Güncelleme Tarihi:
Ülkemiz bu hafta kavurucu sıcakların etkisi altına girdi. Aşırı nemle birlikte gölgede bile terlemeye başladık.
Serinlemek isteyenlerin aklına hemen deniz ya da yayla tatili geliyor ama şu sıralar yer altı şehirlerinde keşfe çıkmak da güzel bir alternatif olabilir. Çünkü yer altı şehirlerini gezerken hem serinlemek hem de kültür ve tarihle dolu keyifli zamanlar geçirmek mümkün.
Gezginler ve seyahat yazarları Didem Mutçalıoğlu, Özlem Köseoğlu, Nurgül Büyükkalay ve Bahar Gündoğdu’ya ‘Geçmişin izlerini günümüze taşıyan en büyüleyici yer altı şehirleri hangileri?’ diye sordum.
6 ilden birbirinden gizemli 10 yer altı şehrini önerdiler.
Çok fazla bilinmiyor: Mahkemeağcin / ANKARA
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi yakınlarında çok fazla bilinmeyen bir yer altı yerleşimi Mahkemeağcin… Aynı adı taşıyan mahallede yer alıyor ve zamanında bölgeye gelen Hristiyanlar tarafından saklanmak için yapıldığı düşünülüyor.
Didem Mutçalıoğlu, “Yer altı şehri ve kaya kilisesi kalıntılarının çok yakınında bölgede yaşayanların evleri bulunuyor. Köy evleri de muhtemelen bu tarihi yer altı şehrinin üzerine yapılmış. Köyün içinde 7'nci ve 8'inci yüzyıldan kalma kilise, manastır ve çok sayıda mağara yer alıyor” dedi ve ekledi:
“Mahkemeağcin çok fazla bilinmediği için ziyaret edeni de az. Yollarda ve köyde henüz bir tabelası da bulunmuyor. Fakat kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Yerin altındaki kısımları gezilemiyor ama kaya kiliselerine ve altındaki odalara girilebiliyor. Mağara ve kiliselerin içi tahmin edebileceğiniz gibi oldukça serin oluyor.”
Yer altı şehrinin kalıntılarının çok yakınında bölgede yaşayanların evleri bulunuyor
Yumuşak kayalara oyularak yapıldı: Mucur / KIRŞEHİR
Kırşehir merkeze 23 kilometre uzaklıkta bulunan Mucur'un, MS 4-5'inci yüzyılda yani erken Hristiyanlık döneminde inşa edildiği biliniyor. 2015 yılında, çevre düzenlemesi biten şehirde, yaklaşık 42 oda, odalarda da erzak ve su küpleri yer alıyor.
Özlem Köseoğlu, “Savaş durumlarında, düşmanların girmesine engel olan büyük geniş taşlar bulunan yer altı şehri, yumuşak kayalara oyularak yapılmış. Pek çok odası bulunan yer altı şehrinin bünyesinde; salon, koridor ve bir bölümden diğerine gidebilmek için insanların başlarını eğerek geçebilecekleri yükseklikte dehlizler bulunuyor” dedi.
Filmlere sahne olmaya aday: Ağırnas / KAYSERİ
Mimar Sinan’ın doğup büyüdüğü Ağırnas, Kayseri’ye bağlı tarihi bir kasaba... Dehlizleri, mağaraları, yer altı şehir kalıntıları ile bilinen Ağırnas, yaklaşık 3 bin yıllık bir geçmişe sahip.
Kayseri merkeze 30 dakikalık mesafede olan bu yer altı şehri, 110 metre uzunluğunda. İçerisinde 12 oda, 2 salon ve 1 şapel bulunuyor.
“Ağırnas, korku filmlerine sahne olmaya aday bir yer altı şehri… Son yıllarda kıymeti ve önemi daha da fark edilip gerekli düzenleme ve temizlik yapılarak turistlerin ziyaretine açıldı” diyen Özlem Köseoğlu, “Ağırnas’ta Osmanlı dönemine ait kayıtların bulunduğu söyleniyor. Yer altı şehrinde mutfak, ahır, kiler ve benzeri yapılar görülmeye değer” dedi.
