Bu soru daha çoook buz eritecek

Dünyanın kalan kısmındaki enerji kaynakları bitti. Şimdi sıra kutuplara geldi. Kuzey Kutbu’na yakın beş ülke birkaç aydır kutuplar üzerindeki amaçlarını açık açık gösteriyor.

ABD, Rusya, Kanada, Norveç ve Danimarka kutupların altındaki müthiş petrol ve doğal gaz kaynaklarını nasıl kullanırız diye uğraşıyor. Akılda şu soru var? Kuzey Kutbu kimin?

Lomonosov Tepeleri hangi ülkeye ait? Rusya’ya mı, ABD’ye mi, Norveç’e mi, Danimarka’ya mı yoksa Kanada’ya mı ait? Bu sorunun çevresinde son aylarda müthiş bir meydan savaşı yaşanıyor. Meydan savaşı demek belki çok doğru değil. 1960’ları, 1970’leri andıran soğuk savaş ya da denizler altında bir savaş. Hatta, siyasal anlamın ötesinde, doğrudan soğuk savaş daha denk düşüyor.

Çünkü, bu beş ülkenin paylaşamadığı Lomonosov Tepeleri, sıfırın altında 60, 70 derecede. Hem soğukta, hem deniz altında. Şimdiye kadar sadece bayrak dikme yarışında anılan bu tepeler, bir anda dünya devlerinin gözdesi oldu.

Global ısınma, daha doğrusu küresel iklim değişikliği, beraberinde bin türlü sorun getiriyor. Ama, denizaltında bir savaşı akla getirebileceğine, geçen yıla kadar kimse ihtimal vermiyor. Ne zaman ki, global ısınmayla birlikte, buzullar erimeye başlıyor, birilerinin aklına her şeyden önce Kuzey Kutbu düşüyor.

Çünkü, Kuzey Kutbu’nda eriyen buzulların altında, özellikle de Lomonosov Tepeleri’nin dibinde iki hazine var. Kuzey Irak’taki petrol rezervinden daha çok petrol, Türkmenistan’daki doğalgazdan daha çok doğalgaz var.

PETROL VE DOĞALGAZ BENİM

Kuzey Kutbu’nun tam ortasında yer alan Lomonosov Tepeleri, aslında uluslararası sularda. Ama, bu buzdağının görünen bölümü.

Ya görünmeyen bölümü? Yani, bu tepelerin uzantısı? Denizin altındaki uzantılar hangi ülkenin topraklarıyla bütünleşiyor? Teknik deyimle, o tepeler hangi ülkenin kıta sahanlığına giriyor?

Hangi ülkeye giriyorsa, o ülke "Lomonosov’un altındaki petrol ve doğalgaz benim" diye bastıracak.

O doğal kaynakları elde etmek adına, beş ülke şimdi soğuk savaşta. Avrupa-Amerika-Rusya üçgenindeki bütün siyasal görüşmelerin acil kodu şimdi Kuzey Kutbu.

Kuzey Kutbu kime ait? Ülkelerin kendi iç politikalarında, asıl uluslararası politikada ve Birleşmiş Milletler’de bu kod etrafında dönüyor.

Kuzey Kutbu’na ilk gemiyi Ruslar gönderiyor. İkinci gemi Danimarka’dan, üçüncüsü ABD’den hareket ediyor. Derken Kanada ile Norveç’in gemileri de aynı hedefe ilerliyor.

Her geminin rotası da aynı, amacı da. Hepsi de, Kuzey Kutbu’nda, deniz altından gönderdikleri sismik dalgalarla Lomonosov Tepeleri’nin, kendi ülkelerine uzaklığını ölçüyor. Aynı zamanda, o tepelerin kendi kıta sahanlıklarına girip girmediğinin tespiti ile meşgul.

ŞİMDİDEN YATIRIMA BAŞLADILAR

Altmış milyon yıl önce Kuzey Kutbu yok. Altmış milyon yıl önce, Amerika, Avrupa ve Asya tek bir anakara. Yerkabuğunun soğumasıyla birlikte, ortaya üç kıta ve iki okyanus çıkıyor. Devamında, alın size Kuzey Kutbu.

Buzulların erimesiyle birlikte, ülkelerin Kuzey Kutbu iddiası da tek tek ortaya dökülüyor. Kanada beş milyar dolar harcayarak Kuzey Kutbu’nda iki askeri üs kurup sekiz buzkıran gemisi inşa edeceğini açıklıyor. Danimarka Başbakanı AB’nin bu alanda desteği için görüşmelere geçiyor. Ruslar "BM Kıta Sahanlığı Komisyonu’na" başvuruyor.

1994’te BM bu başlıkla bir komisyon kuruyor. Komisyonun iki kararı var: Biri, Türkiye’yle Yunanistan’ı ilgilendiren, kıta sahanlığının 12 mile yükseltilmesine ilişkin kararı. Diğeri, "Deniz altından 200 millik mesafede ülkelerin deniz altındaki kaynakları işletebileceğine" ilişkin kararı. Kuzey Kutbu’nun mülkiyeti bu kararla bağlantılı. Deniz altındaki sismik uzaklık ölçümleri, bu karar kapsamında büyük hukuki değere sahip.

Der Spiegel Dergisi’nin bu yılki 34. sayısından derlediğim bu bilgiler, hep aynı soruya yönelik: Kuzey Kutbu kimin?

Daha çoook buz eritecek bir soru. Nasıl eritmesin, işin ucunda petrol ve doğalgaz var. İşte, size yeni bir soğuk savaş.
Yazarın Tüm Yazıları