Dost dediğin böyle günlerde belli olur

ABD Dışişleri Bakanı Powell'la yapılan görüşmelerde beni en fazla ilgilendiren, daha doğrusu heyecanlandıran bölüm, Türkiye'nin ekonomik beklentilerini içeren istekleriydi.

Biz Amerika'dan şunu bekliyoruz:

‘‘Türk ihraç ürünlerine uygulanan bazı kota ve kısıtlamaları kaldırın.’’

Bu, şu demek:

‘‘Ticari ve ekonomik ilişkilerimizi de siyasi ve askeri alandaki ilişkilerimiz gibi ‘stratejik ortaklık' düzeyine çıkaralım.’’

Powell,
Ankara’nın bu çok yaşamsal önerilerini Washington'a ‘‘güçlü bir mesajla’’ ileteceği güvencesini verdi.

ABD Dışişleri Bakanı'nın bu sözü, Türkiye'nin vermek istediği mesajı algıladığını ortaya koyuyor.

Dilerim bunu Washington da algılar.

Eğer Amerika dostluğunu gösterirse, bizim IMF ile uluslararası finans kuruluşlarına ikide bir avuç açmamıza hiç gerek kalmaz.

Önümüzde açılacak olan dev Amerika pazarı, ihracatımızın çok kısa zamanda patlama yapmasına neden olur.

* * *

Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın en zengin ülkesi. İthalatı korkunç.

Ekonomisi tüketime dayanan bu dev ülkenin yıllık ithalatı, sıkı durum tam tamına 1 trilyon 250 milyar dolar.

Bu muazzam ithalatta bizim payımız ne kadar biliyor musunuz?

Şimdi daha sıkı durun, topu topu 3 milyar 250 milyon dolar.

ABD'nin ithalatının kaçta kaçını biz karşılıyoruz, bunu siz hesap edin.

Washington bazı ihraç ürünlerimize uyguladığı (tektil, konfeksiyon gibi) kotaları kaldırır, gümrük tarifelerini AB ülkelerine uygulanan düzeye indirirse bu dev pazar bizi abat eder.

Amerika artık dostluğunu göstersin. Dost dediğin böyle zor günlerde belli olur.

Türkiye yardım istemiyor; Türkiye, Washington'a ‘‘Benimle daha çok ticaret yap’’ diyor.

Amerika da artık bunu yapsın.


İstanbul Üniversitesi'nde seçim

DÜNYANIN sayılı üniversitelerinden biri olan İstanbul Üniversitesi'nde pazartesi günü rektör seçimi var.

Rektör Kemal Alemdaroğlu yine aday.

Atatürkçü düşünceye, sosyal demokrat dünya görüşüne sahip olan Alemdaroğlu'na karşı değişik uçlara mensup kişilerin oluşturduğu cephe çok keskin (hatta belden aşağı) muhalefet yapıyor.

Her türlü kampanyayı yürüten bu cephede kimler yok ki...

Türban yanlısı dinciler, ikinci cumhuriyetçiler, etnik ayrımcılığı savunanlar...

Bunların dışında Kemal Alemdaroğlu'na başka kızanlar da var.

Örneğin, rektörün demokrat olmadığını, dayatmacı bir tavır sergilediğini söyleyenler...

Yıllardan beri derse bile girmeyip üniversiteyi çiftlik gibi kullananlar...

Kişisel kırgınlıkları olanlar...

Kuşkusuz 73 bin öğrencisi, 5 bin öğretim elemanı olan bir üniversiteyi, herkesi memnun ederek yönetebilmek pek mümkün değil.

Bir de 170 trilyon bütçesi olan böyle dev bir kuruluşu akçalı konularda temiz kalarak, daha da önemlisi mevzuat belası nedeniyle sürülecek karalardan kurtularak yönetebilmek de hiç kolay değil.

Türkiye'nin en büyük üniversitesinin öğretim elemanlarının kişisel öfkelerinden arınarak, sorumluluk içinde oy vereceklerine kimsenin kuşkusu yok.
Yazarın Tüm Yazıları