DİYARBAKIR’da 28 bin çalışan var, 312 bin kişi iş arıyor. İşsizlik oranı yüzde 70.
Diyarbakır’da yoksulluk oranı yüzde 39.7. Gıda yardımı için 207.249 kişi valiliğe başvuruyor.
Diyarbakır’da 30 bin çocuk sokakta çalışıyor. Her iki çocuktan biri madde bağımlısı. Yani, PKK adayı.
Diyarbakır kişi başına düşen doktor, öğretmen ve çocuk ölümleri gibi sosyal göstergelerde en geriden gelen iller arasında.
Bu rakamlar, iki yıl önce Tayyip Erdoğan Diyarbakır’a gittiğinde, şimdi kavga ettiği Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in kendisine verdiği raporda yer alıyor.
İki yıldan bu yana, bu rakamlar yerinde sayıyor.
BELGELİ ÖRNEKLER
Göç ve terörle dibe vuran Diyarbakır’da, kentin gelişmesi için belediyenin hazırladığı projeler Bakanlar Kurulunda, Çevre Bakanlığında ya da DPT’de takılıyor.
Bununla kalmıyor, belediyenin yaptığı Barış Ormanına Hazine, "o arsa bizim, diktiğiniz ağaçları sökün" diyerek, yazı üstüne yazı gönderiyor.
Ama, Erdoğan, "hiç kimse AKP kendi belediyesine farklı, bize farklı davrandı, diyemez" diyor. Bu sözü, yukardaki örneklerle çelişiyor. Bu örnekler belgeli, kayıtlı, tanıklı.
Baydemir, kendilerine engel çıkartıldığı iddiasını ortaya atınca, Erdoğan esip savuruyor, hatta Baydemir hakkında soruşturma açılıyor.
Diyarbakır durup dururken neden alevleniyor? Seçim gecesi Erdoğan:
"Gelecek yıl belediye seçimlerinde İzmir ve Diyarbakır’ı istiyorum".
Bunun için, şimdi düğmeye basıyor. Baydemir’in çıkışını kullanarak, ona yükleniyor.
Erdoğan’ın isteği boşuna değil. AKP Diyarbakır’da 67 bin olan oyunu 190 bine çıkartıyor. DTP’nin oyu ise, 240 binden 200 bine geriliyor. Şu anda AKP ile DTP arasında 10 binlik fark var.
AKP hükümeti oraya yatırımla yüklense, örneklerdeki gibi, belediyeye güçlük çıkartsa, başkana soruşturma açarak, gözdağı verse, "Diyarbakır’ı istiyorum" sözü yolunda ciddi mesafe alınmış olacak.
SORUŞTURMA NAFİLE
Bir süre önce, Diyarbakır’a bağlı Sur ilçe belediye başkanı, söylediği sözlerden dolayı görevinden alınıyor. Başkan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruyor. Çok büyük olasılıkla, AİHM Türkiye’yi suçlu bulacak ve başkanı görevine iade edecek.
Türkiye Avrupa Yerel Yönetim Şartı’nı imzalıyor. Orada, seçimle gelen belediye başkanlarını görevden almak söz konusu değil. Cinayet, fiili soygun gibi suçlar dışında. Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde, siyasal nedenlerle görevden alınan belediye başkanlarının tamamını, AİHM görevine iade ediyor.
Baydemir’e soruşturma, Erdoğan boşuna kürek çekiyor. "Diyarbakır’ı istiyorum" diyor ya, bu iddia şimdi kavgayla başlıyor.
Baykal, bonjur mösyö
HAZRETİN aklı başına yeni geliyor, dört seçim yenilgisinden sonra.
Deniz Baykal Anadolu’yu dolaşmaya karar veriyor, bonjur mösyö (bonjour monseieur). Artık dolaşmasa da olur, dostlar alış verişte görsün.
Seçim sırasında ben Anadolu’da dolaşırken, bazı CHP il ve ilçe merkezlerinde gördüğüm manzaraları anımsıyorum. Bazılarında okey oynanıyor ya da kafa çekiliyor, Türkiye kurtarılıyor. Sanki kahvehane.
CHP Politbürosu bunları bilmiyor mu? Politbüroda ahbap çavuş ilişkileri ile siyaset, işte buraya kadar. Bu örgütle seçim kazanmak, Nejat Uygur’un vodvilleri gibi, "güldürme beni" misali.
Türkiye’yi dolaşırken, Baykal bunları görecek, gereğini yapacak, sonra seçim kazanacak.