Dünyanın en büyüklerinden biri: Derinkuyu / NEVŞEHİR
Kapadokya yerin üzerinde olduğu kadar yerin altında da muhteşem hazinelere sahip. Hatta Kapadokya’nın en merak uyandıran zenginliklerinden biri hâlâ gizemini koruyan yer altı şehirleri. Bu şehirlerin içinde dünyaca tanınanı ise Derinkuyu…
Niğde-Nevşehir Karayolu üzerinde bulunan Derinkuyu; Nevşehir'e 30, Niğde'ye 50, Kayseri'ye 110, Aksaray'a 80 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Peribacalarının 85 metre kadar altında yapılan şehir, dünyanın en büyük yer altı şehirlerinden biri olarak biliniyor.
“Sekiz katlı bir şehir ve içerisindeki mekânlar, büyük bir topluluğu barındıracak ve tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılmış” diyen Nurgül Büyükkalay, “Buradan uzun süre dışarı çıkmadan yaşamak zorunda oldukları için şehirde havalandırma bacaları, erzak depoları, şarap imalathaneleri, kiliseler, su kuyuları, mutfak, tuvaletler ve toplantı odaları bulunuyor” ifadelerini kullandı.
Kaymaklı, Kapadokya’nın en çok ilgi çeken tarihi noktalarından biri… Nevşehir’e 20 kilometre uzaklıkta yer alan ve 20 kilometre kadar derinliğe sahip şehirde, 5-6 bin kişilik nüfusun barınma ihtiyacı giderilebiliyor.
Nevşehir'de 2014 yılında kentsel dönüşüm çalışmaları sırasında tesadüfen ortaya çıkarılan Kayaşehir, dünyanın en büyük kaya oyma yamaç yerleşimlerinden biri…
437 bin 400 metrekarelik bir alana yayılan yer altı şehrinde şu ana kadar 312 adet mekân açığa çıkarıldı. Alanda 700 kadar galeri oda bulunuyor.
“Gerçekten de çok etkileyici bir yer. Üstelik tepe içine oyularak yapıldığı için diğer yer altı şehirleri gibi basık değil. Dar alanlarda rahat edemeyenlerin bile gezebileceği bir yer altı şehri. Yapılan ahşap platform ile tüm bu alanı rahatlıkla gezebiliyorsunuz.”
Buraya kadar gelmişken yer altı şehrinin üst tarafında yer alan kalenin de gezilmesi gerektiğini söyleyen Mutçalıoğlu, “Nevşehir Kalesi ve Kayaşehir iç içe geçmiş durumda… 12'nci yüzyılda Selçuklular tarafından Bağdat’a giden kervanların korunması için yapılan kale, bugüne kadar yıkılmadan ayakta kalabilmeyi başarmış. Nevşehir’in en yüksek tepelerinden birinde yer alıyor ve her mevsim esintili oluyor. Şu sıcak yaz günlerinde doğru adres diyebilirim” ifadelerini kullandı.
Çok özel: Tatlarin / NEVŞEHİR
Nevşehir’in Acıgöl kasabasında yer alan Tatlarin, 1975 yılında keşfedildi. Acıgöl’ün ‘kale’ olarak bilinen tepesine konumlanan şehir, tünelleri ve kemerli iç mekânları ile oldukça ilgi çekici bir yer.
Yer altı şehrine giriş yapabilmek için üç farklı seçenek bulunduğunun altını çizen Bahar Gündoğdu, “Bu yer altı şehrini diğerlerinden ayıran en ilginç özelliği, daha fazla kiliseye sahip olması… Bu nedenle araştırmacılar, burayı ‘özel’ olarak adlandırıyor. Şehrin daha çok askeri ve dini amaçla inşa edildiğini düşünüyorlar” dedi.
