Baş dönmesi sık karşılaşılan bir sağlık sorunudur. Bu tatsız ve bir o kadar da korkutucu problem farklı nedenlerle ortaya çıkabiliyor.
En sık görülen nedeni orta-iç kulak bölgesindeki enfeksiyonlar. Özellikle iç kulağın virüs enfeksiyonları çok ciddi bir baş dönmesi sorunu yaratabiliyor. "Oturma pozisyonunda veya ayaktayken normal dengenin sağlanamaması hali" diye tanımlayabileceğimiz baş dönmesi ne iyi ki çoğu zaman önemsiz sebeplerle ortaya çıkıyor ve kısa sürede kendiliğinden düzeliyor.
NASIL OLUŞUR
Seyrek de olsa, baş dönmesi bazen ciddi bir sebepten de kaynaklanabiliyor. Örneğin kan basıncındaki ani düşmelerde beyne yetersiz kan ve oksijen gitmesi sonucu baş dönmesi ortaya çıkıyor. Baş dönmesine neden olan diğer ciddi durumlar arasında kalp kapakçığı hastalıkları (Aort darlığı), kalp krizleri, şiddetli hipertansiyon atakları veya kritik düzeye inmiş kan basıncı durumları sayılabilir. Baş dönmesinin bir nedeni de içkulakta yer alan denge organının iyi çalışmamasıdır. Denge mekanizması, göz hareketlerini de kontrol ettiği için, vertigoda çevre dönüyormuş gibi de hissediliyor. Baş dönmesinin en sık görülen nedenleri arasında iç kulakta yerleşen virus enfeksiyonları gösteriliyor.
NEDENLERİ ÇOK FARKLI
Baş dönmesinin pek çok sebebi var ama en sık görülenleri şunlar:
Şiddetli ağrılar
Sık ve derin solunum yapılması
Baş ağrısı atakları
Yaralanmalar
Korku ve heyecan halleri
Kan basıncının aniden düşmesi
Öksürük nöbetleri
Uzun süreli yatar pozisyondan aniden ayağa kalkmak
İçkulağın viral enfeksiyonları
Psikolojik sorunlar
Beyin ve beyincik tümörleri
Fazla alkol almak
Boyundaki karotit sinüse baskı yapan durumlar (gömlek yakasının çok dar olması gibi)
Sakinleştiriciler, bazı kalp ilaçları, antikonvülzanlar, aspirin, dilantin, narkotikler, tansiyon düşürücü gibi ilaçlar
Kalp atım hızının dakikada 30’dan daha az ya da 200’den daha fazla olması
Klasik migren atakları
Madde bağımlılığı
İlaç alerjileri
Ortakulak cerrahisi veya travmasını takiben,
Kulak zarı yırtılması, kulak hastalıkları
Görme problemleri
NE ZAMAN DOKTORA BAŞVURMALI
Eğer baş dönmesi ile birlikte,
Bilinç kaybı varsa,
Oda ve eşyalar kişinin etrafında dönüyorsa,
Baş dönmesi günlük aktiviteleri engelliyorsa,
Baş dönmesi ilaç kullanımıyla birlikte başlamışsa,
Göğüs ağrısı, uyuşukluk gibi bulgular varsa
beklenmeden doktora başvurmak gerekiyor. Baş dönmesi sorununuz birkaç saatten hele birgünden fazla sürerse mutlaka bir doktordan yardım isteyin.
Hipertiroidi tanısı nasıl konuyor
Hipertiroidi tiroid bezinin aşırı miktarda tiroid hormonu üretmesi halidir ve birçok nedenle ortaya çıkabiliyor. Bu hastalığın tanısı basit bir kan analiziyle kolayca konulabilmektedir. Hassas TSH testiyle T3 ve T4 hormonlarının tetkiki tanı koydurucudur. TSH düşük, T3 ve/veya T4 yüksek bulunacaktır. Ayrıca tanı için tiroit otoantikorları, reseptör antikorları, tiroit sintigrafisi ve tiroit ultrasonografisi gibi yöntemlerden de yararlanılmaktadır. Doğru teşhis ve tedavi için uzman bir doktordan yardım istemeyi unutmamalısınız. Hipertiroidi tedavisi uzmanlık işidir. Doktorunuz tedavide ilaçlardan, cerrahi yöntemlerden veya radyoaktif iyot tedavisinden yararlanacaktır.
