsiyesinde bulundu.
“1912 yılında Almanlar tarafından Berlin-Bağdat-Hicaz Demiryolu'nun bir parçası olarak, tarihi İpek Yolu için inşa edilen köprünün lakaplarından biri de ‘Alman Köprüsü’” diyen Nurgül Büyükkalay, “Toros Dağları’nın kalbinde yükselen Varda’nın 200 metre uzunluğu ve 99 metre yüksekliği bulunuyor. Tüm heybetiyle hâlâ ayakta ve sapasağlam. Burada muhteşem fotoğraflar çekeceğiniz garanti… Ayrıca manzarasına karşı dinlenip, tren geçişlerini mutlaka izlemelisiniz” ifadelerini kullandı.
‘Roma Köprüsü’ veya ‘Septimius Severus Köprüsü’ olarak da bilinen Cendere Köprüsü, Antik Cabinas (Cendere) Çayı üzerinde yer alıyor. Köprü kanyondan akan çayın iki tarafını birleştirdiği için Cendere adıyla anılıyor. Ayıca Nemrut gezi turlarının en görkemli duraklarının başında geliyor.
Mehmet Altay, “Adıyaman’a yaklaşık 50 kilometre mesafede, Kahta yakınlarında bulunan köprüyü Roma İmparatoru Septimus Severus, eşi ve çocukları adına yaptırmış. Bu bilgiyi köprü üstünde bulunan Latince bir kitabeden alıyoruz. Köprünün üstünde bulunan üç sütunun hikâyesi ise enteresan” dedi. Altay, şöyle devam etti:
-- Aslında orijinalinde köprünün her iki tarafında ikişer ‘korint düzeyde’ (sütun başlarının doğal, akanthus yapraklarının yalınlaştırılarak üst üste iki sıra halinde, bir buket görünümü edindiği mimari yapı) sütun olduğu biliniyor. Bunların ikisi Septimus Severus ve eşine, diğer ikisi ise çocukları adına yaptırılmış. Fakat imparatorun ölümünden sonra imparatorun çocuklarından Geta’ya ait olan sütun, onu öldüren ve kardeşine ait her şeyi yıkmak isteyen Caracalla tarafından yok edilmiş. Böylelikle günümüze sütunlardan yalnızca üçü ulaşabilmiş.
-- Tarihi Cendere Köprüsü’nün yakınlarına yapılan yeni köprüden sonra artık köprüden araç geçişine izin verilmiyor. Fakat yayalar köprüyü kullanabiliyor. Nemrut’a yolunuz düşerse Cendere Köprüsü’nü mutlaka görmelisiniz.
Cendere Köprüsü / Fotoğraf: Mehmet Altay / Instagram: mehmetaltie
‘On Gözlü Köprü’ de deniyor: Dicle Köprüsü / DİYARBAKIR
Diyarbakır’ın önemli simgelerinden biri Dicle Köprüsü… Dicle’nin iki yakasını birbirine bağlıyor. 1065 yılında Diyarbakır hükümdarı Nizamüddevle Nasr tarafından bazalt taştan ve 10 gözlü olarak inşa edildiğinden ‘On Gözlü Köprü’ olarak da biliniyor.
Nurgül Büyükkalay, “Köprü, şehri kuşatan kuvvetler tarafından zamanında çok kez yıkımlara uğradı. Sonrasında yeniden onarıldı. Köprü gezinize Diyarbakır’ın tarihi merkezi İçkale’yi gezerek başlamasınız. Ardından On Gözlü Köprü’ye doğru yürüyüş yapmanızı öneririm. Yol çok uzun değil 3-4 kilometre… Köprünün hem gündüz hem de gece görüntüsü harika. Güzel bir havaya denk gelirseniz Dicle’nin sesi eşliğinde mutlaka çay keyfi yapmalısınız” dedi.
Fotoğraflar: Alamy, iStock