Huzura kaçışın adresi Kuzey Ege’nin keşfedilmeyi bekleyen 10 incisi

Kuzey Ege, son yıllarda kalabalıktan uzak bir yaz tatili yapmak isteyenlerin yeni gözde rotası haline geldi.

Bu durum ABD merkezli yayın kuruluşu CNN Travel’ın da ilgisini çekmiş olacak ki site, geçtiğimiz günlerde ‘Türkiye'nin Ege kıyılarının gizli yüzü’ başlıklı bir yazıda Ayvalık ve Cunda’yı manşetine taşıdı.

“Bodrum ve Alaçatı gibi klasik sahil kasabalarının yanı sıra, sahilin en güzel noktalarından ikisi olan Ayvalık ve Cunda Adası keşfedilmeyi bekliyor” vurgusu yapılan yazıda “Osmanlı döneminde zeytinyağı üretiminin merkezi olan Ayvalık'ın eski fabrikalarının bacaları, tarihi kiliseleri, rengârenk panjurlu eski taş evleri, plajları ve Arnavut kaldırımlı sokakları görülmeye değer” ifadeleri kullanıldı.

Gerçekten de Ayvalık tüm bu övgüleri hak eden Kuzey Ege’nin incisi denecek kadar özel bir yer. Yazıda da belirtildiği gibi keşfedilecek pek çok noktası bulunuyor.

Ben de buradan hareketle gezgin ve seyahat yazarları Özlem Köseoğlu, Didem Mutçalıoğlu, Bahar Gündoğdu, İpek Evci ve Nurgül Büyükkalay’a ‘Ayvalık’ın yanı sıra mutlaka görülmesi gereken Kuzey Ege rotaları nereler?’ diye sordum. Bütçeyi çok fazla zorlamayacak 10 adresi önerdiler.

Dünyaca ünlü: Ayvalık / BALIKESİR

Kuzey Ege’nin en güzel yerlerinden biri olan Ayvalık, Midilli Adası’nın tam karşısında yer alıyor. Hem İzmir hem İstanbul hem de Ankara gibi büyük şehirlere yakın bir tatil merkezi olmasıyla öne çıkıyor.

Bahar Gündoğdu, “Çam ormanları ve zeytin ağaçları bakımından zengin olan ilçe, ‘Ayvalık Adaları’ adı verilen takımadalarıyla birlikte Ege’nin gözde turizm merkezlerinden biri. Aralarında Güvercinada, Kaşık, Kamış ve Poyraz’ın da bulunduğu bu adalar, Ayvalık’ta başlı başına görülmeye değer doğal güzellikler arasında yer alıyor. CNN’nin Ayvalık’ı övmesi beni hiç şaşırtmadı. Çünkü burası dünyanın sayılı güzelliklerinden biri. Ben de her yaz dönemi Ayvalık’a mutlaka yolumu düşürmeye çalışırım. Sakin ortamıyla ruhumu dinlendirir” ifadelerini kullandı.

Ayvalık

Gündoğdu, gezilecek yerlerle ilgili şu önerilerin altını çizdi:

-- Ayvalık’ta dağlar denize dik uzandığından kıyılar girintili çıkıntılıdır. Bu nedenle kıyı boyunca Kuzey Ege’nin muhteşem sularının tadını çıkarabileceğiniz çok sayıda burun, plaj ve koy bulunuyor. En güzel plajlar ise Sarımsaklı, İğdeli, Badavut ve Çataltepe plajları… Ayrıca Patriça ve Ortunç koylarına uğramadan da sakın dönmeyin…

-- Ayvalık aynı zamanda tam bir dalış cenneti… Temmuz, ağustos ve eylül ayları en yüksek sezon olarak ön plana çıkıyor. Bölgede çok fazla dalış noktası var. Eğer ilk defa deneme dalışı yapacaksanız Melina Adası’nı (Yuvarlak Ada) öneririm. Etrafında sekiz ayrı dalış noktası bulunuyor ve her seviyedeki dalgıçlar için de uygun. Bir diğer önerim İncirli Adası… İki yıldız ve üzeri dalgıçlar için ideal. Türkiye’nin bilinen en iyi dalış noktaları arasında yer alan Deli Mehmet de Ayvalık’ta yer alıyor. Ülkemizde dalışa başlayanların dalmayı hayal ettiği dalış noktalarının başında geliyor. Bu dalışta Türkiye’de sadece Ayvalık’ta bulunan kırmızı mercanları görebilirsiniz.

Ayvalık tam bir dalış cenneti

-- Deniz keyfi dışında Ayvalık’ta keşfedecek çok fazla yer de bulunuyor. Örneğin Saatli Cami, Taksiyarhis Kilisesi, Ayvalık Ayazma Kilisesi, Aya Athanasiu Kilisesi ve Agia Paraskevi Manastırı bunlardan sadece birkaçı… Özellikle Şeytan Sofrası da görülmeye değer. Manzara ve gün batımı tutkunlarının bayılacağı bir yer.

Taksiyarhis Kilisesi

Ayvalık'ın yanı başında: Küçükköy (Yeniçarohori) / BALIKESİR

Ayvalık'a 8 kilometre uzaklıkta bulunan Küçükköy, yerel halk tarafından ‘Yeniçarohori’ olarak anılıyor. Fatih Sultan Mehmet, Midilli’yi almaya geldiğinde yeniçeriler burada kaldığı ve binalar Rum evlerinden oluştuğu için köye 'yeniçerilerin yeri' anlamına gelen bu isim verilmiş.

“Bir dönem bakımsız kalan ve kaderine terk edilen köy, yavaş yavaş ruhunu yitirdi ve kimsesiz kaldı. Fakat daha sonra bir grup sanatseverle dönüşmeye başladı” diyen Bahar Gündoğdu, “Eski Rum evleri restore edildi, köyde sanat atölyeleri ve sanat galerileri açıldı. Müze ve modern mekânlar köye can verdi” dedi.

Gündoğdu, “Köyde adım atarken sanata ve estetiğe doyacaksınız. Her köşesi farklı detaylarla süslü, sanat atölyeleriyle dolu olan köyde Boşnak mantısından böreğe, daha önce adını duymadığınız pek çok Boşnak yemeğini deneyimleyebilirsiniz. Çünkü mübadelede Rumların yerine Boşnaklar gelmiş. Geleneklerinden vazgeçmeyen Boşnaklar burada adeta kültürlerini yaşatıyor. Yeniçarohori’de tüm yorgunluğunuzu unutacağınızı garanti ederim” ifadelerini kullandı.

Küçükköy

Nefis deniz ürünleri: Altınoluk / BALIKESİR

Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı mahalle Altınoluk; İstanbul’a 4,5, İzmir’e de 3 saatlik mesafede bulunuyor. Hafta sonu ailecek güzel bir tatil geçirmek için en özel rotalardan biri…

Özlem Köseoğlu, “Altınoluk Kordon’da yürüyüş yapmak, insanı huzura kavuşturmaya yetiyor. Görülmesi gereken yerler arasında tertemiz suları ile binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Şahindere Kanyonu Şelalesi yer alıyor” dedi.

“Kuzey Ege denince deniz ürünlerinin tazeliğinden ve güzelliğinden bahsetmeden olmaz” diye de ekleyen Köseoğlu, “Altınoluk’ta denizin hemen kıyısında yer alan restoranlarda, deniz ürünlerini tatmalısınız. Sardalyadan hamsiye, tava kalamardan karidese kadar her türlü deniz ürününü, Altınoluk’u gezdikten sonra temiz bir nefes alarak deniz kıyısında eşsiz bir manzarada deneyin. Mezgit ya da diğer adıyla mırlan balığı bölgede tüketilen en ünlü deniz ürünü” ifadelerini kullandı.

Şahindere Kanyonu

Oksijen bolluğu bakımından dünyada ikinci: Kaz Dağları / BALIKESİR- ÇANAKKALE

Afrodit’in Paris’e aşık olduğu, Homeros’un İlyada’sında ‘Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası’ diye söz ettiği Kaz Dağları, Türkiye’de en çok hayranlık duyulan bölgelerden biri.

Havadaki oksijen bolluğu bakımından Alpler’den sonra dünyada ikinci sırada olan bu cennet coğrafya, gezilecek sayısız alternatif sunuyor. Kültür mozaiği köyleri, doğal güzellikleri, şelaleleri, özenli müzeleri ile her bir yani büyüleyici yerlerle dolu.

