Global ısınmayı yağmur duasıyla çözemeyiz

Tarihteki Mısır, Roma, Yunan, Hint, Çin, Mezopotamya uygarlıkları hep soğuma-ısınma döngüsünün ürünü.

Tarihe bir de iklim açısından bakış. IPCC’nin son raporları günümüzdeki global ısınmaya bu ölçüde geniş bir perspektiften bakıyor. AB zirvesinin ilk maddesi yine iklim değişikliği. Türkiye’nin de anlamsız yağmur duaları yerine, bu raporları gözden geçirme zamanı çoktan geldi.

Roma İmparatorluğu yükseliyor, önce Akdeniz’e ve güneye doğru genişliyor. Çünkü, iklim Roma’nın genişlediği yönde daha ılıman, sebze ve meyve o bölgede, iklimden dolayı daha zengin.

İS 200 ile 800 yılları arasında, kuzey yarıküre ne zaman ki, kuraklığa mahkum oluyor, Roma’nın çöküşü öyle başlıyor. Tarihi değiştiren büyük göçlerle birlikte. Savaşlar iklim değişikliğinin bir sonucu.

Dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük imparatorluğu kuran Moğollar’ı, Asya’dan Rusya üzerinden Orta Avrupa’ya kadar iten, sadece onların cengaver yapısı değil. Ama, aynı zamanda iklim koşulları.

İnsan bugünkü modeliyle, tarih sahnesine 200 bin yıl önce adım atıyor. İklimin en uygun olduğu, buna paralel şekilde, beslenmek açısından çeşitli ürünlerin yetişebildiği en elverişli havada.

İnsanın evrimini, tarihin akışını, imparatorlukları, devletleri siyasal, kültürel, sosyolojik ve daha başka çeşitli açılardan anlatmak mümkün. Ancak, günümüzün modası, bunları iklimle bağlantılı anlamaya çalışmak. Çünkü, global ısınma var.

Bir yanda kuraklık, ama aynı anda seller, öte yanda insanları ve ülkeleri tehdit eden aşırı sıcaklık, yaşam tarzını değiştirmeye zorlayan göçler.

KARA HABERİ 1898’DE VERMİŞTİ

Dünya İklim Konseyi (IPCC) iklim değişikliğiyle ilgili son yayınladığı raporlarda insanın (homo sapiens) evrimini ve tarihin gelişimini iklim tezleri üzerinden anlatıyor. Okuduğum "Climate Change" (İklim Değişikliği) raporu bu yönde geçmişi ve yarını incelemesiyle değerli bilgilerle dolu.

İsveçli fizikçi Svante Arrhenius daha 1898’de, bugün yaşadığımız global ısınmanın haberini veriyor. Havadaki birkaç milyon yıllık karbondioksit artışını bularak, bu artış hızının sonraki yüzyıllara etkisini hesaplıyor. Bulduğu sonuç, "karbondioksit artışı bu hızla giderse, 100-150 yıl sonra ciddi bir ısınma olacak, göçler ve su savaşları başlayacak." Günümüzün kara haberi.

Arrhenius daha başka hesaplar da yapıyor. Örneğin, günümüzün turizm cenneti Akdeniz, İskandinavya ile yer değiştirecek. Akdeniz yerine, insanlar yaz tatillerinde denize girmek için Norveç, İsveç ve Finlandiya’yı tercih edecek. Çünkü, Akdeniz kuraklık tehdidi altında iyice ısınacak. Bu da, bazı ülkelerin sonunu getirecek. Tüyleri diken diken eden senaryolar.

Viking vahşeti de, 900 ile 1300 arasında küçük çapta yaşanan buz devrinin sonucu, daha sonraları Amerika kıtasının ve diğer coğrafi keşiflerin nedeni de, benzer korkulara çare bulma arayışı.

20 BİN YIL ÖNCEKİ SON BUZUL DEVRİ

540 milyon yıl önce yerküre soğumaya başlıyor, havadaki karbondioksit miktarı azalıyor. 500 milyon yıl süren soğuma, okyanusların tek bir ana karayı parçalamasına kadar uzanıyor.

Avrupa ve Amerika, Amerika ve Asya, Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus. Bundan otuz milyon yıl önce. O zamanki soğuma, günümüzde ısınmaya dönüşüyor. Isının dengesini yeniden bulması 170 bin yıl sürüyor.

Son buz devri günümüzden 20 bin yıl önce. Isınma yeniden başlayınca, kilometrelerce kalınlıktaki buzullar erimeye başlıyor. Bugünkü İngiltere’den kara Avrupa’sına yürüyerek gidilirken, ısınmayla birlikte eriyen buzullar yeni su baskınlarına ve Manş Denizi’nin oluşumuna yol açıyor. Deniz önce 130 metre taşıyor ve İngiltere ada olarak, kıta Avrupa’sından kopuyor. 10 bin yıl önce, tıpkı Boğaziçi’nin oluşumu gibi.

8 bin yıl önce, yemyeşil bir vadi olan bugünkü Sahra’nın çölleşmesi, o ısınmanın bir uzantısı. Tıpkı Arap Yarımdası çölü gibi.

Tarihteki Mısır, Roma, Yunan, Hint, Çin, Mezopotamya uygarlıkları hep soğuma-ısınma döngüsünün ürünü. Tarihe bir de, iklim açısından bakış.

Günümüzdeki global ısınmaya dünya bu ölçüde geniş bir perspektiften bakıyor. AB Zirvesi’nin ilk maddesi, o nedenle iklim değişikliği. Geçmiş milyon ve bin yıllara oranla, günümüzde teknoloji ve bilim çok gelişmiş. Bunların nedenleri biliniyor, o halde çare biliniyor.

Türkiye’nin de, bugün böyle geniş açıya ihtiyacı var. Anlamsız yağmur duaları ve camilerdeki fetvalarla kendini kandırmak yerine, şu el altındaki raporları gözden geçirme zamanı.
Yazarın Tüm Yazıları