Güncelleme Tarihi:
İhracat rakamları Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırmaya devam ediyor. Ticaret Bakanı Mehmet Muş geçtiğimiz günlerde temmuz ayına ait dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Bakan Muş, temmuz ayında 201.5 milyar dolarlık ihracat yapıldığını ve bunun Cumhuriyet tarihi rekoru olduğunu söyledi.
TEMMUZDA 16.4 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT
Bakan Muş, temmuz ayında 16.4 milyar dolarlık ihracat yapıldığını ve bunun da bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek Temmuz ayı ihracatı olduğunu belirtti. Kurban Bayramı tatilinin olmasına rağmen çarkların durmadan çalıştığını ve rekorun oluştuğunu açıklayan Muş “Ocak-temmuz döneminde ithalatımız, 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 26 artışla 146,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş durumdadır” dedi.
UZMANLARDAN POZİTİF YORUM
İhracat rakamlarının her geçen ay rekor kırmasına yönelik olarak uzmanlar pozitif yorumda bulunurken koronavirüs tedbirlerinin ortadan kalkmasıyla birlikte ihracat tarafında daha da artışın olabileceğini söyledi. Dünyayı etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle kapanma süreçlerinin neredeyse sona erdiğini ve dünya ticaretinin hız kazanmasıyla birlikte Türkiye’nin bu durumdan elinin güçlenerek çıktığına değindiler.
Prof. Dr. Sefer Şener “İlk 3-5 yıllık dönemde Türkiye’nin ihracatını öncelikle 300 milyar dolar seviyesine, 7 yıllık dönemde ise 400 milyar dolar seviyesine ulaştırmak için bu hedefler doğrultusunda ilerlemesi ihracatın geleceği açısından önem arz etmektedir” dedi.
PROF. DR. SEFER ŞENER - İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
NORMALLEŞME EKONOMİLERİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDİYOR
Özellikle pandemi ile birlikte küresel ekonomideki toparlanma aşılamanın sürecinin hızlanmasıyla birlikte ekonomilerde normalleşmeyi de beraberinde getirmeye başladı. Dolayısıyla bu normalleşme küresel çapta ekonomileri büyütmeye devam ediyor.
Aynı zamanda pandemi nedeniyle gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamının genişlemeci politikalar uygulaması ve parasal teşvik desteklerde bulunması dünyanın talep hacmini artırdı.
TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK ÜS OLMA KONUMU ARTTI
Bu talep artışına paralel olarak da bütün ülkelerde mal talebi artmaya başladı. Çin’in ve Uzak Doğu’nun pandemi sürecinde güvenli tedarik sağlayamaması Türkiye gibi ülkelerin yeni lojistik üsler olma anlamında konumunu artırdı.
Bu bağlamda Türkiye hızlı bir şekilde son 1 yıllık dönemde ihracatını artırmaya devam etti. Özellikle küresel çapta yüksek büyüme oranlarının beklenmesi (küresel boyutta yüzde 6 büyüme tahmin ediliyor) ve üretimlerin de bu şekilde geliyor olması aynı zamanda PMI endekslerinin de güçlü büyümeyi işaret etmesi bundan sonraki süreçte Türkiye gibi ülkelerin ihracatlarını artırmaya devam edeceğini gösteriyor. (Euro bölgesi için yüzde 4.6, ABD ve İngiltere için yüzde 7 büyüme bekleniyor. Bu oranları göz önünde bulundurarak Türkiye, ABD ve İngiltere’ye ihracatını artırabilir.)
KATMA DEĞERLİ ÜRÜN İHRAÇ ETMEK İYİ SONUÇLAR DOĞURACAK
Katma değeri yüksek ürünler ihraç etmek, markalı ürünler ihraç etmek daha iyi sonuçlar doğuracaktır. TİM bünyesinde marka konseyi kuruldu, bu da çok önemli bir girişim.
Aynı zamanda bundan sonraki süreç için de tedarik zincirlerinde önemli bir dönüşüm var. Türkiye bu fırsatı da değerlendirmeli. Diğer taraftan hem küresel çapta enflasyonun artıyor olması hem de iklim koşullarındaki ve pandemide gelinen süreç önümüzdeki dönem için emtialarda da ham maddelerde de Türkiye’nin ihracat anlamında önemli bir üretici konuma geçmesi fırsatını ortaya çıkarıyor.
YILLIK İHRACAT 200 MİLYAR DOLARI AŞAR
Aynı şekilde, temmuz ayı itibarıyla Türkiye’nin ihracatını yaklaşık yüzde 35 artırarak 121 milyar doları aşması yılın tamamını 200 milyar doların üzerinde kapatacağını gösteriyor. Hem son dönemdeki güven endeksleri, kapasite kullanımlarının artıyor olması hem de ekonominin büyüyor olması bu durumu açık olarak teyit etmektedir.
