Barzani’ye şartlı desteğin çözümdeki yeri

MESUT Barzani’nin altı yıl aradan sonra Türkiye’ye yaptığı ziyarette, gündeme gelen konular neredeyse yirmi yıldan beri hep aynı. Ne isteklerde ne de verilen yanıtlarda büyük bir değişiklik var.

Ankara Mahmur Kampı’nın kapatılmasını istiyor.
Barzani, “Kimseye kural dayatmıyoruz. Boşaltmak isteyen boşaltır, bizim engelimizle karşılaşmaz” diyor.
Yani dünyada mülteci kampları nasıl boşaltılıyorsa siz de öyle boşaltın diyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ve kampta bulunanları işaret ediyor. Benim topraklarım üzerinde bu kamplar artık var olamaz diyemeyeceğini ima ediyor. Doğrudur,. Mülteci kampları açıldıktan sonra onların kapatılmasının da uluslar arası hukukta yolu yordamı vardır.
Ayrıca bu kampın PKK’nın denetiminde olduğu göz önüne alınırsa, Barzani’nin kapatma kararının kendisi açısından iç politikada yol açacağı sıkıntıları da görmezden gelemeyiz.
Bu nedenle Barzani yapabileceğini söylüyor. Engellemeyeceğini söylemekle yetiniyor. .
   
BU ziyaret sırasında Ankara’nın,  yine her zaman olduğu gibi Barzani’ye PKK’lıların adları bulunan bir listeyi ilettiğini ve oradaki isimlerin Türkiye’ye verilmesini istediğini öğrendik.
Bunun yanı sıra PKK’nın bölgedeki örgütlenmelerinin engellenmesiyle ilgili de Barzani’den adım atması bekleniyor.
   
BU kez farklı bir durum var. O da Türkiye ile Irak Kürdistan Yönetimi arasında ekonomik işbirliği eski yıllara göre çok daha aktif, çok yönlü. Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan, son yedi yılda bölgeye yönelik ihracat artışının yüzde 31’e ulaştığını açıkladı. 6.1 milyar dolarlık ihracat rakamı,  ilişkilerin dışişleri bakanlığı ve sadece PKK gündemi ile sınırlı kaldığı günlere göre çok boyutlandığının ve derinleşme potansiyeli taşıdığının göstergesi.
Barzani, ziyareti sırasında Kürdistan Yönetimi’nin yatırımlara ihtiyacı olduğunu belirtiyor. ABD’nin, bölgenin ekonomik iyileştirilmesi konusunda bekleneni yapmamasından açıkça şikayet ediliyor.
Bölge bir yandan kalkınırken bir yandan da demokratikleşme taleplerinin arttığını görüyoruz. Barzani’ye karşı olanların sesleri çıkıyor artık.
Bu çerçeveden bakınca, Türkiye’nin ekonomik desteği Barzani Yönetimi açısından hayati önemde.
Ama bu PKK’yı tamamen karşısına alabilecek durumda olduğunu göstermiyor.
  
PKK sorununun çözümünü Barzani’den beklemek mümkün değil. Defalarca söylediğim gibi bu Türkiye’nin sorunu.
Tabii ki gerekli girişimler yapılmasın demiyorum. Ama Barzani ile ilişkileri PKK denklemi içinde kurmanın ne bu sorunun çözümüne, ne de Türkiye’nin Irak’ın kuzeyi ile ilişkilerine yararı var.
Irak Kürdistan Yönetimi bugün Barzani tarafından yönetiliyor. Evet, doğru fakat yarın ne olacağı bilinmez. Türkiye için önemli olan, kim yönetirse yönetsin Irak Kürdistan yönetimleri ile her zaman iyi ilişki kuracak düzeyde karşılıklı güvene dayalı temeli  oluşturabilmektir.
Bu ilişkide PKK’yı birinci mesele olarak ele almanın ne anlama geldiğini görmek için 90’lardan itibaren geçen döneme bir göz atmak yeter. O konuda bir ilerleme olmuş mu?
Ama öncelik bölge ile ortak çıkarların artmasına, ekonomik ve sosyal işbirliklerinin gelişmesine verildiğinde iklim değişecek ve bu iklimin PKK’yı yalnızlaştırması da sürpriz olmayacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları