Bir garip Türkiye!

HER tarafından gariplik fışkıran bir ülkede yaşıyoruz. Bunları bir yabancıya anlatsak inanmaz ve ‘‘abartıyorsun, böyle şey olamaz’’ der.

Hangisini yazmalı, neresinden başlamalı!

Alanya'da dört yabancı turiste tecavüz edip ikisini öldüren bir sapık, tam yedi yıl sonra Rahşan affıyla serbest bırakılıyor. Adam elini kolunu sallaya sallaya çıkıyor, bu kez de Hollandalı televizyon muhabirini tokatlıyor. Sonra birileri ‘‘aaaa, biz yanlış yapmışız’’ diyerek sapığı yeniden içeri alıyor.

Yahu bu ne rezalettir, ne utanmazlıktır.

Dünyanın neresinde böyle bir suç işlemiş biri yedi yıl yattıktan sonra tahliye edilir? Bu adamı kim, hangi mahkeme, hangi savcı tahliye etmiştir? Bu işte ‘‘yanlışlık’’ olur mu? Eğer varsa, bu ‘‘yanlışlığı’’ yapanlar hakkında ne gibi bir işlem yapılacaktır?

* * *

Türkiye'de yüz binlerce insanın içtiği, dışarıya da ihraç edilen Niksar Ayvaz suyunda kanser yapıcı ve yüksek oranda arsenik çıktığı Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanıyor. Açıklamada ayrıca, bu suyun toplatıldığı belirtiliyor. Çok sayıda bakkal ve markete sordum, toplatılmadı. Bu su halen satılıyor.

Firma, suyunun temiz olduğunu iddia ediyor.

Sağlık Bakanlığı şimdi niçin susuyor? Niksar suyu ile ilgili gerçekler nedir? Arsenik var mıdır, yok mudur, su temiz midir, zararlı mıdır?

Açıklanan sonuçlar doğru mudur, yanlış mıdır?

Piyasada satılan diğer şişe sularının durumu nedir?

Bu suyu oteller satıyor, turizm mevsiminde bizimle birlikte yabancılar da içiyor.

Ülkelerin ‘‘uygarlığı’’ işte böyle durumlarda ortaya çıkar. Bir suda arsenik çıkarsa kıyamet kopar ve bunun üretimine bugüne kadar nasıl izin verildiği sorulur. Trilyonluk davalar açılır.

Sağlık Bakanlığı yapmış açıklamasını ve sütre gerisine çekilmiş. İşin üzerine giden, doğruyu araştıran hiçbir makam, hiçbir kuruluş yok.

* * *

Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan ilginç şeyler söylüyor. Bir bakan bir başka ülkede bunları kendi bakanlığı için söylese, yine kıyametler kopar.

Hırsızlık, yolsuzluk, soygun, vurgun.

Okuyan
bunları ‘‘Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu’’ diye açıklıyor...

Ve erken emekli edilenler, 30 yaşında emekli olanlar, hak etmediği halde SSK ve Bağ-Kur tarafından maaşa bağlanmış on binlerce üçkáğıtçı.

Dahası var, dahası! Prim ödemeyen sahtekárlar, işçinin sırtından prim vurgunu yapan işverenler ve çoktan batmış bir sosyal güvenlik sistemi.

Bu iş nereye gidiyor? Birkaç yıl sonra ne olacak? Sistem çökecek mi?

Kimse bir şey bilmiyor, kimse ilgilenmiyor. İşin başındaki kişi yırtınıyor, feryat ediyor, bütün kulaklar tıkalı.

* * *

İzmir'de geçtiğimiz günlerde bir tıp kongresi toplanıyor. Sponsorlardan Alman Drager firması toplantıda bir Türkiye haritası dağıtıyor. Ülkemize anestezi ve yoğun bakım aletleri satan bu yabancı firmanın haritası çok ilginç! Dokuz Eylül Üniversitesi Onkoloji Bilim öğretim üyesi Prof. Dr. Faik Sarıalioğlu yazıyor:

‘‘Karadenizliyim. Haritada yer alan şu isimlere lütfen bakınız. Yörede bu isimleri taşıyan ne bir levha vardır, ne de bir sembol. En yaşlı yerliler bile bu isimleri bilmez. O halde böyle bir harita, katılımcıların tamamı Türk olan bir bilimsel toplantıda niçin dağıtılır? Amaç nedir? Bıktık bu ülkeye ihanetlerden, Sevr'i yeniden önümüze süren Batılı sözde dost ve müttefikler ve onların içimizdeki işbirlikçilerinden.’’

Harita elimde. Türkçe isimlerin yanında büyük harflerle diğer isimler yer alıyor. İşte birkaç örnek:

Akçaabat-Mermenose. Ayancık-Tetracis. Tosya-Doceia. Taşova-Chole. Mesudiye-Sauronisena.

Haritanın tamamı, yani bütün Türkiye bu isimlerle dolu.

Alman firması Drager, bu küstahlığı başka bir ülkede yapabilir miydi?

* * *

Devlet Bakanı Fikret Ünlü'ye burada birkaç kez sordum. Milli Takım'a lacivert giydiren sponsor firmalar, Kore için kaç para vermişti? Ses gelmiyor! Demek ki bunu toplumdan gizliyorlar. Acaba neden?

Cumhurbaşkanı önümüzdeki cuma günü Çankaya'da çok önemli bir AB zirvesi toplayacak... Ve bu toplantıya Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i çağırmayacağını söylüyor! Dışişleri Bakanı olmadan toplanacak AB zirvesi! Çok ilginç!

Bir garip Türkiye olduk. Duyarsız, sessiz, tepkisiz, yanlışlarla dolu!

Gazeteci olarak ne yazacağımı şaşırıyorum, olup biteni izledikçe hayretten donakalıyorum.
Yazarın Tüm Yazıları