Tatlarin’in yapıldığı zamanlarda manastır olarak da hizmet verdiğine dair görüşlerin olduğuna dikkat çeken Gündoğdu, “Şehrin kaya mezarları, erzak depoları ve koridorları çok güzel. Mutlaka görmelisiniz” ifadelerini kullandı.
Mutlaka görülmeli: Mazı / NEVŞEHİR
Ürgüp’e 25 kilometre mesafede yer alan Mazı'nın, antik ismi ‘Mataza’ olarak biliniyor… Bölgedeki çoğu yer altı şehri gibi, Mazı da koruma ve sığınma amacıyla inşa edildi.
Şehrin dört farklı girişi bulunduğunu söyleyen Özlem Köseoğlu, “Burayı diğer yer altı şehirlerinden ayıran en büyük özellik, ahırın tam ortasında hayvanlar için kayadan yapılmış yalakların bulunması. Bu da yer altı şehrinin en önemli geçim kaynağının hayvancılık olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Köseoğlu, şöyle devam etti:
“Mazı’da taşlarla bezenmiş güzel bir koridor, 20 metre kadar derinlikte bir kuyu, kilise ve diğer mekânlara geçişi kolaylaştıran bir baca, depo alanları, mahzenler ve banyo gibi bölümler bulunuyor. Buraya adım attığınızda adeta derin bir tarihi hissedip geçmişte yolculuk yapacaksınız."
İç Anadolu'nun incisi: Saraltı Kırkgöz / AKSARAY
Aksaray’a 25 kilometre uzaklıkta bulunan Saraltı Kırkgöz, büyüleyici bir yer altı şehri…2002’de kapalı durumdaki bir mekânı daha açığa çıkarılan yer altı şehrinde; ahır, mutfak, ocak ve su kuyuları gibi farklı alternatifler bulunuyor.
Özlem Köseoğlu, “Roma döneminden kalan bu şehir, içten sürgülü değirmen taşlarından yapılmış emniyet kapıları sayesinde Roma düşmanlığından korkan ve kaçan Hristiyanlar için inşa edilmiş. Şehrin giriş kısmında, 14 hayvan yemliği ve ahır olarak kullanılan bir bölüm ve ikinci katta yaklaşık 10 metre kadar derinlikte bir su kuyusu bulunuyor. İyi korunan ve bakımlı olan bu yer altı şehri, İç Anadolu’ya kadar gelmişken görülmesi gereken tarihi yapılardan biri…” ifadelerini kullandı.
BONUS: Dara Antik Kenti - Su Sarnıcı / MARDİN
Hoşgörünün kenti Mardin’de gezilecek çok sayıda müze, cami, kilise ve manastır bulunuyor. Hepsi de birbirinden etkileyici... Fakat Mardin, aynı zamanda Yukarı Mezopotamya Bölgesi'nin en önemli yerleşimlerinden Dara Antik Kenti’ne de ev sahipliği yapıyor.
Dara Antik Kenti, bir yer altı şehri değil ama kent içinde görülmeye değer bir su sarnıcı bulunuyor.
“Dara, Mezopotamya’nın Efes’i olarak biliniyor” diyen Nurgül Büyükkalay, kentle ilgili şu önerilerin altını çizdi:
-- Antik kentin en etkileyici yapılarından biri ise sarnıç. Agora caddesinin yaklaşık 100 metre kuzeybatısında yer alıyor. Sarnıç, 1500 metreküp su alma kapasitesine sahip. Şehrin içine alınmayan ticari kervanlara ve nekropol alanına hizmet vermiş. Roma ve Pers döneminde Mardin’den gelen misafirlerin su ihtiyaçları bu sarnıç sayesinde giderilmiş. Sarnıcın İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı’ndan 6 metre daha derin olduğu ortaya çıkarıldı. Ayrıca antik kentin bulunduğu köyün etrafında Geç Roma döneminden kalan mağara evleri de çok büyüleyici…
Fotoğraflar: iStock