Hipertiroidinin çoğu kez tekrarlayıcı bir sağlık sorunu olduğunu ve belirli aralıklarla kontrol testleri yapılmasının gerektiğini de unutmamanızda yarar var!
İnsülin-stres ilişkisi
Böbreküstü bezlerinde yapılan kortizon ve benzeri hormonlar insülinin kandaki şekeri enerji olarak kullanmak üzere hücrelere taşıma yeteneğini azaltır. Stresle kortizon artması, kan şekerini yükseltir. Stres hormonu kortizolün yüksek seviyeleri kalp-damar hastalıkları ve Alzheimer hastalığı için güçlü bir risk faktörüdür. Fiziksel ve ruhsal stres, kortizon seviyelerinde yükselmeye neden olur. Kalp-damar sisteminin önemli bir tehdidi haline gelir.
Bazı araştırmacılar, insülin direncinin ve Sendrom X’in, böbreküstü bezlerinde kortizolün aşırı üretimi sonucu oluşan Cushing hastalığının öncü ve hafif bir şekli olduğunu belirtmektedir. Stresin kilo aldırıcı bir etkisi olduğu biliniyor. Bu etkiye insülin fazlalaşmasının da katkısı olabilir.
Kolesterolünüzü ne zaman kontrol ettirmelisiniz
20 yaşın üstündeki herkesin total kolesterol seviyesini ölçen bir kan testiyle işe başlamasını öneriliyor. Eğer total kolesterolünüz 200 mg/dl’nin üstündeyse, o zaman LDL, HDL ve trigliserit değerlerinizi kontrol ettirin. Sonraki kolesterol kontrolleri düzenli tıbbi muayenelerde yapılmalıdır. Eğer kolesterolünüz yüksekse ve doktorunuz diyet değişiklikleri veya diğer tedavileri öneriyorsa, muhtemelen tedavinin etkinliğini belirlemek için üç ayda bir kolesterolünüzü tekrar kontrol ettireceksiniz. Bu noktada, doktorunuz ilave tedavi önerip önermeyeceğine karar verebilir.
Programlı detoks daha kalıcıdır
Detoks programları usulüne uygun yapılıp şarlatanlıktan uzak kalındığında bedeniniz ve ruhunuzun yenilenme hızını artırır. Size özel planlanmış ve iyi hazırlanmış bir detoks programı tam bir ruhsal ve bedensel temizlenme, yenilenme ve iyileşme sağlar. Bu programların temel amacı kilo kaybı değilse de, tüketeceğiniz besinlerin çeşidi, miktarı ve yapacağınız egzersizler size kilo verdirecektir. Detoks kürleri ya da programları sayesinde kendinizi daha güçlü, zinde ve enerjik hisseder, daha iyi uyur, dengeli ve düzenli bir ruhsal yaşama sahip olursunuz. Konsantrasyon ve hatırlama problemlerini artık pek yaşamazsınız. Bunun yanında; her sabah güne zinde ve mutlu başlar, günü dinç ve genç tamamlarsınız. Mide, bağırsak problemleriniz, kalp sorunlarınız ya da diğer hastalıklara ilişkin riskleriniz oldukça azalır. Işıl ışıl parlayan daha genç bir cilde ve saçlara sahip olur, daha güçlü bir bağışıklık sistemi geliştirirsiniz. Detoks kürleri ve programları, bağışıklık sisteminizi maksimumda tutmanın en güvenli yoludur.
Reflüden nasıl korunacaksınız
Reflü yapan yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
Kilonuza dikkat edin! Fazla kilolarınızı hemen verin!
Az miktarda ve sık sık yiyin!
Yemekten sonra hemen yatmayın. Akşam yemeklerinizi erken saatlerde tamamlayın ve azaltın.