Bu yerlerden birinin Mıhlı Şelalesi olduğunu söyleyen Nurgül Büyükkalay, “Mıhlı Çayı, Altınoluk ve Küçükkuyu arasında yer alıyor. Yemyeşil doğası, göletleri ve şelalesi ile doğada zaman geçirmek için harika bir yer. Şelaleye çınar, çam, zeytin ve incir ağaçlarının arasından geçen patika yoldan varılıyor. Yolda göreceğiniz taş köprü ve köprüye eşlik eden değirmen Roma döneminden kalma. Köprü Bosna-Hersek’teki meşhur Mostar Köprüsü'nü anımsatıyor” dedi. 

Hasan Boğuldu

Büyükkalay, Kaz Dağları’nda gezilecek diğer yerlerle ilgili de şu önerilerde bulundu:

-- Hasan Boğuldu ve Sütüven Şelalesi bölgenin en yeşil yerlerinden. Emine ve Hasan’ın acı dolu aşk hikayesi birçok filme konu olmuş. Hikayesi hüzünlü ancak manzarası şahane. Yemyeşil ağaçların kapladığı alana girdiğiniz zaman bir başka doğa harikası Sütüven Şelalesi çıkıyor karşınıza. Buradan yürüyerek Hasan Boğuldu Şelalesi’ne ulaşıyorsunuz. Eğer 10 saniyeden fazla dayanabilirseniz buz gibi sularında yüzmeyi deneyebilirsiniz. Şelalelerin girişinde köylü kadınlar dağlardan topladıkları kekikler ile zeytin, pekmez, nar ekşisi gibi kendi ürettikleri yöresel ürünleri satıyorlar.

-- Kaz Dağları çok sayıda değerli müzeye de ev sahipliği yapıyor. Kaz Dağı Müzesi, Kaz Dağları’nı yaşamak ve yaşatmayı amaçlayan bir kültür mirası. Tarih ve medeniyet sevdalısıysanız mutlaka ziyaret etmelisiniz. Müze, bölgeye özgü taş bir binada hizmet veriyor. Arkeolojik ve etnografik olmak üzere iki bölümü var. Kuzey Ege tarihine ait antik eserler, önemli belgeler, sikkeler ve yöresel kıyafetler sergileniyor. Atatürk’ün balmumu heykeliyle beraber yolu Kaz Dağları’ndan geçmiş, iz bırakan değerler köşesinde Sabahattin Ali ve Tuncal Kurtiz’in balmumu heykelleri de müzenin değerlerinden.

Balayı çiftlerinin tercihi: Behramkale (Assos) / ÇANAKKALE

Adını günümüzde Behramkale olarak da duyabileceğiniz, Çanakkale'de Ayvacık ilçesine 17 kilometre uzaklıktaki Assos'ta, gezip görülmesi gereken o kadar çok yer var ki yerli ve yabancı turistler her zaman burayı görmek için akın ediyor.

“Denizi ve doğası çok güzel. Bu nedenle uzun süredir balayı çiftlerinin tercih ettiği bir yer oldu” diyen Özlem Köseoğlu, “Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Assos’ta en başta görülmesi gereken noktalar arasında, geçmişi MÖ 6'ncı yüzyıla kadar uzanan büyüleyici Assos Antik Kenti bulunuyor” dedi. Köseoğlu, şöyle devam etti:

“Bu tarihi şehrin bünyesinde yer alan Nekropol (mezarlıklar), yaklaşık 2 bin 500 kişilik olduğu düşünülen amfi tiyatro, yürüyüş ve oturma alanları, kentin en yüksek kısmında yer alan Athena Tapınağı ve yaklaşık 20 metre yükseklikteki surlar kesinlikle ziyaret edilmeli. Assos’a kadar gelmişken, turkuaz ve berrak plajlarında deniz keyfi yapmayı da ihmal etmeyin. Stres atabileceğiniz plajların en başında Kadırga Plajı, Sivrice Plajı, Yeşil Liman Koyu ve Sokakağzı Plajı geliyor.”

