Eskileri anarken bir Polonya trajedisi daha

ÇARŞAMBA günü ilk kez Polonya ve Rusya başbakanları, esir kamplarında topluca ölüme yollanan Polonyalıları andılar.

Haberin Devamı

Daha önce Rusya, tarihin bu kirli sayfası ile yüzleşmişti.
İlk kez Gorbaçov 1990’da, Sovyet rejimi tarafından anti komünist oldukları gerekçesiyle Katin ve çevresinde kamplara yollanan ve aralarında Polonya’nın önde gelen asker sivil aydınları, yerel yöneticileri, din adamlarının bulunduğu binlerce kişinin katledildiğini kabul etmişti.
Stalin’in onayıyla 22 bin kişi kurşunlandı 2 Nisan 1940 yılında.
Yeltsin ise resmen özür dileyen ilk Rusya Devlet Başkanı olmuştu.
Putin bir ilke daha imza attı. Polonya Başbakanı’nı davet eden ilk Rusya Başbakanı olarak çarşamba günü, Smolensk bölgesinde bulunan Katin’de katliamı andılar.
Avrupa bu buluşmayı büyük bir dikkatle izledi. Özellikle de Almanya.
Ertesi günden itibaren Alman ve Polonya basını Putin’in konuşmasını sert biçimde eleştirmeye başladılar.

Haberin Devamı

RUSYA Başbakanı’nın, Stalin döneminde işlenen bu cinayetleri eleştirdiği ama özür dilemediği yazıldı.
Üstelik Putin, Sovyet arşivlerini açmaya da yanaşmadı.
Emri verenler ve yerine getirenlere ulaşılamayacaktı. Hayatta olan faillerin uluslararası mahkemelere gönderilmeleri ve Polonya’nın ısrar ettiği gibi, katliamın hukuken “savaş suçu” olarak damgalanmasının önünü kesti Putin.
Bu karşılaşmayla ilgili haberleri ben de ilgiyle izledim.
Ermeni soykırım iddialarıyla uğraşan herkesin yapacağı gibi.
Ben de yakın çevrede benzer deneyimler ve onların yol açtığı toplumsal durumları anlamak açışından Polonya ile Rusya arasındaki gelişmeleri, Almanya’da konunun nasıl ele alındığını bir süredir izliyorum.
Putin’in, özür dilememesi Alman basınında eleştirildi. Almanya, Rusya’da bazı çevrelerin âlâ katliamları Nazi Almanya’sının üzerine yıkma eğiliminde olmasından rahatsız. Katin’deki toplu mezarlardaki cesetlerin Polonyalılara ait olduğunu ilk açıklayan ve bunu Polonya’yı işgali sırasında anti komünist propagandanın temeline oturtan, Nazi Almanya’sının generalleriydi.
Sol eğilimli Tages Zeitung, “Polonya Ulusal Hafiza Enstitüsü’nün Katin’i soykırım olarak tanınması isteği, gerçeğin tesbiti açısından aşırı bir talep. Soykırım değil ama kuşkusuz bir savaş suçu bu” diyordu.
    
DÜN sabah dünyayı sarsan uçak kazası haberi böyle bir ortamda geldi. Moskova, Polonya Devlet Başkanı Lech Kaczynski’yi törenlere resmen davet etmek istememişti.
Hatta, iki hafta önce Rusya Dışişleri Bakanlığı bu ziyaretin programıyla ilgili hiçbir hazırlık yapmadıklarını açıklamıştı.
Polonya her zaman olduğu gibi bugün de enerji başta olmak üzere çeşitli alanlardaki küresel çıkar çatışmalarının yoğunlaştığı başlıca noktalardan biri.
Kaczyinski ABD’nin füze kalkanına ilk oluru veren eski Doğu Bloku ülkelerindendi. Rusya ile Almanya arasındaki enerji hatlarına karşı sesler de onun partisinden yükselmişti.
Bu yüzden de kaza haberleriyle birlikte komplo teorileri de yazılmaya başlandı. Bu öyküleri besleyecek malzeme çok ama komplo teorilerine iltifat etmem.  
Ancak Almanya ile Rusya arasındaki sıkışıklığın tarihi yükünü bir türlü üzerinden atamayan bu büyük ülkenin, bugün yine trajik bir kaderin ağırlığı altında olduğu kesin.
Soğuk Savaş dönemi dengelerinde olduğu gibi o dengenin bozulmasında da büyük bir rol oynamış olan Polonya’nın yaralarını kısa zamanda sarması bölgesel istikrar açısından çok önemli.

Yazarın Tüm Yazıları