Evlenene kadar yapma! Kızlık zarı çok kanar, kanlar duvarlara sıçrar!

Sahalara döndüm! Bir süre önce, cumartesileri cinsellik üzerine yazacağımı söylemiştim, araya başka şeyler girdi, kısmet bugüneymiş. Açılışı vajinismusla yapıyoruz.

Haberin Devamı

Bu vajinismus bela bir şey ve zannettiğinizden çok daha fazla kadının başına bela. Sadece onların değil, kocalarının da... Bu, kötü haberdi. İyi haber, tedavisi var. Ankaralı uzman psikolog Şehnaz Canıgür Kutluk, bu işin uzmanlardan biri. Bu sayfada onunla vajinismus üzerine yapılmış bir mini röportaj bulacaksınız. Bir de bugün farklı bir şey deniyoruz, önce iki vajinismus vakası okuyacağız, sonra da Şehnaz Cangür Kutluk’un onları nasıl çözdüğünü göreceğiz...
/images/100/0x0/55eae92af018fbb8f89e8edc
Vajinismus diye bin yıldır duyarız. Ne menem bir hastalıktır?
- Bir kere hastalık değil belirti...

Neyin belirtisi?
- Kaygı bozukluğunun. Altında yatan temel duygu da korku. Ekşi Sözlük’te bundan bir süre önce bir vajinismus tarifi gördüm, olağanüstüydü, paylaşmak isterim: “Adet olduğu ilk gün annesinden suratının orta yerine tokadı yiyen, bir erkeğe gülümsediği ilk gün abisinden sopayı yiyen, erkekli kızlı bir ortamda bulunduğu için babasından şiddet gören, askılı bluz giydi diye mahalle baskısına maruz kalan, sokaklarda tacize uğrayan, ‘Senin en büyük hazinen bekaretindir’ diyerek büyütülüp, çeyiz sandığı, jartiyerli iç çamaşırları, tüylü terlikler, saten geceliklerle doldurularak, onca yıl eline erkek eli değmediği halde, bir gecede bir fahişeye dönüşmesi beklenen, itilip kakılan ama hiç kimseyi suçlayamayan, güzel yurdumun güzel kızlarının, kadınlarının hastalığı...”

Süpermiş!
- Evet, güzel bir tanımlama. Ama bu senaryoyu yaşamak zorunda kalan her kız ya da kadın vajinismus olacak diye bir kural yok. Batı kültürlerinde vajinismusun nedeni ensest, taciz, tecavüz gibi cinsellikle ilgili olumsuz deneyimlerken, bizim kültürümüzde toplumun cinselliğe bakışı, cinsellikle ilgili verilen direkt ya da endirekt öğretiler ve telkinler olabiliyor.

Çünkü bizde cinsellikle namus arasında doğru orantı kuruluyor...
- Evet, ne yazık ki öyle! Yalan söyle, çal çırp, vur, kır, hatta öldür. Evet suçlanırsın ama kimse “Kirlendi!” demez, yani aklanabilirsin. Ama cinsellik, kirletir! Bizde kızlar bluğ çağına girerken, etrafta cinsellikle ilgili binlerce şehir efsanesi dolaşmaya başlar. Belki de toplumun, “kendi namusunu korumak amacıyla ürettiği” hikayelerdir. Hepsinin de tek bir amacı vardır: “Evlenene kadar yapma! Sakın! Kızlık zarı çok kanar, kanlar duvarlara sıçrar!” Herkesin bir tanıdığının tanıdığı ilk cinsel ilişkide kilitlenmiş ve çarşaflara sarılarak hastaneye yetiştirilmiştir. Bunlar kimdir, nerededir, hangi hastaneye giderler, bilen yok. Gören de. Ama duyarız.

NAMUSUN ELDEN GİDER DİYE BÜYÜTÜLMÜŞSEN

Cinsel ilişki sırasında, o kas kendiliğinden mi kasılıyor?

- Evet. Pelvik taban kasının irade dışı kasılması sonucunda kadının cinsel ilişkiye girmesi imkansız hale geliyor. Namus, sizin bu toplumdaki varoluşunuz açısından önemli bir etkense, “Namusun elden gider!” diye büyütülmüşseniz, pelvik taban kasınız otomatikman kasılıyor. İstediğiniz kadar uyuşturun, hatta uyuşukken ilişki deneyin, ilacın etkisi geçer geçmez, yine eski haline dönecektir.

Çözüm peki?
- Bütün bu anlattıklarımın içinde en şahane olanı şu: Nedeni ne olursa olsun, doğru uygulanan tekniklerle her vajinismus çözülür! Sadece çözüme ulaşma süresi farklıdır.