Sokakağzı

Köseoğlu, Assos’ta tadılması gereken lezzetlerle ilgili de şu öneride bulundu:

“Assos denince, akla ilk gelen lezzetlerden biri dünyaca ünlü zeytin ve zeytinyağı. Kendine has aroması, rengi ve lezzetiyle Egelileri memnun eden zeytin ve zeytin ürünlerini buraya kadar gelmişken mutlaka tatmalısınız. Behramkale’de geleneksel köy ekmeği eşliğinde leziz Ezine peyniri, dağ kekiği ve gözleme gibi lezzetleri tatmayı da ihmal etmeyin. Assos’ta huzur dolu bir ortamda, yerel ot ve ürünlerle hazırlanmış organik kahvaltı, taptaze kalamar, ahtapot, karides ve deniz çipurası da tadılması gereken diğer lezzetler."

Athena Tapınağı

Köy havası isteyenlere: Adatepe / ÇANAKKALE

Ege Denizi’nin serinliğinde keyif yaptığınız bir günün sonunda, ufak bir köy turuna kim hayır diyebilir ki... Kaz Dağları ve Edremit Körfezi manzarasına hâkim bir konumda bulunan Adatepe, Cumhuriyet öncesinde zeytin ve hayvancılıkla uğraşan Rum ve Türk ailelerinin yaşadığı bir köy. Mübadele ile birlikte Rumlar köyden ayrılmış, sadece Türkler kalmış. Köy, mimari olarak taş yapı geleneğine sahip.

İpek Evci, “Küçükkuyu’ya 3,5 kilometre uzaklıkta olan Adatepe, yüksek duvarlardan oluşan taş evleri ve serin gölgeli sokaklarıyla kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bir adres” dedi ve ekledi:

Adatepe

“Osmanlı döneminde zengin ve görkemli bir köy olan Adatepe’de Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumlar ve Türkler birlikte yaşamışlar. Köydeki mimaride bu döneme ait izlere rastlayabiliyorsunuz. Savaş sonrası tenhalaşan köy 80’lerde tekrar keşfedilmiş ve zarar gören evler restore edilmiş. Restore edilen ve kendisine hayran bıraktıran evlerin arasında dolaşmaktan büyük zevk alacaksınız.”

Adatepe’ye gelmişken Zeus Altarı’nın ziyeret edilmesi gereken yerler listenizde olması gerektiğini vurgulayan Evci, “Efsaneye göre Zeus, büyük Truva Savaşı‘nı buradan, yani İda Dağı’ndaki Gargaros Tepesi‘nden izleyip yönetmiş. Dede Tepe üzerinde bulunan Zeus Altarı olarak tanımlanan alan, kaya kütlesinin işlenmesiyle oluşturulmuş. Bölgede oda büyüklüğünde taş oyularak oluşturulan Zeus Mağarası ve Çanakkale Savaşı’na katılan Erdem Dede’nin yatırı bulunuyor. Yolunuz buralara düşerse Zeus Altarı’nda ufak bir mola vermeyi ve etkileyici manzarasında keyif yapmayı unutmayın” ifadelerini kullandı.

Adatepe sokakları

Mimarisi etkileyici: Yeşilyurt / ÇANAKKALE

Kaz Dağları eteklerinde en çok turist çeken köylerden Yeşilyurt... Deniz kenarına sadece 3 kilometre uzaklıktaki bu köyde evler taş mimarinin en güzel, en kıymetli örneklerinden. Eski adı 'Büyük Çetmi' olan Yeşilyurt, Kaz Dağları’nda göçebe olarak yaşayan Türklerin kurduğu köylerden biri.

Yeşilyurt

İpek Evci, “Türklerle Rumların uzun süre bir arada yaşadığı köyün meydanında yer alan caminin minaresi, yapımında Yunan ustalar çalıştığı için alışılagelmişten daha ilginç bir mimariye sahip. Köy meydanında kahvenizi keyifle yudumlarken manzaranızdaki bu detayı inceleyebilirsiniz. Doğal yaşamı seven ailelerin ve turistlerin müdavimi olduğu hatta yaşamayı tercih ettiği köyde Sanatçılar Sokağı'nı gezmeyi, manlama yemeyi, otlu dondurmadan tatmayı sakın unutmayın” dedi. 

Unutulmaz bir deniz tatili: Bozcaada / ÇANAKKALE

Tarihi dokusunu koruyan taş evleri, capcanlı sokakları, sevimli mekânları, meşhur rüzgârı ve gün batımı ile Bozcaada insanın ömrünü uzatan yerlerden.

