Ege-Koop Genel Başkanı Aslan acı konuştu; ‘Bu hizmetle, İzmir’i “EXPO-2020”ye taşıyamayız’

Efendim 13 Ağustos’ta köşemde, “İzmirliler hizmet bekliyor, yerel seçimlerde kıyamet kopacak” başlıklı yazıma, harika olumlu tepkiler aldım.

Haberin Devamı

Toplam 137 mail geldi. Bir tanesi dahi beni, haksız çıkarmadı, rahatsız etmedi. Gittiğim her yerde, doğruları yazdığım için, tebrik yağmuruna ve mesajlarına tutuldum. Kanıtlar elimde. Yani alnım ak, yüzüm pak. Hatta aralarında, “Büyükşehir Belediye Başkanı ve ilçe başkanları, bu gerçekleri yazdığınız ve tarafsız olduğunuz için size teşekkür etmeleri gerekir” diyenler oldu. Ama nerde? Hoş umurumda hiç değil. Hala hayallerini medyaya satmaya, aktarmaya devam ediyorlar. Son günlerde yine biz İzmirlilere umut dağıtıyorlar. Yok efendim bir sürü yerli ve yabancı yatırımcılar, İzmir’e yatırım yapmak için sıradaymış. Yok efendim “EXPO 2020 bizimmiş”... Ama halkın gözü açıldı artık.  Bu konuyla ilgili gelen mailler arasında, seçtiklerimi köşeme koydum. Bu arada bir dostumun cenaze töreninde, görüp, sohbet ettiğim, Ege-Koop Genel Başkanı, dostum Hüseyin Aslan’ın da gerçek, doğru, dürüst görüşlerini de aktarmak istedim. Aslan,  “Yaklaşan yerel seçimler, İzmir’in makûs talihini tümden değiştirecek, güneşlerin doğmasına vesile olacak; bu kesin... Artık, kentini seven, ilçesine sahip çıkan, mahallelisi ile ekmeğini bölüşen, kent yenileme projelerini hızla hayata geçiren belediye başkanları istiyoruz...” dedi.

Haberin Devamı

Adaylık bilmecesi

Aslan’a, Aziz Kocaoğlu’nun aday olup, olmayacağı ile ilgili, son günlerdeki tutarsız duruşunu sordum. Yanıtı şöyle oldu:
“Prensip olarak, kişilerin davranışları ve kararları konusunda söz söylemeyi doğru bulmuyorum.  Ayrıca adaylıktan çok, kimin daha anlamlı projeler üretip, daha iyi hizmet verip, vermeyeceği önemlidir.”
Son günlerde, kendisinin adaylığı ile ilgili söylentilerin, ağırlık kazandığını sordum bu kez. İzmir sevdalısı olarak, İzmir ve İzmirlilere hizmet etmeyi bir ibadet saydığını söyledi.   İzmir aşıklısı olarak da İzmir’in “marka şehir” olabilmesi için, önüne çıkan her olanağı, en iyi şekilde değerlendirmeyi, İzmir’e olan borcunu, ödeyebilme yolu olduğunu ilave etti...

Her yer kazı içinde

Başkana, şu an İnönü Caddesi esnafı perişan. Aynı pozisyonda Kıbrıs Şehitleri. Liman’a günde dört gemi geliyor ve binlerce yabancı turist. Ama Kıbrıs Şehitleri’nde şu an yürümek mümkün değil. Esnaf isyanda. Tam turizm sezonunda böyle bir kazı yapılmalı mıydı? Üstelik Superonline yani özel bir şirketin olayı, diyorlar. Daha sonra doğalgaz, ardından başka başka nedenlerle tıpkı İnönü Caddesi’ndeki gibi, bu kazım işlemleri devam edecekmiş. Yani, yap-boz. Ne düşünüyorsunuz? Her yerin böyle köstebek olmasına, diye sordum. Bakın ne dedi:
“Modern belediyecilik anlayışında, kent içindeki her düzenleme çalışması; mevsim koşulları, okulların açık-kapalı olma durumu, fuarların takvimi ve esnafın ticari faaliyeti, göz önünde bulundurularak hazırlanan, plan çerçevesinde yapılır. Kıbrıs Şehitleri’ndeki, İnönü Caddesi’ndeki ve Hatay’daki kazı, doğalgaz ve metro çalışmaları, hem turizm mevsimini, turistleri olumsuz etkilemiş. Hem de esnafı çok zor durumda bırakmıştır. Bu şikayetler ve yakınmalar, yoğun bir şekilde hem esnaftan hem de kent sakinlerinden bana da yansımaktadır.
Alsancak Kıbrıs Şehitleri esnafı feryat ediyor da Hatay Caddesi esnafı feryat etmiyor mu? Hem de dört yıldır... İzmir’de elinizi attığınız her yer dökülüyor... Kışın, kaçak kömürden, İzmir’de yaşayanlar, nefes alamadığı için sokağa çıkamıyor... 11 yıldır tamamlanamayan Liman Viyadükleri’ni bile, Hükümet 7 ayda yaptı, bitirdi... Tüm bunların temelinde, programsızlığın olduğunu düşünüyorum.

Haberin Devamı

Belediye başkanına ulaşılmıyor

Aslan, “18 Ağustos’ta 650 muhtarla yaptığımız iftarda, hemen hemen bütün muhtarlarımız, belediye başkanları ile 2 yıldır görüşemediklerini, sorunlarını anlatamadıklarını, kendilerine hiç önem ve değer verilmediğini dile getirdiler” diyerek, CHP’li belediyelerin, İzmir’i, çantada keklik gördükleri konusundaki iddialara da şöyle yanıt verdi:
“İzmir halkının “sağduyu”su, en hassas terazidir. En son tartı işlemi de, 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri’nde yapıldı. Seçim sonuçları; İzmir’in CHP için “çantada keklik” olmadığını gösterdi. AK Parti’nin oylarını %6’dan fazla artırması, CHP ile arasındaki makası daraltması; CHP’li belediyelerin performanslarının da bir göstergesidir. Ayrıca, CHP’li belediyeler, kentin geleceğini şekillendirecek projeleri, uygulamaya koyma yerine, “ayrıştığı”, “kavga” görüntüsü verdikleri gözlerden saklanamaz hale gelmiştir. Oysa; İzmir’in öncelikle gecekondulardan, kaçak yapılardan, görüntü ve ses kirliliğinden arındırılmasına, “kentsel yenileme”ye ve “kentsel dönüşüm”e acil ihtiyacı vardır. Bugünkü hizmet anlayışı ile İzmir’i “EXPO 2020”ye taşıyamayız.”

Haberin Devamı

İşte maillerden örnekler;

Sayın Şenay Düdek;
“İzmirliler hizmet bekliyor, Seçimlerde kıyamet kopacak” başlıklı yazınızı ilgi ile okudum . Kaleminize sağlık.İzmir ve İzmir halkının sorunlarını son derece objektif olarak dile getirdiğiniz için. 2017 sokak sakinleri olarak biz de, dört yıldır, Karşıyaka Belediyesi’nin ilgili birimlerinin, sorunlarımıza çözüm bulmasını bekliyoruz..Asmalımescit Sokağı’nda yaşanan sorunların, benzerini, dört yıldır İzmir Bostanlı 2017 sokak sakinleri olarak bizler de yaşıyoruz.” Serap Akkoç  İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi Kadın Meclis Üyesi

* * *

Sayın Düdek;
Kaleminize sağlık. Lütfen belediyeler konusunu gündemden düşürmeyin. Özellikle Konak Belediye Başkanını. Bir kere Kıbrıs Şehitleri’nde görelim, başka bir şey istemiyoruz! Aslı Musal

* * *

Haberin Devamı

Şenay Hanım,
Hay bin kere ağzınıza sağlık, kalemine sağlık. 13 Ağustos tarihli yazınızı  büyük keyifle okudum. Ne yazık ki, çalışan yok, üreten yok, hizmet yok... Ama laf çok... Metro bitmez, körfez leş kokar. Mithatpaşa Caddesi baştan aşağı  çöplük... Kıyı sahiline yerleşmiş bu güzel şehri deniz ulaşımı ile rahatlatacağına, sabahları ve akşamları sıkışmış trafik içerisinde, alternatifi olmayan eski otobüslerle, tıka basa insanların eziyet çekerek yolculuk yapmasını, sağlayan zihniyet de aynı... Bağış GÜNGÖR

Yazarın Tüm Yazıları