Bazı kaynaklardan büyük önderimiz Atatürk’ün gerçekleşen ünlü rüyalarını okudum. Hemen size aktarmak istedim. Bunlardan bir tanesi annesi ile ilgili olanı:
Görevi nedeniyle çıktığı yurtiçi gezilerinden birinde, trende uyurken gördüğü rüya, Atatürk’ün ter içinde uyanmasına neden olur. Zile basıp kompartman işlerine bakan Ali Çavuş’u çağırır. "Ali Çavuş kötü bir rüya gördüm. Yeşil, kır gibi bir alandaydık. Aniden sel geldi ve annemi alıp götürdü. Bu rüya beni biraz endişelendirdi. İzmir’e telgraf çekip, annemin sağlık durumu ile ilgili bilgi alalım" der. Kısa bir süre sonra yaveri Salih’ten şifreli bir telgraf gelir. Atatürk telgrafın şifreli olduğunu görünce "Annem öldü değil mi?" dedikten sonra, acı haberi alır. Ancak, seyahati yarıda kesmesi gerekmesine rağmen, görevi nedeniyle geri dönemez ve annesinin cenaze törenine de gidemez.
Bir diğer rüyası kendi vefatı hakkında:
Eylül 1938 tarihinde Atatürk hastalığıyla ilgili hafif bir rahatsızlık atlatmıştı. Bu olayın arkasından Prof. Afet İnan’a bir gece önceki rüyasını anlattı. "Demek ölüm böyle" dedi ve "Salih’e söyle, rüyamda ikimiz de kuyuya düştük ama o kurtuldu" diye ekledi. Burada bahsedilen kişi, Atatürk’ün yaveri Salih Bozok’tu. Ve, bu rüyadan 1,5 ay sonra Atatürk öldüğünde, ona candan bağlı olan Salih Bozok intihara teşebbüs etmiş, kurtarılmıştır. Bu olağanüstü insanın rüyaları bile sıra dışıymış. Biz onun sayesinde yataklarımızda mışıl mışıl uyuyoruz. O da yerinde huzur içinde yatsın.
Hepinize tatlı rüyalar, sevgi ile kalın. NOT: Bu rüyayı daha önce de yazmıştım, ama sizlerle tekrar paylaşmak istedim. Umarım siz de, bu duyguma hak vermişsinizdir.