Bir 24 Nisan’ı daha geride bırakamazken

ABD Başkanı Obama bu yıl da “soykırım” demedi. Rahat bir nefes almak için yeter mi?

O nefesi, hepimizin vicdanları rahat edene kadar alamayacağız.

Haberin Devamı

Çünkü o meselenin altında büyük bir acı yatıyor. O acı bizim de ortak belleğimiz.

Anadolu sırlar toprağı.

Yerlerinden edilen insanların buluştuğu ya da vedalaştığı toprak.

Halkların hikâyesi tek başına yaşanmıyor. Kovalayan da kaçan gibi aynı felaketin acısını taşıyor.

Bu coğrafyada, atalarının köyünü kasabasını ziyaret etmek için kimler yollara dökülmedi? Belki bir taş bulmak umuduyla Yunanistan’a gidenler, Yunanistan’dan gelenlerden mi başlasam anlatmaya? Boş kalan Balkan köylerinden getirilen bir avuç toprakta saklı anıların, küçük bir cam kavanozun kırılmasıyla nasıl savrulduğunu mu anlatsam? 

Yoksa akrabadan birisinin Ermeni olduğunu ölüm döşeğinde fark edenlerin sırlarını mı paylaşsam?

Ölüm, tecavüz, yangınlarla gölgeli ortak anıların ağırlığı yüzünden, yas tutamayan, bayram yaşayamayan sınır insanlarının suskunlukları üzerindeki karanlık perdeleri mi aralamaya çalışsam?

Ermeni meselesi sadece siyasi proje değil. O tarafı da var ama bu içindeki insan hikâyesini inkâr etmeyi gerektirmiyor. Siyasi pozisyon alırken dertleşmeye, teselliye ihtiyaç duyan bir derin yarayı görmezden gelmek niye?

* * *
      
BU yıl Türkiye’de ilk kez Ermeni halkının acısını paylaşmak için sokağa çıkıldı. Buna karşı çıkanlar da oldu.

Karşı çıkanların endişelerini de anlamak lazım. Onlar, bu girişimleri dışarıya karşı zafiyet belirtisi, saflarda çatlaklar oluştuğu mesajı olarak yorumluyorlar.

Aksine, Türkiye’nin büyüklüğünü gösteriyor bu girişimler. .

Türkiye, tarihinde ilk kez bütün meseleleriyle bu kadar samimi biçimde hesaplaşıyor.

Kolay olmuyor ama ilk kez ezberler bozuluyor.

Demokrasi mücadelesinde kararlı adımlar atan Türkiye, dünyanın da ezberlerini bozuyor.

Keşke Ermenistan’da da Türkiye’de olduğu gibi, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesini isteyenler seslerini çıkartabilselerdi.

Halkın gerçek renkleri, dünkü gazetelerde yer alan o nefret imajının tekdüzeliği ile örtülmeseydi. 

* * *

Haberin Devamı

ABD Başkanı Obama, 24 Nisan konuşmasında, “Ermeni halkının boyun eğmez ruhu, onları yok etmek isteyenlere karşı kalıcı bir zaferdir” diyor ama geçen yıl atıfta bulunduğu protokol sürecinin zora girmesine rağmen “soykırım” sözcüğünü telaffuz etmiyor.

Tehcir sırasında Ermenilere yardım eden Türklerin bulunduğunu da anımsatıyor.

Hem de ilk kez.

Bunda Türkiye’de, sır gibi saklanan hikâyelerin anlatılabileceği ortamın yavaş da olsa yaratılmasının da etkisi var. İnkârcılık yıllarının geride kalmasının.

Bu hikâyelerin anlatılması, acılara ortak olunması olaylarla ilgili tartışmaları kapatma, noktalama anlamı taşımıyor.

Önümüzde çok uzun bir yol var.

Çünkü tarihin hükmü tek taraflı verilemiyor.

Ne de Amerikan Başkanı’nın bir tek sözcüğü telaffuz edip etmemesiyle dün aldığımız nefes gerçekten rahatlatabiliyor.

Yazarın Tüm Yazıları