Birlik Vakfı’ndan Çankaya’ya birlikte yolculuk

İSMİ şimdi ortada pek görünmüyor. Refah ve Fazilet Partisi’nden, o dönemin Kültür Bakanlarından İsmail Kahraman.

İsmail Kahraman’ın oluşturduğu Birlik Vakfı var. Muhafazakarlık ötesinde, dindar kişilerin üye olduğu bir vakıf. Bugün devlette görev yapan pek çok genel müdür, müsteşar ile AKP milletvekili, Bakan ve AKP örgüt üyelerinin bir bölümünün siyasal kimliği Birlik Vakfı’na kadar gidiyor. Hatta, AKP kurulurken başı Birlik Vakfı çekiyor.

Tayyip Erdoğan ile Abdullüh Gül’ün birlikte yaptıkları siyasal yolculuk Birlik Vakfı günlerinden başlıyor. 80’li yılların ikinci yarısından itibaren.

O kadar eski, o kadar güvenli, o kadar tartışmasız.

Aralarındaki güveni perçinleyen ilk temel olay, Erbakan’a karşı birlikte yürüttükleri mücadelede görülüyor. Bu güvenin doruk noktası ise, Gül’ün, Başbakanlığı Erdoğan’a en küçük itirazı olmadan bırakmış olması.

58-59 ALIŞ VERİŞİ

AKP’nin kuruluşu sırasında, Erdoğan’a çekince koyanlara karşı göğsünü siper eden, yine Abdullah Gül. "Gösterildiği gibi değil, korkulacak biri değil" sözleriyle, AKP’nin daha kuruluş günlerinde Erodoğan’ı en önde Gül savunuyor. Aralarındaki güveni daha baştan perçinleyen bir tavır.

58. Hükümetin Başbakanı Abdullah Gül. O sırada Tayyip Erdoğan, "minareler süngümüz" sözleri nedeniyle, yasalarla başı dertte, mahkumiyeti var. Yasa, milletvekili seçilmesine ve Başbakanlığına engel.

58. Hükümetin Başbakanı Gül, erteleme yasası çıkartıyor, Erdoğan’ın mahkumiyetini kaldırıyor. Ona Başbakanlık yolunu açıyor. Başbakanlığı Erdoğan’a devrediyor.

59. Hükümetin Başbakanı da, Gül’ü Cumhurbaşkanlığına getiriyor.

Al Gül’üm, ver Gül’üm.

TÜRBAN ÇANKAYA’DA

Bu birliktelik, en can alıcı noktasını şimdi koyuyor. Bütün tepkilere rağmen, türban yine de Çankaya’ya çıkıyor.

O kadar ki, Abdullah Gül, türbanı nedeniyle, eşinin üniversiteye alınmayışına itiraz ediyor. İtirazını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürüyor. Türbana o ölçüde inanan biri.

11. Cumhurbaşkanı adayı, türban nedeniyle, başına geçeceği devletle mahkemelik oluyor.

Başbakan olunca, bu davayı geri çekiyor.

SON GECE

Aslında, kendisi dışında, Erdoğan’ın başından beri aklından geçen, Abdullah Gül. Ama, bir de yedekte tuttuğu Vecdi Gönül var. Birilerinin itirazına karşı.

Nokta, önceki akşam Erdoğan-Bülent Arınç görüşmesinde konuyor.

Arınç, "Erdoğan’ın ve Gül’ün dışında bir aday belirlenirse, kendisinin aday olacağını" net sözlerle ifade ediyor.

Arınç’ın adaylığı AKP için kabus. Gerçi, AKP içinde otuz-otuzbeş kişilik, kendisine bağlı bir ekibi var. Ama, genel olarak Arınç’a AKP’nin önemli bölümü uzak duruyor.

Bunun Türkçesi var. Erdoğan’ın Gül dışında bir aday göstermesi ve Arınç’ın adaylığını koyması, AKP içinde bölünme işareti. Bunu elbette hiç bir parti lideri istemez.

Abdullah Gül, dışardan bakınca, kamu oyunda, daha ılımlı görünen biri. Gerçekten öyle mi, değil mi, bunu Çankaya’da görmek daha kolay.

Bu arada, Erdoğan’ın adaylığını önlemeye kilitlenen muhalefet yaya kalıyor. Çünkü, türban yine de Çankaya’da.

Son söz, Erdoğan’ın Abdullah Gül’ün adaylığını açıkladığı dünkü gurup toplantısı ile ilgili. Gurup değil, sanki AKP Kongresi.

Slogalarla sık sık kesilen konuşma, alkışlar, bir gurup toplantısını aşıyor, bir maç havasına sokuyor. Gereksiz bir gösteri.

Birlik Vakfı ile başlayan dostluk, Erdoğan-Gül alış verişi, Türkiye’nin siyasal kaderini belirliyor.
Yazarın Tüm Yazıları