Geyikli’den kalkan feribotlarla ya da aracınızla adaya geçebilirsiniz. Biletinizi internetten alırsanız feribot için sıra beklemek zorunda da kalmazsınız. Rengârenk kafeler, butikler ve pastanelerin yer aldığı ada sokaklarında yürümek çok keyifli olacak.

Bozcaada sokakları

“Bozcaada birbirinden güzel koy ve plajlara sahip” diyen Nurgül Büyükkalay, “Hepsinde yüzmek harika... Adada hangi plaja gideceğinize karar vermek zor. Benim favorim Ayazma” dedi. Büyükkalay, şöyle devam etti:

Ayazma Plajı

“Altın sarısı ince kumlu muhteşem bir plajı var. Denizi buz gibi ama durgun berrak sularında yüzmek çok ferahlatıcı. Plaja giriş ücretsiz. Kumsala havlunuzu atıp güneşlenebileceğiniz gibi isterseniz şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Ayazma’yla birlikte tatiliniz boyunca adanın tüm koylarını keşfedebilirsiniz. Sulubahçe, Beylik, Habbele Plajı, Ayana Koyu, Akvaryum ve Tuzburnu Koyu yolunuzu düşürmeniz gereken diğer adresler. Çoğu koyda işletme olmadığı için yanınıza kamp sandalyesi ve şemsiye almanızda fayda var.”

Birbirinden güzel köylere sahip: Gökçeada / ÇANAKKALE

Kuzey Ege kıyısının en uç noktasındaki Gökçeada, Ege hayatını en güzel yansıtan yerlerden biri. Buradaki korunmuş eski Rum köylerinde yaşam Ege hızında ilerliyor.

Birbirinden şirin taş evlerin olduğu köylerin Arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşmak, kahvesinde nefes almak, butik otellerinde şahane manzaralara karşı konaklamak tüm yorgunluğunuzu unutturacak. Adaya Çanakkale Kabatepe'den 1,5 saatlik feribot yolculuğu ile ulaşıyorsunuz.

Gökçeada çok fazla plaja sahip

Didem Mutçalıoğlu, “Oldukça büyük bir ada Gökçeada ve gezecek yeri çok fazla. Özellikle Zeytinliköy, Tepeköy, Kayaköy ve Bademliköy keşfedilmeyi bekleyen şahane köyler” dedi.


Tepeköy

Gökçeada’nın Bozcaada gibi çok kalabalık olmadığını, sakinlik isteyen tatilciler için en doğru adres olduğunun altını çizen Mutçalıoğlu, “Şu sıralar  denize girilebilirsiniz. Türkiye’deki tek sualtı milli parkı adanın kuzeyinde Yıldız Koy’da bulunuyor. Koy biraz kayalık ama plaj kısmından kolayca denize girilebilirsiniz. Gökçeada tüm güzellikleri dışında yemek kültürü anlamında da oldukça gelişmiş bir ada… Çok iyi opsiyonlar sunan restoranlarla bulunuyor. Her birine âşık olacaksınız” ifadelerini kullandı.

BONUS: Yeniden popüler olmaya başladı: Erdek / BALIKESİR

Bir dönemin yazlık furyasında popüler olan ve bu günlerde biraz unutulmuş ama yeniden hatırlanmaya başlanan Erdek, Balıkesir’de bulunuyor. Şehrin en kuzey ucunda Marmara Denizi kıyısında yer alıyor. O nedenle listemizde 'bonus' olarak yer alıyor.

“Erdek çevresinde Kapıdağ Yarımadası’nda çok güzel plajlar ve koylar mevcut. Üstelik çok fazla da bilinmiyor” diyen Didem Mutçalıoğlu, “Yarımadanın yüzde 70’i yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlarla kaplı. Yani sahilden biraz içeri ilerlediğinizde muhteşem bir ormanın içine giriyorsunuz. Plajları birbirine bağlayan yollar bu ormanların içinden şırıldayan derelerin yanından geçiyor. Yani burada hem denizin hem doğanın tadını çıkarabilir, her gün artan güzel konaklama seçeneklerinden birinde konaklayabilir ya da kamp alanlarından birinde kalabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

Fotoğraflar: iStock