Siz tam olarak ne yapıyorsunuz?
- Mevcut oluşmuş zihinsel süreçleri değiştiriyoruz ve yerine doğrularını koyuyoruz. Aslında hastaya, farkındalık sağlıyoruz. Ve yaşadığı problemin kendi zihni tarafından oluşturulduğunu gösteriyoruz...

NEDEN OLUŞUR

Pek çok psikolojik sebeple ortaya çıkabilir. Cinsel taciz, ağrılı jinekolojik muayene, ilk ilişkinin ağrılı olması, çocukluktan kalma korkular, aşırı katı toplum kurallarıyla yaşama, tabular, suçluluk, ayıp, günah gibi kavramların bilinçaltına yerleşmesi, cinsellik konusunda hatalı bilgi ve önyargılar... Ve özellikle de kızlık zarının çok kıymetli ve korunması gereken bir şey olduğu inancıyla büyütülmek...

KİMLER RİSK ALTINDA

Özellikle çocuksu, aileye bağımlı ve çok nazlandırılarak büyütülen kadınlar risk altında. Bu gruptan yüksek sosyo-ekonomik düzeye sahip kişilerde vajinismus probleminin ortaya çıkma olasılığı daha fazla. Bunun nedeni, şehirlerde kızların evlenme yaşı, eğitim süresinden dolayı daha geç. Ve evlilik, yaşamlarındaki temel amaç değil. Oysa, kırsal kesimde zaten kızlar erken yaşta ve evlenmeye odaklanmış şekilde büyütülüyorlar, vajinismus gibi bir savunma mekanizması geliştiremeden evleniyorlar.

VAKA 1
Aşktan beter bir şey varmış: Seks

Haberin Devamı

Adı Nihal G. Yirmilerinin sonunda. Başı örtülü. Önce zorlandı, ama sonra içini döktü...

Hikayeniz nerede, ne zaman başlıyor?
- Mersin’de. Anne-kız yaşıyoruz. Kendimi hatırladığımda annem bana hep “Sakın ha!” diyor, “sağa bakma, sola bakma, evden çıkma, sokakta oynama, erkek çocuklarıyla konuşma...”

Neden öyle diyor?
- Beni korumaya çalışıyor.

Kimden?
- Bütün dünyadan! Özellikle de erkeklerden! Ben tabii anlamıyorum. Ama 8 yaşına gelince, benden saklanan “sır”rı öğreniyorum. Komşunun kızı söylüyor. Annem zannettiğim kadın, meğer anneannemmiş. Annem beni bırakıp gitmiş.

Nereye?
- Tunceli’ye gelin. Bir adamın ikinci karısı olmuş ve ona 3 çocuk doğurmuş.

Hiç aramadı mı, hiç gelmedi mi sizi görmeye?
- Yok hayır.

Babanız peki?
- İşte o hayatımın esas şoku! Türk filmi gibi benim hayatım! Ben gayrimeşru bir aşkın meyvesi olarak dünyaya gelmişim. Annem, evli bir adama aşık oluyor. Babam olacak adam, 17 yaşındaki annemi, evlenme vaadiyle mi kandırıyor, annem ona aşık mı oluyor, kazara mı sevişiyorlar artık neyse, hamile kalıyor. Korkusundan anneanneme de söyleyemiyor, cehalet işte, aradan 4-5 ay geçiyor, karnını saklayamaz hale gelince, ağlayarak itiraf ediyor. Anneannem bağırıp çağırıyor, onu evden atmakla tehdit ediyor. Ama atsa kaç yazar? Bir çözüm arıyor, kürtaj olamaz, artık geçmiş. Beni düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar, bana mısın demiyorum. Dedem bu arada sizlere ömür olmuş, emekli maaşıyla geçinen bir kadın anneannem. Ne yapsın? “Çocuğu doğur, bana ver, sen git kendine yeni bir hayat kur” diyor. Annem beni doğurup, bir adamın kapatması olarak Tunceli’ye gidiyor.

Peki babanız? Gidip bulmadınız mı onu?
- Buldum. Çünkü ismini, hangi mahallede oturduğunu, çocuklarını her şeyini biliyordum. Bir gün, hiç unutmuyorum 11 yaşındayken, cesaretimi topladım gittim, “Ben senin kızınım!” dedim. Zannettim ki, boynuma sarılacak, “Evladım” filan diyecek. Baktı suratıma en duygusuz haliyle, “Kim olduğunu biliyorum ama sakın beni bir daha arama” dedi. Ben de bir daha hiç aramadım, görmedim de onu. Bir tek cenazesine gittim, ne de olsa babamdı.

Eğitim?
- Liseye kadar geldim, zar zor. Lise sonda kısmetim çıktı, hocalarım, “Yapma etme” dedi, fakat anneannem ısrar etti.

Aşk mı?
- Yok canım ne alakası var! Aşk, başa bela olmuş, annemin de benim de hayatımı karartmış. Komşumuzun uzaktan akrabası, okul dönüşü beni görmüş, beğenmiş. Evlendik, Yozgat’a gittik. Sevindim aslında hani yeni bir yer, yeni bir hayat başlar diye.

Başladı mı?
- Ne gezer! Aşktan daha beter bir şey olduğunu öğrendim: Seks. Nasıl bir illetse, adam istiyor, ben ona istediklerini veremiyorum, kilitleniyorum, kasılıyorum. Tam 7 yıl evli kaldık. Hiç cinsel ilişkiye giremedik. Çok dövdü tabii. Elimden gelse, istediklerini yapacağım ama yok. Gerçi tabii benim cinsellikle de ilgim yoktu. “Aşağısı” cinsellikti, yasaktı, biz kadınların her şeyi, hazinesi ve mezarıydı. Gecelerce, “Allah’ım neden erkek değilim?” diye ağladım...

Sonra?
- Sonunda adam benimle uğraşmaktan bıktı. Boşadı beni. Mersin’e döndüm anneannemi yanıma aldım, Adana’ya yerleştim ve işe girdim. Birkaç sene sonra, yine birileri vasıtasıyla yeniden evlendirilmek istendim.

Yine görücü usulü...
- Ama bu seferki iyi bir adamdı. Bir kere yaşlı değildi, çocuklu değildi. Baştan açık davrandım. “Tamam eli ayağı düzgün bir kadınım ama seksim yok” dedim. Kabul etti. Ve bir sene sonra da beni tedaviye götürdü. Meğer bu yaşadığım şeyin bir adı varmış: Vajinismus. Tedavisi de varmış. Tedavi oldum. Şimdi iki kızım var. Çok şükür eşimle de aram iyi.

NASIL TEDAVİ EDİLDİ

Şehnaz Kutluk, bu vaka size geldi? Ne yaptınız?
- Düşünce yapısındaki cinselliğe yönelik yanlış ve eksik bilgileri ve bu bilgilerin oluşturduğu olumsuz duyguları saptadık.

Sonra?
- Ego güçlendirilmesi yaptık. Şimdiye kadar, hep yapamadıklarına odaklanmıştı. Biz yapabildiklerine odaklanmasını sağladık. Ve özgüveni üzerine çalıştık. Ardından da kas duyarsızlaştırılması yaptık.

O ne demek?
- Aslında ağrıyı oluşturan en temel unsurun, ağrıyı beklemek olduğunu öğrettik. Sonra da bazı kas egzersizleriyle vajen kasını çalıştırabilmeyi...

Ne kadar zamanda çözüldü?
- Her gün üst üste çalışarak ortalama 5-7 gün arası.

Bir kere çözüldü mü tamamen çözülmüş oluyor mu? Tekrarlama ihtimali var mı?
- Eğer doğru teknik kullanılarak çözüldüyse, hayır yok.

Bu konuda şarlatanlıklar da söz konusu. Neler söylemek istersiniz?
- Bu sorunun doğru çözümü psikoterapidir. Kızlık zarı ameliyatı, genel ya da epidural anestezi altında ilk ilişkiyi denemek, uyuşturucu kremler sürmek, botox, alkol ya da kas gevşeticiler, antideprasanlar tedavi teknikleri değildir. Psikoterapi bir süreçtir. Farkındalığın oluşturulduğu bir beceri geliştirme programıdır. Dolayısıyla 1 saatlik, 1 günlük tedaviler bana çok yakın gelmiyor.

Vaka 2
Babamı asla affetmedim

Haberin Devamı

Adı Gülay F. 30'larının başında, 4 yıllık evli, bir kızı var. Vajinismus yüzünden kocasıyla 2 yıl ilişkiye girememiş. Yaşadıklarını anlatırken hâlâ ağlıyor...

Sizin hikayenizi dinleyelim?
- Benimki de vajinismus vakası. Belki de daha fazlası. Eşimle cinsel ilişkiye giremiyordum. Tedavi olmaya da niyetim yoktu. Eşim beni ikna etti.

Neden tedavi olmak istemiyordunuz?
- Çünkü sorunumun nedenini biliyordum. Ama kimseyle paylaşmak istemiyordum. Bir “sır”dı bu.

Artık bu sorunu aştığınıza, ve tedavi olduğunuza göre biz de öğrenebilir miyiz sakladığınız “sırrı”nızı?
- İki kardeştik. Benden 3 yaş büyük bir abim vardı. Evimiz küçük olduğu için aynı odada yatıyorduk. Abim, sessiz bir çocuktu. Anneme çok düşkündü. Ama babamla arası iyi değildi, babam ne zaman ona sarılmak istese, onu iterdi.

Abinizin babanızı sevmemesinin özel bir sebebi var mıydı?
- Babam hemen hemen her gece odamıza gelir, üstümüzü örterdi. Bazen uyanırdım, babam, “Kapat gözlerini sımsıkı ve hiç açma, yoksa bir daha uyuyamazsın!” der yorganı kafama kadar çeker, sonra da abimin yanına giderdi. 6 yaşında filanım. Bir gün kapatmadım gözlerimi. Bir de ne göreyim, babam abimin üstündeki yorganı aldı ve “sopa”sını çıkardı. Hemen gözümü sımsıkı kapattım ve o gece hiç açmadım. Neden yaptığını anlamamıştım. Bir akşam dayanamadım, “Baba?” dedim. Bana döndü, “Neden yorganı açtın?” dedi. “Uyandım işte, abime bir şey mi oldu?” dedim. Babamın “sopa”sını görüyordum. “Gördüklerini kimseye anlatma” dedi. Sesim çıkmıyordu, hiçbir şey söyleyemiyordum. Abim sessizce bakıyordu. Sonra babam, odamızın penceresini açtı. Dışarısı soğuktu. Beni aşağı doğru sallandırdı ve “Eğer birilerine söylersen, seni buradan atarım!” dedi. Abim, “N’olur kardeşimi içeri çek baba!” diye sessizce yalvarıyordu. O gece yaşadığım korkuyu anlatamam. Bu olaydan sonra da babam üstümüzü örtmeye geldi. Ne ben, ne de abim bu konuyu hiç açmıyorduk. Aramızda sesssiz bir anlaşma vardı. Ama ben her gece yorganı başıma çekiyor ve “Allah’ım babam ölsün, lütfen ölsün!” diye dua ediyordum. O yaz, ailece köye akrabalara gittik. Babam ve abim, traktörle tarlaya bahçeye-bostana falan gidiyordu. Bir gün, o traktör devrildi. Ve babam öldü... Ama onunla birlikte abim de öldü! İşte hayatım o zaman kaydı. Abimin ölümünden kendimi sorumlu tuttum. Benim duam yüzünden öldü diye düşündüm. Oysa, ben sadece babamın ölmesini istemiştim. Bunları, hiç kimseye anlatamadım. Yıllarca... Anneme bile...

Vajinismus nasıl oldu peki?
- Zaten cinsellikle pek fazla alakam yoktu, giderek iyice soğudum. Ve kocamla hiç cinsel ilişkiye giremedim. Onun ısrarları olmasaydı asla doktorun kapısı çalmaz, yaşananları içime gömerdim. Ama anladım ki, dışarı çıkartmak faydalıymış. Artık eşimle normal bir cinsel hayatımız var...

NASIL TEDAVİ EDİLDİ

1- Bu vaka, sadece vajinismus değildi. Her zaman uyguladığım tekniğe ilaveten, yardımcı teknikler kullandık. Her şeyden önce “katarsis”e yani yükünü boşaltmaya başvurduk. Ya da belki kendiliğinden gelişti bu evre. İlk üç gün, genç kadın sürekli ağladı. 2 söyledi, 5 ağladı. Hep kardeşi için ağlarken başlarda, sonra babası, annesi ve kendisi için de ağladığını fark etti.

2- Medikal Hipnoz ve Dramatizasyon çalışması yaptık. Yani aynı sahneyi yeniden canlandırdık. “Ne hissediyorsun? Ne demek istiyorsun? Hadi söyle... Şimdi abin ol, ne hissediyorsun? Ne demek istiyorsun? Kız kardeşine anlatmak istediğin bir şey var mı” gibi... Bu aşamada, söylemek istediklerini ama söyleyemediklerini saptadık.

3- Af seansları uyguladık. “Konuş babanla, ne demek isterdin, abinle konuş. Ne diyorsun şimdi abine” vesaire. Babasını değil ama kendisini affedebileceğini söyledi. Burada ilginç olan, “Belki abim de bu gerçekle zor yaşardı” dedi.

4- “Şimdi ve burada”ya odaklanma ve farkındalığı arttırmaya yönelik çalıştık.
5Ensest çok yaygın olmasına karşın, asla konuşulmayan, ortaya dökülmeyen bir aile sancısı. Bu hastanın, vajinismusu tedavi edildi. Ama “geçmiş”i, hâlâ orada duruyor. Değiştiremeyeceğini fakat kabullenebileceğini biliyor. Suçluluk duygusu, eskisi kadar baskın değil. Peki artık mutlu mu? Vajinismus’u çözmek geçmişin izini azalttı mı? Bilmiyorum sadece umut ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları