Bıkmadan usanmadan Kıbrıs

ESKİ hikâyeler, örümcek ağlarıyla kaplı bavullardan çıkan yıpranmış tozlu kumaşlar gibi neresinden tutsan elinde kalıyor.

Haberin Devamı

Kıbrıs’a gitmek üzere dün yola çıkarken, apar topar izinden işe çağrıldığım o günü anımsıyorum. KKTC’nin ilan edildiği günü. Sonra bitmek tükenmek bilmeyen Denktaş-Kleridis, Denktaş- Papadopulos görüşmeleri, İsviçre, New York buluşmaları gözümün önünden geçiyor.

Annan Planı öncesinde Birleşmiş Milletler merkezinde yukarıdaki görüşmelerden gelecek kararın açıklanmasını beklerken,  Türk, Yunan ve Kıbrıslı gazetecilerle birlikte gece yarısından sonra bulduğumuz tek yemek olan lahmacunların kasalarla BM’ye gelişini anımsıyorum. O kocaman salonun buram buram soğan kokması ve daha nice anılar geliyor aklıma.

“Çözümsüzlük çözümdür”den, çözüm için tam bir iğne ile kuyu kazma süreci olan Talat dönemine kadar uzanan yirmi yedi yıl.
Ama şimdi durum değişiyor. Kıbrıs yeni bir döneme giriyor.

* * *

AVRUPA BİRLİĞİ üyeliği ile bozulan dengeyi düzeltmek için Lizbon Antlaşması’yla birlikte yeni bir fırsat kapısı aralanıyor KKTC’nin önüne.

Avrupa Birliği’nin, Annan Planı’ndan sonra verdiği “doğrudan ticaret” sözünü yerine getirmesi için koşullar daha uygun hale geldi.
Ayrıca İnsan Hakları Mahkemesi’nin mülkiyet davlarıyla ilgili aldığı karar da önemli. Mülkiyet haklarıyla ilgili iddialar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitmeden önce KKTC’deki Komisyon’a götürülecek.

Bu iki önemli adımdan sonra, sırtını Avrupa kararlarına dayayan güneyden, kendilerine yönelik baskının arttığını gösteren açıklamalar geldi. 

* * *   

ÖNEMLİ bir gelişme de, bugüne kadar “Türk ordusunun Türkiye ve KKTC’de siyasete doğrudan müdahale ederek çözümün önünü tıkadığı” iddialarının etkisizleşmeye başlaması.

Bu gerekçeyle çözümsüzlüğe sarılan Kıbrıs’taki Rum siyasi güçlerinin eli zayıflıyor.

Türkiye, askerin siyasete müdahalesi konusunda ciddi aşamalardan geçiyor. Kıbrıs, gerçekten de bir güvenlik sorunu olarak ele alındığı için düne kadar askerin ağırlık koyduğu bir süreçti. Ama uzun bir zamandan beri Kıbrıs ile ilgili siyaset öne çıkıyor.

Türkiye’de askerin siyasete müdahalesine ise artık çok geniş bir çevre karşı çıkıyor.

* * *

KIBRIS’ta karar anı yaklaşıyor.    

Yunanistan Başbakanı Papandreu da yeni ve çözüm sürecini olumlu etkileyebilecek bir unsur. Annan Planı’nın Rumlar tarafından kabul edilmemesinde Karamanlis’in son dakikadaki çekimserliğinin büyük payı olmuştu.

Dün Ada’ya ilk resmi gezisini yapan Papandreu, çözüme destek verdiğini açıkladı.   

Papandreu’nun Kıbrıs konusunu sahiplenmesini olumlu değerlendirirken, Ada’nın Simitis-Papandreu döneminde Avrupa Birliği’ne üye olduğunu da unutmamak gerekir.

Papandreu Hükümeti’nin Kıbrıs’a dinamik ilgisini, bölge barışı için olumlu bir unsura çevirecek olan güç, Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma olacaktır şüphesiz.   

* * * 

KIBRISLI Türkler 18 Nisan’da başkanlık seçimlerine gidiyor. Ada’nın ikinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, yıllardan beri KKTC’ye emek veren rakibi Başbakan Derviş Eroğlu ile kıran kırana rekabet içinde.

Sonuçları tahmin etmek şimdiden mümkün değil. Ama Kıbrıs’ta çözüm için düne göre bugün, koşullar daha uygun.  

Haberin Devamı

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları