Bafa Gölü ölüyor

Bafa Gölü için çok üzülüyorum. Çünkü ölüyor. Çok yazık!

Ölü olan canlılığı içinde barındıramaz. Halbuki Bafa Gölü öylesine büyük bir çeÅŸitliliÄŸi içinde ve etrafında barındırıyordu ki... Hem alternatif tatil beldesiydi, hem de özel olarak meditasyon gruplarının tercih ettiÄŸi bir yerdi. Yerdi diyorum, sanki eskiden yaÅŸamış gibi... Sanki artık ölmüş gibi... Ve ben böyle demek istemiyorum.  Â

Daha bundan bir ay önce Bafa Gölü kıyısında bulunan Natura Oliva’da kalmıştım. Tam göl kıyısında, zeytinlikler içinde, doğanın dokusuyla bütünleşmiş bir konaklama yeri. Göle girmeye niyetlendiğimde fena halde kokuyordu. O sırada anlamamıştım ve nedenini sormuştum. Bana yosunlar yüzünden olduğu söylenmişti. Meğer göl hastaymış, ölüyormuş, ben bilemedim. Çok üzgünüm. Fakat kimse de bilememiş, ta ki gözleri kocaman olmuş balıklar sahile vuruncaya kadar. Belli ki, havasızlıktan ölmüşler. Gölün oksijen kaynağı dereler, göle kavuşamayınca, sonuç ortada!

Gölü besleyen derelerin yolunu değiştirirken sanırım düşünemediler ve sonunda göl öldü. Tabii gölle birlikte içinde yaşayanlar da ölüyor. Ve çevresinde yaşayanların da burada barınabilmesi pek mümkün gibi gözükmüyor.

Peki, göl tamamen öldü mü? Bir ÅŸeyler yapmak mümkün deÄŸil mi?  Â

Üzüntü içinde gölün ölümünü mü seyredeceğiz? Yapacak bir şey yok mu? Hayata döndürülemez mi? İş işten geçti mi?
Bence henüz iş işten geçmedi. Hayata döndürülebilir ve gölün yaşaması sağlanabilir. Fakat acele etmek gerek. Hemen derelerin suyunu göle salmak gerek. Yoksa gerçekten iş işten geçecek ve hayatın kaynağı olan göl, ölümün temsilcisi olarak pişmanlık kaynağına dönüşecek.

Bafa Gölü, bizim gölümüz. Zenginliğimiz. İçinde ve dışında yaşayan bütün canlılık, sahip olduğumuz müthiş bir zenginlik. Fakat bu zenginliğimizin pek farkında değiliz. Kaybedince anlayacağız, fakat o zaman da çok geç kalmış olacağız.

Zaten insan, sahip olduklarının değerini ancak kaybedince anlıyor. Ne yazık!

Araştırmalar derinleşiyor

Sabah saatlerinde İkizler burcunda dolaşan Ay, öğle saatlerinde Yengeç burcuna geçiyor. Gökyüzünün bu konumu günün ilk yarısının son derece hareketli geçeceğini, buna karşılık günün ikinci yarısı dikkatin dışarıdan içeriye yöneleceğini işaret ediyor. Sabah saatlerinde haberleşmeye yönelik çalışmalar hareketli olacak. Öğleden sonra ise yapılan işler gözden geçirilebilir. Bilinçaltının derinlerine itilmiş olayların hatırlanacağını işaret eden gökyüzünün konumu araştırmaların derinleşeceğini gösteriyor.
Yazarın Tüm Yazıları