İHRACATIN YÜZDE 57’Sİ AVRUPA’YA YAPILIYOR
İhracat açısından bir diğer unsur ise Almanya, ABD ve İngiltere’ye ihracatımızın son dönemde artışının devam etmesi önemli. Şu andaki ihracatımızın yüzde 57’lik kısmı Avrupa kıtasına yapılıyor. Bu Türkiye’nin ihracat niteliği açısından çok anlamlı. Aynı şekilde Anadolu’dan birçok yeni firmanın ihracat yapıyor olması ekonomik gelişmişliğin Anadolu’nun tamamına yayılması açısından çok çok önem arz eden bir durumdur. Gelecek döneme ilişkin ihracatla ilgili olarak Türkiye özellikle katma değeri yüksek ürün ihracatına, markalı ürün ihracatına ve yeşil mutabakata hazırlanmalıdır. Türkiye’nin AB’ye ihracatı açısında ilerleyen dönemde bir takım kısıtlamalarla karşılaşmaması adına hem işletmeler düzeyinde, firmalar düzeyinde hem de hükümet düzeyinde yeşil mutabakat anlayışına dönük olarak hazırlıklarını yapması gerekmektedir.
İHRACAT 400 MİLYAR DOLARA ULAŞABİLİR
İhracat açısından sevindirici bir diğer durum ise özellikle otomotiv, kimyevi maddeler, çelik, hazır giyim ve elektronik gibi sektörler bazında Türkiye’nin ihracatının hızlı bir şekilde artıyor olması Türkiye’yi önemli bir tedarik üssü haline getirecektir. İlk 3-5 yıllık dönemde Türkiye’nin ihracatını öncelikle 300 milyar dolar seviyesine, 7 yıllık dönemde ise 400 milyar dolar seviyesine ulaştırmak için bu hedefler doğrultusunda ilerlemesi ihracatın geleceği açısından önem arz etmektedir.
ENVER ERKAN – TERA YATIRIM BAŞ EKONOMİSTİ
7 AYDA YÜZDE 35 ARTIŞ VAR
2021 yılı toplam ihracatı 200 milyar dolar bandını geçebilir. İlk 7 ayda 2020 yılına göre yüzde 35 artış gerçekleşmiştir. Pandemi öncesi normal dönem olan 2019’a kıyasla ise 7 aylık bazda yüzde 16’lık artış görülmektedir.
Dış ticaret hacminde ve ihracatın ithalatı karşılama oranında da artışlar var. Özellikle yurt içinde ekonomik açılma ile aktifliği artan üretim bandı ve bu sayede de ihracat eğilimlerinin desteklenmesi, aynı zamanda da yurt dışında pandemik etkilerden toparlanan ana ihracat pazarlarımızın oluşturduğu dış talep ile kuvvetlenen etkiyi hissetmekteyiz.
İhracat siparişleri, buna bağlı olarak artıyor ve firmalar artan iş kapasitelerine göre istihdam eğilimlerini de artırıyorlar. Bu duruma çekince oluşturabilecek temel etmen ise, küresel arz sıkıntılarından dolayı ham madde temininde yaşanan zorluklar ve bunun lojistik alanda teslimat gecikmeleri ve kapasite zorlanması şeklinde yansıma bulabilecek olmasıdır.
Girdi elde etmenin zorluğundan dolayı artan maliyet etkisi, sektördeki fiyat artışlarının da sebeplerinden biridir. Delta varyantı çerçevesinde halk sağlığı risklerinin devam etmesi ise söz konusu resme dair çekince unsurudur.
İHRACATTA ARTIŞIN SÜRMESİ BEKLENİYOR
Biz artan ihracat eğilimlerinin takip eden aylarda, biraz daha sınırlı olsa da sürmesini bekleriz. Bu sınırlanma, nisan ve mayıs aylarında yoğun şekilde etkili olan baz etkisi geride kaldığından dolayı olacaktır.
Hatırlanacağı gibi, 2020’nin Nisan ve Mayıs dönemleri Covid-19 krizinin en ciddi etkilerinin yansıma bulmasına denk gelmektedir. Dış talep, gelişmiş ekonomilerdeki hissedilen resesyon etkisinin kısa sürmesinden ve dönüşümün gerçekleşiyor olmasından dolayı güçlü seyrederek ihracatı destekleyici etkide bulunacaktır.
İmalat sanayiinin üretim kapasitesi de iyi seyrediyor. Geçen yıla göre güçlenen momentum devam ediyor. İç ve talep koşullarındaki değişimler, firmaların daha çok ihracata yönelen bir strateji geliştirmelerini sağlayabilir.
Aynı zamanda döviz girdisi sağlama bakımından da bunun olumlu etkileri söz konusudur. Rekabetçilik, yeni ihracat pazarları ve buna ilişkin potansiyellerin belirlenmesine yönelik fizibilite, pazarlama çalışmaları çerçevesinde Türk firmaları daha çeşitli pazarlarda da aktif olabilir.