Alkol kullanmayın, sigarayı bırakın!
Uzun süre öne eğilmekten kaçının.
Midenizi ekşiten yağlı besinlerden, alkol, çikolata, soğan, sarmısak, baharat, meyve suları ve kafeinden uzak durun.
Başınızı yüksekte tutacak şekilde yatın.
Gazlı içeceklerden kaçının.
Doktorunuzun önerdiği ilaçları düzenli kullanın.
Alkol kullanmanız hangi
durumlarda yasak
Ciddi sağlık sorunu olanlar kesinlikle alkol içmemelidir, çünkü alkolün çok az miktarı bile sorunlara yol açabilir.
Kışın 14 kilo verdim ancak bu hafta tatile gideceğim ve açık büfe mönülerden faydalanacağım. Kilo almadan dönmek için neler yapabilirim? Öneriler verebilir misiniz?
Ultra herşey dahil beslenme
Sonbahar ve kış aylarında fazla kilolarından kurtularak yaza merhaba diyenler diyet esnasında kazandıkları beslenme alışkanlıklarını kısa sürede terk edebiliyorlar. Bütün senenin yorgunluğunu atmak isterken "porsiyon kontrolü" terimi hiç akla bile gelmiyor. Son yıllarda ultra her şey dahil terimi de eklenen tatil köyleri veya oteller beslenme cennetine dönüştü. Tatilinizi geçirdiğiniz bu mekanlarda beslenme yanlışları yapmak veya yapmamak arasında çok ince bir çizgi bulunuyor. Diyetinizi bozmayacak, koruma dönemi kilolarınızı tehlikeye sokmayacak seçimlerin bu sistemde sizin elinizde olması ve besin çeşitliliğinin bir hayli yüksek olması büyük bir fırsat olmakla beraber, kendinizi kaybettiğiniz anlarda çok tehlikeli olabilmektedir.
Yiyeceklere ulaşabilme imkanı olduğundan, hazırlama gibi bir zahmetiniz de bulunmadığından öğün kaçırma gibi durum söz konusu olmamalıdır. Öğün atlamaktan sakınmalı ve ara öğünlerinize benzer yiyeceklerle 3 saatte bir yiyecek tüketmelisiniz.
Kahvaltıyı her saat yapabileceğinizi düşünüp "geç kahvaltı" tercihini sürekli kullanarak öğle yemeğine dönüştürmekten kaçının.
Besinlerin hazırlanması sırasında sizin içine konulan yağ miktarı hakkında bir bilgiye sahip olmadığınızdan mutlaka sulu yemekleri süzerek susuz kısımlarından tercih edin.
(Devam edecek...)
Tatlı krizi gelince ne yapmalısınız
Şu anda diyetle zayıflamaya çalışıyorum. Ama tatlıyı çok seviyorum. Yememek için kendimi zor tutuyorum. Böyle durumlarda ne yapmalıyım?
Sevdiğiniz yiyeceklerden böyle uzak durarak acı çekmeyin. Zayıflama diyetinde yasak olmaz! Bazı yiyeceklerden uzak durmak gerekse de onları tamamen hayatınızdan çıkarmak zorunda değilsiniz. Özellikle tatlıyı bu kadar çok seviyorsanız asla onu diyetinizden ayrı tutmayın. Sevdiğiniz güzel bir parça çikolata ya da pasta ancak miktarları ayarladığınızda size sevimli yüzlerini göstereceklerdir. Ayda bir veya iki gün istediğiniz bir tatlıya diyetinizde yer vermek hem diyette sürekliliğinizi sağlar hem de diyete uymanın sonunda aldığınız bir ödül gibi düşünülerek motivasyonunuzu artırır. Şunu unutmayın ki, burada önemli olan tatlıdan vazgeçmek değil... Ne kadar tatlı yiyeceğinizi bilmektir. Bu konuda mutlaka diyetisyeninizden yardım isteyin ve "O tatlıyı yememeliyim!" diye bağırmaktansa "Bu ay hangi tatlıdan yiyebilirim" deyin.