Ermenistan ile sınır meselesi

ERMENİSTAN Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın önümüzdeki hafta diasporayı ikna etmek için turlara başlayacağı haberini duyunca, onun işinin daha zor olduğunu düşündüm.

Haberin Devamı

Diasporanın yayınlarını izliyorum. Diaspora ayakta.

Ermenistan Yönetimi’ni, Ermeni halkının tarihi mücadelesini satmakla suçluyorlar.

Türkiye ile imzalanacak olan “Diplomatik İlişkilerin Kurulmasına dair Protokol Taslağı” ile “İlişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokol taslağı”nı tam bir teslimiyet belgesi olarak yorumluyorlar.  

Türkiye’de de muhalefetin eleştirisinin yoğunlaştığı noktalardan biri de bu mesele.

Diaspora protokolde Kars Antlaşması’na atıfta bulunulduğu gerekçesiyle kıyamet kopartıyor, Türkiye’de muhalefet ise Kars Antlaşması’ndan açıkça söz edilmediği için karşı.

KARS Antlaşması’na atıfta bulunulmaması Türkiye’nin Ermenistan ile sınırları belirleyen Kars Antlaması’ndan vazgeçtiği anlamına mı geliyor. Daha doğrusu protokolde Antlaşmaya gerçekten atıf yok mu? Ermenistan ile diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin protokol taslağında, “iki ülke arasındaki mevcut sınırın uluslararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşılıklı tanındığı” ifadesi var.

Haberin Devamı

İki ülke arasındaki sınırı belirleyen Kars Atlaşması’ndan başka antlaşma olmadığına göre, protokolde başka bir antlaşmaya atıfta bulunulmadığı aşikar.

Bir başka eleştiri noktası da, Türkiye’nin Nahcivan bölgesi için garantörlüğünü düzenleyen Moskova Antlaşması’nın aşındırıldığı. Türkiye’nin garantörlüğünün sulandırılacağı ileri sürülüyor.

Bu eleştiri de gerçeği yansıtmıyor, çünkü protokol Kars Antlaşması’na atıfta bulunurken, bu antlaşmada da kabul edilen ve vurgulanan Moskova Antlaşması’nı da hatırlatmış oluyor. 

***

13 Ekim 1921’de imzalanan Kars Antlaşması, Ermenistan’ın sadece Türkiye ile sınırlarını belirlemiyor. Gürcistan ve Azerbaycan sınırlarını da kapsıyor.

Bu antlaşmayı Ermenistan’ın tek taraflı sona erdirmesi uluslararası hukuka da uygun değildir. (Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre, devletler arası sınırı düzenleyen bir antlaşmanın tek taraflı sona erdirilmesi mümkün değil.)

Madem, Türkiye ile Ermenistan arasındaki protokolde bu antlaşmaya atıf var, neden bu açıkça yapılmıyor?

Haberin Devamı

Bana göre bunun nedeni Ermenistan Hükümeti’nin işini kolaylaştırmak. Çünkü Kars Antlaşması aynı zamanda Azerbaycan ile sınırı belirlediğine göre Karabağ konusunda Ermenistan Hükümeti’nin taviz verdiği biçiminde yorumlanabilir.

Ermenistan iç kamuoyunda siyasi bir malzeme haline getirilebilir.  Türkiye’nin, Ermenistan Hükümeti’nin bu noktadaki hassasiyetine uygun çözüm kabul etmesi doğal.

Ama bunun, yani çok kritik bir süreci, provokasyonlara izin vermeyecek biçimde yönetme anlayışının, Karabağ sorunu çözülmeden Ermenistan ile sınırların açılacağı anlamına gelmediği aşikar.

***

BU yüzden protokolde Karabağ meselesine açıkça atıfta bulunulmamasıyla ilgili eleştiri de gerçekçi değil.

Haberin Devamı

Ermenistan ile Azerbaycan arasında devam eden bir sorunun bu protokolde vurgulanması düşünülebilir mi? Bunda ısrarcı olmak baştan süreci torpillemek değil midir? Bana göre Türkiye’nin tavrı açık. Karabağ konusunda iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulunmadan bu protokol imzalansa ve hatta her iki ülkenin parlamentosunda onaylansa bile sınırların açılması zor.

Bir şey daha hatırlatmak istiyorum. On yılı aşkın Karabağ görüşmeleri adeta unutulmuşken iki yıldan beri yeniden canlanmakla kalmadı, dünyanın gündemine yeniden oturdu.

Bu gelişmede, Türkiye ile Ermenistan arasında iki yıl önce gizli görüşmelerle başlayan yakınlaşma sürecinin hiç mi etkisi yok?

Yazarın Tüm Yazıları